25 Kasım 2024 20:22
Son Güncellenme Tarihi: 25 Kasım 2024 18:32

İş yerlerinde 25 Kasım eylemleri: Çocuklar ve kadınlar katlediliyor, isyandayız!

25 Kasım’da iş yerlerinde de alanlarda da şiddete, mobbinge, sömürüye karşı ses çıkaran işçi kadınlar, çalışma hayatındaki her türlü ayrımcılık son bulmasını ve ILO 190 onaylanmasını talep etti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İşçi kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma gününde iş yerlerinde de alanlarda da şiddete, mobbinge, sömürüye karşı ses çıkardı. Çocuk ve kadınların katledilmesine tepki gösteren işçi kadınlar, kadınların çalışma hayatına katılmasının önündeki tüm engeller kaldırılsın ve çalışma hayatındaki her türlü ayrımcılık son bulmasını ve ILO 190 onaylanmasını talep etti.

Bornova Belediyesi Kadın Aile Müdürlüğü ile Genel-İş 7 No'lu Şube, 25 Kasım yürüyüşü düzenledi. Kadınlar Bornova Meydanı'ndaki Amazon Heykeli'nden Uğur Mumcu Kültür Merkezi'ne yürüdüler. Yaklaşık 150 kadının katıldığı yürüyüşte Bornova Belediyesi Kadın Aile Müdürlüğünden kadınlar “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, 6284’ü uygula” yazılı bir pankart taşırken sendikalı kadınlar “Çocuklar ve kadınlar katlediliyor, isyandayız” pankartını taşıdı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 UYGULANSIN

Yürüyüşün ardından basın açıklaması Genel-İş 7 No'lu şubenin kadın komitesi adına Jale Sert tarafından okundu. “Kadınların ve çocukların yaşamını kuşatan bu karanlık düzeni reddediyor, haklarımız ve özgürlüğümüz için mücadelemizi büyütüyoruz” diyerek sözlerine başlayan Sert, kadına yönelik şiddetin doğrudan sistematik politikaların sonucu olduğunu vurguladı. Sert, Türkiye'de artan kadın cinayetlerinin devletin cezasızlık politikalarının, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ve kadınların yaşam hakkını hedef alan uygulamaların olduğunu söyledi. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu vurgulayan Sert, İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 Sayılı Kanun'un etkin bir şekilde uygulanmasını, kadınların yaşam haklarını koruyacak mekanizmaların hayata geçirilmesini talep etti.

“EMEKÇİ KADININ CANI MALİYET HESABINA İNDİRİLİYOR”

Neo-liberal politikaların emekçi kadınları güvencesizlik ve yoksullukla baş başa bıraktığını söyleyen Sert, “İş cinayetlerinde hayatını kaybeden yüzlerce kadın işçi, emekçilerin canının maliyet hesaplarına indirildiği bu düzenin en acı tablosudur. Biz kadınlar, eşit işe eşit ücret, güvenceli çalışma koşulları ve onurlu bir yaşam talep ediyoruz ” ifadelerinde bulundu.

“DAYANIŞMAMIZI BÜYÜTELİM”

Sert kayyum atamalarına da değinerek, “Kadınların toplumsal adalet mücadelesi aynı zamanda demokrasi mücadelesidir. Demokrasi kadınların, çocukların ve emekçilerin haklarını koruyacak bir toplumsal düzenin inşasıdır” dedi. Sert son olarak dünyanın dört bir yanında kadınların baskıcı rejimlere karşı özgürlük mücadelesi verdiğini hatırlatarak, "Kadın dayanışması sınırları aşıyor ve mücadelemizi güçlendiriyor. Biz kadınlar, dayanışmamızı büyüterek özgürlük ve eşitlik için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

GENEL-İŞ İZMİR ŞUBELERİ: “İŞ YERLERİNDE ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İÇİN ADIMLAR ATILSIN”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir Şubeleri kadın üyeleri, iş yeri kadın temsilcileri ve bir grup kadın üye farkındalık yaratmak amacıyla bir dizi etkinlik düzenledi.

Etkinlikler kapsamında, İzmir Kemeraltı girişinde bir araya gelen kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı ortak bildiri dağıttı. Daha sonra, Genel-İş Sendikası İzmir 3 No’lu Şubede örgütlü kadın üyelerin de katılımıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı Mine Bilir okudu. Bilir, kadınların iş yerlerinde, toplumsal yaşamda ve aile içinde maruz kaldıkları şiddetin önlenmesi için dayanışma ve mücadele çağrısı yaptı. Kadın haklarının korunması ve eşitliğin sağlanması için atılması gereken adımlar vurgulandı.

SAĞLIK EMEKÇİLERİ CERRAHPAŞA'DAN SESLENDİ

Sağlık Emekçileri Sendikası Aksaray Şubesi 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Zeycan Çınar okudu. Çınar, “Kadınlar olarak ancak yan yana durarak “Şiddete dur” diyebiliriz. Eşitsizliği derinleştiren her türlü politikaya karşı çıkarak, birlikte mücadele etmeliyiz. Yalnız değiliz, her gün birlikte çalışıyoruz, aynı sorunları yaşıyoruz, birbirimizle dayanışmayı büyütmenin yollarını geliştirmeli, örgütlülüğümüzü büyütmeliyiz” dedi.

KADIN İŞÇİLER: ILO 190 ONAYLANSIN

Gıda-İş Sendikası, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında sendika binasında fabrikalardan gelen kadın işçilerle buluştu. Kadınlarla yapılan sohbette, şiddetin son bulması, ILO190’nın kabul edilmesi, kadın mücadelesini güçlenmesi için örgütlü mücadelenin önemine değinildi.

Lastik-İş üyesi Lastik, Tristone ve Vibracoustic işçisi kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücade Günü’nde mücadele çağrısı yaptı.

DİSK Kadın Komisyonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde İstanbul Küçükçekmece Belediyesi önünden seslendi. Kadınlar, “Kadınların çalışma hayatına katılmasının önündeki tüm engeller kaldırılsın ve çalışma hayatındaki her türlü ayrımcılık son bulsun. ILO 190 onaylansın. 6284 sayılı yasa etkin bir biçimde uygulansın. İstanbul Sözleşmesi'ne tekrar dahil olunsun” dedi.

Birleşik Metal-İş İzmir Şubesinin örgütlü olduğu Fokker Elmo, Polmar ve Polkima fabrikalarında çalışan metal işçisi kadınlar da kadına yönelik erkek şiddetine, tacizine, erkek egemen sömürü düzenine, eşitsizliğe karşı taleplerini iş yerlerinde okudukları bildiri ve attıkları sloganlarla dile getirdi.

Metal işçisi kadınlar, "Biz kadınlar 'Şiddeti, tacizi, kadın cinayetlerini durdurun, eşitlikçi politikaları hayata geçirin!' dedikçe, bizlerin feryatlarına kulaklarını tıkayan yasa yapıcıları ve uygulayıcıları, kadın cinayetlerini izliyor. Onlar izledikçe kadına yönelik erkek şiddeti, tacizi ve kadın cinayetleri artıyor. Biz metal işçisi kadınlar şiddete, cinsel tacize, kadın cinayetlerine, erkek egemen düzene ve eşitsizliğe karşı öfkeliyiz ve örgütlü mücadelenin gücüne inanıyoruz. Tüm kadınları şiddet ve tacize karşı, başta sendikalar olmak üzere yaşamın her alanında örgütlenmeye, yan yana mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

“HAKLARIMIZIN ARKASINDA SONUNA KADAR DURACAĞIZ”

Çiğli ve Yamanlar Vergi Dairelerinde çalışan kamu emekçisi kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısı ile işyerinde öğle arasında bir etkinlik gerçekleştirdi. 

Evlerinde hazırlayıp getirdikleri yiyeceklerle "yeryüzü sofrası" oluşturan kadınlar, "İyi hal indirimi öldürmeye teşviktir", "Ücretsiz kreş istiyoruz", "Ekmek de istiyoruz gül de", "Kadın dayanışması yaşatır" yazılı dövizler astı.

BES İş yeri Temsilcisi Pelin Alpdağ, 25 Kasım'ın anlam ve önemine dair yaptığı konuşmada, Mirabel kardeşlerin mücadelesini ve 25 Kasım'ın ortaya çıkışını anlattı. Kadınların işyerlerinde mobbinge uğradığını, evlerde her türlü ev işi ile birlikte her türlü bakım yükünü de omuzladığına dikkat çekti.

Sadece boşanmak istediği için her gün en az üç kadının katledildiğini belirten Alpdağ, kadınları şiddetten korumak için hazırlanan İstanbul sözleşmesinden çıkıldığını hatırlattı. Haklarının arkasında sonuna kadar durmaya devam edeceklerini dile getiren Alpdağ 30 Kasım'da KESK'in Ankara'da yapacağı mitinge katılım çağrısı yaptı. 

Eşit ve özgür bir yaşam için mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Etkinlik okunan şiirlerle son buldu.

TKIS İŞÇİSİ KADINLAR

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, direnişlerinin 32’nci gününde TKIS işçileri ile birlikteydi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Günü’nde TKIS işçileri ile birlikte açıklama yapıldı.

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan, açıklamasında Türkiye’de yaşanan şiddet sarmalı içerisinde hakları için direnen TKIS işçilerinin mücadelesinin yanında olmanın önemine değindi.

Kadınlar, 25 Kasım vesilesiyle kadın cinayetlerine, şiddete, yoksulluğa ve sömürüye karşı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi.

Petrol-İş’in örgütlü olduğu Plascam ve Steep Plastik fabrikasında kadın işçiler, savaşa, şiddete, özelleştirmelere, mobbinge, baskıya karşı 25 Kasım’da taleplerini dile getirdi. Yumak oyunuyla birlikte işçi kadınlar yaşadıkları şiddeti anlatmaya çalışırken çözümü kadınların örgütlülüğüyle dayanışmasıyla hep birlikte aşabileceklerini söyledi. 

MANİSA BELEDİYE İŞÇİSİ KADINLAR: ESNEK ÇALIŞMA DEĞİL GÜVENCELİ ÇALIŞMA

Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kent Estetiği biriminde ve Kırtık Şantiyesinde çalışan belediye işçisi kadınlar 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Disk Genel-İş Manisa Şubesinin çağrısıyla gerçekleştirilen basın açıklaması metnini Şube Başkanı Özgür Genç okudu. Açıklamada sadece Eylül ayı içerisinde 54 kadının katledildiğine dikkat çekilirken şüpheli kadın ölümlerinin de arttığı belirtildi. İktidarın ulusal ve uluslararası sözleşmelere uymayarak kadın cinayetlerinden sorumlu olduğu ifade edilerek hükümetin İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmaktan çekilmesi, 6284 sayılı yasayı etkin uygulamaması ve ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ni onaylamaktan kaçınması hatırlatıldı. Açıklamada Özgür Genç, “Kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.” dedi. 

Açıklamada, “İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır” denerek kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmesi talebinin de ifade edildiği açıklama; şiddet, eşitsizlik, ayrımcılık, güvencesizlik, yoksulluk ve baskıya karşı birlikte mücadele ve örgütlenme çağrısıyla sona erdi.

25 Kasım Genel İş eylemi

ANKARA BAROSU'NDAN EYLEM

Ankara Barosu Gelincik Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle Ankara Adliyesi önünde eylem yaptı. Merkez Başkanı Nazlı Özlem Atmaca, "Kadınların yaşama hakkı pazarlık konusu edilemez. Şiddetle mücadelede atılan her geri adım, toplumun vicdanında silinmez yaralar açar. Eşit ve adil bir toplum için İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak, kadın cinayetlerini ve şiddeti durdurmak hepimizin sorumluluğudur. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, 6284 yaşatır" dedi.

BURSA BAROSU: MÜCADELEMIZI DAYANIŞMA RUHUYLA SÜRDÜRECEĞİZ

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin karar alma sürecinde tüm paydaşların rol oynamasının sağlanması gerekmektedir. Türkiye Barolar Birliği'nin, baroların ve kadın alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin karar alma sürecine katılımı mutlaka sağlanmalı, kadın örgütlerine danışılmalı, dinlenmeli ve destek olunmalıdır. Karar alma sürecinde insan hakları ön planda yer almalı, kadına yönelik şiddet bireysel kadın hakları ihlali olarak kabul edilmelidir. Kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi dayanışma ruhuyla sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. 

İSTANBUL BAROSU: ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALET

İstanbul Barosu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, İstiklal Caddesi’nde bulunan İstanbul Barosu binasına pankart astı.

Kadına dönük şiddet ve katliam davalarında yargının rolüne dikkat çekilen pankartta “Erkek adalet değil gerçek adalet” yazıldı.

Urfa Barosu Kadın Hakları Merkezi, baro binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi üyelerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

Burada konuşan Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Şirin Kızılkaya, "Kadına yönelik şiddetle örülen duvarları hep birlikte yıkacağız. Kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir hayat sürmesi, pazarlık konusu yapılamayacak en temel insan hakkıdır. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi, 6284 sayılı Kanun’un eksiksiz uygulanması ve cezasızlık politikalarına son verilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Şırnak Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, adliye önünde açıklama yaptı. Çok sayıda avukat açıklamaya katıldı. Avukat Gülbahar Bilgiç, kadına yönelik şiddetin gün geçtikte arttığına işaret ederek, "Kadına yönelik şiddetin önüne geçilememekte ve kadınların yaşam, barınma, güvenlik ve koruma hakları hakkında etkili kararlar ve tedbirler alınmamaktadır. Bu nedenle kamuoyunda kadını koruyan yasa düzenlemelerden ziyade kadına karşı yapılan şiddetin cezasızlıkla sonuçlandığı görülmektedir" dedi.

İZMİR BAROSU: “DERİNLEŞEN ŞİDDET SİSTEMATİK BİR SORUN”

İzmir Barosu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması düzenledi. İzmir Barosu merkez binası önünde gerçekleştirilen açıklamada basın metnini İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Av. Ajda Kahraman okudu. Basın açıklaması akabinde “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Kadın cinayetleri politiktir” sloganlarıyla ÖSYM binası önüne yüründü.

Bugün kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddetin yalnızca fiziksel değil; cinsel, ekonomik, psikolojik olarak da kadınların hayatlarını karartmaya devam ettiğini belirten Kahraman, “Şiddetin önlenmesine ilişkin bütüncül politikalar oluşturulmamasının faturasını kadınlar hayatlarıyla ödüyor. Her gün duyduğumuz cinayetler normal, sıradan, günlük hadiseler değil. Kadınlar her gün İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının verdiği güvenceye dayanan erkekler tarafından sokak ortasında, evde, hatta adliyede öldürülüyor” diye konuştu.   

İzmir Barosu 25 kasım eylemi

"KORUYUCU TEDBİR UYGULANMIYOR"

Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddetin sistematik olduğunu ve önlenmesinin devletin sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Kahraman, “Kadın cinayetleri mevcut yasalar etkin uygulanarak önlenebilir. Devletin kurumlarınca önleyici tedbirlerin uygulanması yaygınlaştırılabilir. Önleyici tedbirler almamak, caydırıcı yasalar düzenlememek, mevcut yasaların uygulanmasında zorluk çıkarmak politik birer tutumdur. Ancak uygulamaya baktığımızda hiçbir koruyucu ve önleyici tedbirin gereği gibi uygulanmadığı görülüyor. Buna ek olarak çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle delik deşik edilen İnfaz Kanunu, ıslah amacını yerine getirmek bir yana; ödül gibi cezaların uygulanmasına sebep oluyor” ifadelerini kullandı.

Bakım ve ev içi emeğin tamamının kadınların omuzlarına yüklendiğini kaydeden Kahraman, “Kadınlar bir yandan toplumsal hayatta gelir getiren işlerde çalışırken bir yandan da ev içi ücretsiz emeğin tek sorumlusu olarak ilan ediliyor. Kadın emeği, iş hayatında ucuz, ev hayatında ücretsiz görülüyor. Çocuk bakımı konusundaki kamusal görevler ‘anne sevgisi’ adı altında siyasi iktidar tarafından ihmal edilirken, yaşanan tüm olumsuzluklarda toplum, ilmiği kadınların boynuna hiç tereddüt etmeden, hevesle geçiriyor” diye konuştu.

EDİRNE BAROSU ETKİNLİK DÜZENLEDİ

Edirne Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukatlar ise, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde etkinlik düzenledi. Etkinlik’te konuşan Edirne Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Bedia Mutlu Mirzabey, kadınların, fiziksel şiddetin yanında, ekonomik şiddete de maruz kaldığını belirterek, “Edirne Barosu Aile ve Kadın Hakları Komisyonu olarak kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel olmadığı bu alanda önleyici ve sonuca yönelik çalışmalar yapılırken kadınların hukuksal destek noktasında ekonomik şiddete maruz kaldığı konusunda tespitlerimiz mevcuttur. Boşanma, nafaka, velayet, işçilik alacakları davalarında dava açmak için adli yardım yönetmeliğine dayanarak hukuksal hakları yerine getirmesi ve takibi için barolarca destek verilmektedir. Barolara adli yardım talebinde bulunanların şartları uyduğu takdirde adli yardım talepleri kabul edilerek avukat ataması yapılmaktadır. Adli yardım talebi kabul edilen kişiye atanan avukata, vekalet ilişkisinin kurulması için noterlerde alınan ücreti ödeme gücü olmayan kişilerin bazen vekalet çıkaramadıkları da olmaktadır. Adalet Bakanlığı’nın Türkiye Noterler Birliği ile protokol yapılması halinde kadınların ekonomik şiddete maruz kalmasının çözümünde bir adım atılmış olacaktır” dedi.

ÇORUM BAROSU: ŞİDDETİN BAHANESİ OLMAZ

Çorum'da avukatlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. Çorum Barosu Kadın Hukuk Komisyonu çağrısıyla avukatlar, Çorum Adliyesi önünde toplandı. Komisyon Başkanı Avukat Goncagül Yurttaş Kartancı, şiddetin bahanesinin olamayacağını, kadın hakkının insan hakkı olduğunu söyledi.
 

Çorum barosu 25 kasım eylemi

Kadına yönelik şiddetin faillerinin genellikle eş, aile üyesi ve iş arkadaşlarından oluştuğunu dile getiren Kartancı, "Bu şiddet sadece fiziksel olarak değil, psikolojik, ekonomik ve cinsel anlamda da son derece korkunç, telafisi imkansız sonuçlar doğurmakta, ağır yaralar açmaktadır” dedi. Şiddetin hakim olduğu toplumun çürümeye mahkum olduğunu vurgulayan ve kadınların kapalı kapılar ardında şiddete maruz kaldığını ifade eden Kartancı, “Şiddetin bahanesi olamaz. Kadın hakkı, insan hakkıdır. Adaletin savunucuları olarak hakkı gözetmek bizim en önemli vazifemizdir. Şiddetle mücadelemiz sadece 25 Kasım’la sınırlı değil, sürekli olmalıdır, olmak zorundadır. Kadına yönelik şiddetin son bulduğu, hak ve özgürlüklerin kullanılabildiği, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.

SAMSUN

Tez Koop İş Sendikası Samsun Şubesi de iş yerinde 25 Kasım açıklaması yaptı. Açıklamada, “Yaşamın her alanında, evde, işyerinde, sokakta, sendikamızda kadınlara ve çocuklara yönelik şiddete karşı mücadeleyi birlikte büyütelim. Emek, demokrasi ve barış mücadelesini birlikte güçlendirelim. ILO 190 sayılı sözleşmeyi onaylatalım, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçe talep edelim, İstanbul Sözleşmesini geri getirelim, soyadı hakkımıza sahip çıkalım. Kadınlar Birlikte güçlü” denildi.

 

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Teğmenlerin ihraç talebinin görüşüleceği YDK toplantısı ertelendi

SONRAKİ HABER

Erdoğan'a göre İstanbul Sözleşmesi tartışmaları 'sanal' ve 'dayanaksız'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa