Özel hastane çetesi yargılaması sürüyor | Tutuksuz sanıklar dinleniyor
Özel hastane çetesinin yargılanmasına 2. duruşmayla devam ediliyor. Duruşmada bu hafta boyunca 25 tutuksuz sanık dinlenecek. Bugün 7 sanığın dinlenmesinin ardından yarın 09.30'a kadar ara verildi.

Evrensel
Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde SGK'den para almak amacıyla en az 10 bebeğin ölümüne neden olan özel hastane çetesinin yargılanmasına devam ediyor. 18 Kasım Pazartesi günün başlayan ilk günü 23 Kasım Cumartesi gününe kadar sürmüş, 6 günde tutuklu sanıklar dinlenmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 22'si tutuklu 47 sanık yargılanıyor. Bugün başlayan duruşmada bu hafta boyunca tutuksuz sanıkların dinlenmesi öngörülüyor. Bugün 7 sanığın dinlenmesinin ardından yarın 09.30'a kadar ara verildi.
"7/24 DOKTOR OLMASI GEREKİRKEN 2 SAAT VARDI"
Çorlu Reyap Hastanesi'nde hemşire olan Ecem Koç'un ifadesi ile duruşma başladı. “112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastalarında basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği ve Halime Alkari isimli bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işlediği anlaşıldığı" suçlamasıyla yargılanan Koç, Fırat Sarı'nı kendilerine gönderdiği paranın sorumlu hemşirelere gönderilen ve kendilerine dağıtılan bir para olduğunu veya bazı alışverişler karşılığında olduğunu söyledi.
Halime bebeğin ölümüne ilişkin Fırat Sarı ve Bahar Kanık arasında geçen "Curosurf boşa mı gitti yani", "Ben gelene kadar yaşasın" gibi ifadeleri soruldu, Koç telefon konuşmaları sırasında orada olmadığıiçin bilmediğini ifade etti. Bebeğe dopamin verilmediğine ilişkin bir konuşmaya dair ise dopaminin tehlikeli olduğunu, verilmemesinin iyi bir karar olduğunu söyledi.
Hasan Basri Gök'ün Koç'un usulsüz epikriz yazımlarını bildiği ve dahil olduğuna ilişkin beyanları soruldu, Koç Gök'ü sadece birkaç defa gördüğünü ve beyana çok şaşırdığını ifade etti. Bebeğe hayatını kaybetmeden önce Fırat Sarı gerek olmadığını söylese de CPR'ın (kalp masajı) hemşireler tarafından yapıldığını söyleyen Koç, 3. basamak yeni doğan yoğun bakımda her saatte doktor olması gerekirken günde ortalama 2 saat doktor bulunduğunu ifade etti. Koç'un avukatı, Koç'un beraatini talep etti.
YOLLARI KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HASTANESİNDE KESİŞİYOR
Başka doktorun kaşesiyle hasta kabul ettiği suçlaması ile yargılanan çocuk doktoru Mehmet Salih Kara, kolluk ve savcılıktaki ifadesini tekrarladı. Daha önce üç buçuk sene Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde çalıştığı için İlker Gönen'i tanıdığını ifade eden Kara, Fırat Sarı'yı ise "popüleritesi" nedeniyle tanıdığını söyledi. Silivri Kolan Hastanesinde hasta kabul edeceğine dair tapeler olan, Silivri Kolan Hastanesinde herhangi bir şekilde çalışmadığını iddia eden Kara'ya Silivri Kolan tarafında olduğuna dair baz kayıtları soruldu. "Ben çok hareketli birisi olduğum için ne zaman nerede olduğumu hiç hatırlamam" dedi. Kara'nın avukatı Kara'nın beraatini istedi.
BAKAN'IN HASTANESİNİN ÇALIŞANINDAN 'SÜRÇ-Ü LİSAN' SAVUNMASI
Ardından Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun sahibi olduğu Avcılar Hospital'de hemşire olarak çalışan Serenay Şenkalaycı'nın ifadesine geçildi. Fırat Sarı'dan aldığı paraların ek mesai parası olduğunu, kendi hastanesinin fazla mesai ücreti ödemediğini ileri süren Şenkalaycı, hayatını kaybeden Muhammet Kerem Topluoğlu bebeğe ilişkin İlker Gönen'in hastaya canlandırma uygulanmasına gerek olmadığı, hasta dosyasına 20 dakika canlandırma uygulanmış gibi göstermesinin yeterli olduğunu söylemesi soruldu. Şenkalaycı, bunun tapelere doğru geçmediğini, Gönen'in kendilerine 20 dakika daha CPR yaparak bunu kaydetmelerini söylediğini iddia etti. Kayıtlarda 20 dakika gözükürken bebeğe 1.5 saat kalp masajı yaptıklarını ileri sürdü.
Hasan Basri Gök'ün "Fırat Sarı'nın talimatı var, cursosurf marka ilaca geçin, fazla kalanları bana ver" dediğini, ancak kendisinin vermediğini, hastanede curosurf yerine imposurf kullanıldığını iddia eden Şenkalaycı'ya, "Curosurf düşüyorum ama imposurf kullanıyorum" ifadesi soruldu. Şenkalaycı "Sürç-ü lisan etmişimdir" dedi. Güvenlik kameralarına ilişkin bir soruya, "Kamera vardı ancak kayıt almıyordu" diye yanıt verdi.
Fırat Sarı'nın kendisinden epikrizleri değiştirmesini istediğini ancak reddettiğini iddia eden Şenkalaycı'ya, tape kayıtlarında yer alan "Günlük epikrizleri onaylamayız, ay sonunda değiştiririz" ifadesi soruldu. Şenkalaycı "epikriz doktror sorumluluğundadır", "sürç-ü lisan etmişimdir" dedi. Denetim günü pek çok kişiyle yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin, "Bir şeylerden şüphelenmiştim ne olduğunu anlamaya çalışıyordum" diye konuştu. "Bizim işletme" demesi de sorulan Şenkalaycı, "Hastaneyi kastetmiştim" dedi. Neden hastane yerine "işletme" dediğine dair ise "Öyle ağzımdan çıkmış" dedi.
"20 YILDIR DEVLET HASTANELERİ DE HİZMET ALIR"
1 saate yakın aranın ardından duruşma hastanenin Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu Avcılar Hospital'in başhekimi, 2015'te AKP’nin Yozgat Milletvekili Aday Adayı Fetin Rüştü Yıldız'la sürdü
Daha önce 2010'da İstanbul İl Sağlık Müdürü yardımcılığı ve Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde başhekimlik yapan Yıldız, Kerem Muhammed Topluoğlu hakkında bilgi vereceğini söyledi. Gerçekleşen ölümün Avcılar İlçe Sağlık Müdürlüğüne bildirildiğini söyleyen Yıldız, sorunlu kurulun bu bebekten sonra savcılığa herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını ifade etti. Bebeğin ölümündeki 'pasif ötenazi' tabirinin yanlış olduğunu iddia eden Yıldız, uzman raporunun da hatalı olduğunu iddia etti. Annenin gebelik takibini Ali Gedikbaşı tarafından yapıldığını söyleyen Yıldız, Gedikbaşı'nın ve Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde yapılan tetkiklerde bebekte anomali tespit edildiğini öne sürdü. Doğumdan sonra bebeğin hayatını kaybetme riskinin olduğunu iddia eden Yıldız, bebeğin doğar doğmaz müdahalesine başlandığını söyledi. Kendisinin yenidoğan veya çocuk uzmanlığı olmadığını ifade eden Yıldız, bu sürece dahil olamayacağını söyledi. Sağlık Bakanlığı raporunda da başhekim olarak kendisinde kusur bulunmadığını söyledi.
Ötenazi değerlendirmesinin yanlış olduğunu öne süren Yıldız, epikrizde yazdığı gibi bebeğe 1 saat CPR uygulandığını öne sürdü. Tape kayıtlarına dayanarak ötenazi suçlaması yapılamayacağını iddia eden Yıldız, tape kayıtlarında konuşulanların da gerçekleşmediğini ileri sürdü.
2021'de Medisense ile anlaşma imzaladıklarını söyleyen Yıldız, "Özel hastanelerde bu yöntem oldukça yaygındır. Hatta devlet hastanelerinde bunun bir adım ötesi olan hizmet alımı uygulanmaktadır. Bu şekilde üçüncü kişiler kendi doktoruyla devlet hastanelerinde hizmet vermektedir. Bu yaklaşık 20 yıldır sürmektedir" dedi. Ciro artırmak için usulsüzlüklere dair iddiaları ise yenidoğan yoğun bakımı hizmetinin cironun yüzde 4-5'ini oluşturduğunu söyleyerek reddetti.
25 Eylül 2023'te İlker Gönen ile konuştuğu bir tape kaydının (İlker Gönen'e denetimle ilgili olarak " Var mı sıkıntı sence" dediği, İlker Gönen'in "gözlemleri doldurursak eğer arşivden dosya almazlarsa sıkıntı yok bence" dediği, Fetin Rüştü'nün "arşivden dosya istemişler, sen bir gözden geçir arşivden gelen dosyaları onlara vermeden önce" dediği tape kaydı) dosyada usulsüzlük olduğu anlamına gelmediğin iddia etti.
Bu tape Yıldız'a soruldu. "Arşivden dosya almazlarsa" ifadesi soruldu. Yıldız, bu dosyalarda eksiklikler olabildiğini söyleyerek "Usulsüzlük yapalım anlamında değil" dedi. Yıldız'a hastanenin hemşiresi Serenay Şenkalaycı'nın epikrizlerde değişiklik yapmasına dair bir tape hatırlatıldı, "Epikrizler doktor tarafından yazılır, hastanemizde epikrizler olduğu gibi teslim edilir" dedi. Hemşirelerin çok uzun süreler yatışlar, epikrizler ve basamaklarla ilgili konuşmasında bir gariplik olup olmadığı soruldu, Yıldız "Bizim hastane özelinde bir tuhaflık yok bunlara doktorlar karar verir" dedi. Fırat Sarı ile yapılan anlaşmada yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğuna dair bir konu olup olmadığı soruldu, Yıldız olmadığını söyledi. Fırat Sarı'nın kendi ifadesinde "Hastaneye para ile bebek sevk edildiğinden hastane yönetimlerinin haberi vardı" cümlesi soruldu, Yıldız haberi olmadığını iddia etti. Yıldız'a "Eğer Medisense'e ciro üzerinden kâr payı veriyorsanız nasıl hasta sayısının artması yönünde bir anlaşma olmamış oluyor, zarar edersen para alamazlar mı?" diye soruldu. Yıldız, "Demek ki hasta memnuniyeti düşüyor demek olur, tabi ki para alamaz" dedi. Ciro üzerinden kâr payı almakla hasta sayısı üzerinden anlaşma yapmakla nasıl bir farkı olduğu tartışıldı. Fırat Sarı'nın 'network'ü ile de hasta geldiği iddia edildi. Serenay Şenkalaycı'nın kameralarını çalışmadığına dair ifadesi hatırlatıldı, Yıldız yoğun bakım ünitesinde kamera olmadığını ifade etti.
Yıldız'ın avukatı kar elde etme amacı gütmenin dışında özel hastanelerin de kamu hizmeti verdiğini söyleyerek, "Hem kamu hizmeti veren hem de kâr elde eden işlerde en ufak biz olumsuzlukta vatandaşlarda meslek sahibini suçlama eğilimi vardır. Kâr gütme amacı sanki ayıp bir şeymiş gibi görülüyor" dedi. 'İşletme'lere ilişkin ise "Şehir hastanelerinde bizzat bakanlık tarafından 21 hizmet alımı yapılıyor. Onlara da sorulsun" dedi.
"BANA NÖBET YAZILIYORDU AMA TUTMUYORDUM"
Duruşma Bağcılar Medilife Hastanesi Başhekimi Cafer Akdur'un ifadesi ile devam etti. Üstüne atılı tüm suçları reddettiğini, kendisinin Fırat Sarı ile bir anlaşma imzalamadığını, kendisinden önceki başhekim Semih Yavuz'un imzalayıp imzalamadığını bilmediğini iddia etti. Sanıklar arasından sadece Dursun Eryılmaz ve Semiha Yavuz'u tanıdığını söyledi. Medisense'e ne kadar para verildiğini, kimin ödeme yaptığını bilmediğini iddia etti. İdarede hiçbir tasarruf yetkisinin olmadığını iddia eden Akdur, "Beni sembolik olarak atadılar, başta kabull etmedim zaten" dedi. Sorulan çoğu soruya "bilmiyorum" yanıtını veren Akdur'a hakim, "Her şeye bilmiyorum diyorsunuz, ben daha fazla şey biliyorum hastaneye dair" dedi. Bir soru üzerine Akdur, nöbet listelerine isminin yazıldığını ancak nöbet tutmadığını söyledi. Akdur'un avukatı Akdur'un üstüne atılı tüm suçlara itiraz ederek Akdur'un beraatini istedi.
"BİZDEN ESKİ RAPORLARI DÜZENLEMEMİZİ İSTİYORLARDI"
Duruşma Bağcılar Medilife Hastanesinde yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Tuğba Özkaynak'ın ifadesi ile devam etti. Çağla Durmuş tarafından gece vardiyalarına çekildiğini söyleyen Özkaynak, "Görevim bebeğin durumu neyse onu yazmaktı" dedi. Durmuş'un kendisine "bebeği entübe göster" dediği tapeden bahseden Özkaynak, "Ben sadece ''tamam, tamam, tamamdır' diyorum, entübe olmayan bir bebeği entübe göstermedim" ifadelerini kullandı. Sanıklar arasından Çağla Durmuş'u, Dursun Eryılmaz'ı, İlker Gönen'i tanıdığını, Fırat Sarı'yı ismen bildiğini söyleyen Özkaynak, çalıştığı 1 senenin son 4 ayında Çağla Durmuş'un kendisine aylık 500 TL gönderdiğini ancak bunun hangi şirketten geldiğini bilmediğini söyledi. Gece nöbetlerinde Çağla Durmuş'un hemşirelerden geçmişe dönük raporları düzenlemelerini istediğini söyleyen Özkaynak, kendisinin bunu yapmadığını iddia etti. Durmuş, bebeklerle ilgili gece Çağla Durmuş'u, ona ulaşamazsa İlker Gönen'i aradığını söyledi. Gece nöbetlerinde hiç çocuk doktorunun hastaneye geldiğini görmediğini ifade etti.
Ölümü ile suçlandığı bebeklerden bahseden Özkaynak, Helvacı bebeğin zaten sorunlu bir bebek olduğunu ellerinden geleni yaptıklarını iddia etti. İlaçların saklanmasına ilişkin tapelerden bahsedildi, Özkaynak "Hiçbir fikrim yok" dedi. Çağla Durmuş'un "Bebeği entübe gösterin, ilaç düşümü yapacağım" dediğini, hemşire çarşaflarında değişiklik yapıldığına şahit olduğunu, denetim zamanında dolaplardaki curosurf ilaçların gizlendiğini söyledi. Özkaynak'a Çağla Durmuş kendisinden eski raporların değiştirilmesini istemesine rağmen neden para aldığı soruldu, "Para gece shifti olduğum için hastaneden geliyor sanıyordum" dedi. Özkaynak'a Karakoç bebeğe müdahale edilirken Çağla Durmuş'un kendisine Dursun Eryılmaz'ı aramasını söylediğinde Dursun Eryılmaz'ı arayıp aramadığı soruldu. Özkaynak aramadığını, zaten Çağla Durmuş'un aradığını söyledi. Neden Çağla Durmuş'un Eryılmaz'ın aranmasını istediği soruldu, Özkaynak "Demek ki Dursun Bey'i hastaneye getirmek için bir kişinin araması yetmiyor" dedi. Özkaynak aynı zamanda Eryılmaz'ın bebeklere müdahale etmediğini, sadece Durmuş'tan bilgi alarak ailelere bilgi verdiğini ifade etti. Özkaynak'ın avukatı müvekkilinin beraatini talep etti. Bugün 7 sanığın dinlenmesinin ardından yarın 09.30'a kadar ara verildi.
SANIKLAR HANGİ SUÇLARDAN YARGILANIYOR?
İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamalarıyla, 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası; 18 kişi hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et