26 Kasım 2024 18:59

KESK İzmir Şubeler Platformu: Sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeyi reddediyoruz

KESK İzmir Şubeler Platformu, Konak’ta bildiri dağıtarak 30 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek mitinge çağrıda bulundu. 2025 yılı bütçesine ilişkin YKM önünde basın açıklaması düzenledi.

KESK İzmir Şubeler Platformu: Sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeyi reddediyoruz

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel

İzmir’de KESK Şubeler Platformu bildiri dağıtarak 30 Kasım’daki Ankara mitingine çağrı yaptı. “Sefalete teslim olmayacağız”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Emekçiden değil, sermayeden vergi al” ve “Sermayeye değil, emekçiye bütçe” sloganları atıldı.

Üyeler dağıtım sonrası 2025 bütçesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Basın metnini KESK Dönem Sözcüsü Nafiz Ceylan okudu.

“HUKUK TANIMAZ SALDIRILARA SON VERİLMELİDİR”

Ceylan, “Kendini anayasanın, yasaların üzerinde görenleri bir kez daha uyarıyoruz. Hukuk hiçbir dönemde bu kadar ayaklar altına alınmadı. Temel hak ve özgürlükler hiçbir dönemde bu denli ihlal edilmedi. Bu sabah Ankara, Çanakkale, Dersim, Diyarbakır, İstanbul, Adıyaman, Aydın, Şırnak, Şanlıurfa, Mersin ve Mardin illerinde yapılan gözaltları kabul etmiyoruz. Adresi belli olan ve çağrıldığında rahatlıkla ifade verebilecekken gece yarısı, sabahın erken saatlerinde ev baskınlarıyla gözaltına almak dahil gözdağı ve yıldırma amacıyla yapılan bu tür operasyon ve uygulamalara son verilmelidir” diye konuştu.

“EMEKÇİLERİN HAKKINI YOK SAYAN BÜTÇEYİ REDDEDİYORUZ”

Halkın, emekçilerin, kadınların bütçe hakkını yok sayan, savaş ve rant politikalarına dayalı, toplumsal cinsiyet eşitliğini hesaba katmayan, sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeyi reddettiklerini belirten Ceylan, “2025 bütçe teklifine göre toplanacak her 100 TL verginin 18 TL’sinden sermayeye, patronlara tanınan muafiyet ve istisnalarla vazgeçilmektedir. 17,5 TL’si doğrudan faize gidecektir. En az 15 TL’si ‘savunma ve güvenlik harcamaları’ adı altında silah tekellerine gidecektir. En az 2 TL’si parası halkın cebinden alınan hazine garantileri ile karşılanan, kur farkı eklenen Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine gidecektir. Yani hizmet alsak da almasak da Şehir Hastanelerinin, yol, köprü, tünel, havalimanı  müteahhitti olarak bilinen 5’li çetenin cebine gidecektir” ifadelerini kullandı.

EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE, OKULLARA İHTİYACI KADAR ÖDENEK AYRILMALIDIR”

Eğitime erişimde yaşanan sorunlar, okulların temizlik başta olmak üzere en temel ihtiyaçları, eğitim emekçilerinin mesleki ve ekonomik sorunları ve kamusal eğitimin güçlendirilmesi gibi hayati konuların Bakanlığın gündeminde yer bulmadığını vurgulayan Ceylan, “2020 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılan bütçe 10,1 milyar TL iken, 2024 yılında belirlenen 79,7 milyar liranın büyük bölümü yılın ilk on ayında harcanmıştır. Söz konusu artış eğiliminin 2025’te artarak devam edeceği anlaşılmaktadır. Eğitimde nitelikli bir hizmet sunabilmek için, okulların fiziksel altyapılarından öğretim materyallerine, teknolojik donanımdan öğretmenlerin gelişimine kadar pek çok alanda yeterli finansal desteğe ihtiyaç vardır. Bu desteğin sağlanmaması, eğitimin kamusal, bilimsel ve laik niteliğini zayıflatırken, eğitimde ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarının önünü açmaktadır” diye konuştu.

Son olarak “alın teri ile geçim savaşı veren milyonlar için emekten, halktan yana bir bütçe yakıcı bir ihtiyaç haline gelmiştir” diyen Ceylan, talepleri ise şu şekilde sıraladı:

  • Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını, halkın, emekçilerin bütçe süreçlerine etkin katılımının sağlanmasını,
  • Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini,
  • Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini, kadınların güvenceli istihdamının artırılmasını, kadınları şiddetten koruyacak kamusal hizmetlerin genişletilmesini,
  • Maaşlarımızdaki kayıpların karşılanmasını; en düşük kamu emekçisi maaşının kira, aile, yakacak yardımları ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını,
  • Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi her türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,
  • Tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi tüm dolaylı vergilerin düşürülmesini,
  • Gelir vergisi birinci dilim oranının %15’ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini,
  • Kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,
  • Vergilerimizden oluşan bütçeden alıp Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine aktarılan Hazine garantilerine son verilmesini,
  • Vergilerimizin, ülkenin kaynaklarının güvenlik politikalarına, silahlanmaya değil; istihdamın, üretimi arttırılmasının, yoksulluk ve işsizliğin önlenmesi, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için kullanılmasını istiyoruz!

(İzmir/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et