Mihalıççık'taki işçiler Çayırhan işçilerini uyarıyor: Özelleştirme hak gaspları ve iş cinayeti getirdi
Eskişehir Mihalıççık’ta iki sene önce SSS Yıldızlar Holdinge devredilen madende çalışan işçiler, Çayırhan işçilerini uyarıyor: "Özelleştirme hak gaspları ve iş cinayeti getirdi".
Fotoğraf: AA
Berivan ÖZKARA
Eskişehir
Ankara Nallıhan’da bulunan Çayırhan Maden İşletmesi ve Termik Santralinin özelleştirilmesine karşı Maden-İş üyesi işçilerin başlattığı direniş sürerken, Eskişehir Mihalıççık’ta iki sene önce SSS Yıldızlar Holdinge devredilen Doruk Madencilik’te çalışan Maden-İş üyesi işçiler, sınıf kardeşlerini uyarıyor: “Özelleştirmeyle birlikte ücret ödemeleri gecikti, iş güvenliği önlemleri alınmıyor, iş kazaları arttı. En son 2012’de bir arkadaşımızı kaybetmiştik. Özelleştirildikten sonra bir arkadaşımız öldü.”
Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinde bulunan, aralık 2022’de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan (TMSF) Yıldızlar Holdinge devredilen maden ocağı, bir yandan madencilerin; ücret, tazminat ve diğer haklarını alamadıkları için 28 Ağustos 2023’te greve çıkmasıyla diğer yandan bu ay meydana gelen iş cinayetiyle gündeme gelmişti. 16 Kasım’da üretim panosundaki demir direğin devrilmesi sonucu iki çocuk babası İşçi Tayfun Akman (30) hayatını kaybetmişti.
Maden-İş İş Yeri Temsilcisi Dursun Akkayaoğlu, “Arkadaş tek başına görev yerine giderken olay oluyor. Yanında da arkadaş olmadığı için kazayı tamamıyla bilen arkadaş yok. İş sağlığı güvenliği Türkiye şartlarına göre iyi ama bu iş kazası çalışmayan bir bölgede gerçekleşti. Hidrolik direkler son sistem ama nasıl düştü bilmiyoruz. İş kazası yargıya taşındı, gerekli hukuki süreç başlatıldı” diyor.
Telefonla görüştüğümüz sırada Çayırhan’da özelleştirmeye karşı direnen işçilerin yanına gittiğini söyleyen Akkayaoğlu, “İşçiler varlık satışına tamamen hayır diyorlar. Satış sözleşmesinde işçilerin haklarıyla ilgili herhangi bir şey yok. İşçilerin 4 ay içinde lojmanlarını boşaltmasını istiyorlar. Biz gece gündüz demeden arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız” diyor.
"EKİMİN ÜCRETİNİ HÂLÂ ALAMADIK"
12 yıldır Doruk Madencilik’te çalışan bir işçi, Tayfun Akman’ın ölümünün vardiya bitimi 30-40 dakikalık mesaiye kaldıkları bir süreçte meydana geldiğini belirtiyor. İşçi, “Tavanda oluşan baskı sonucu hidrolik elektrik düşmüş ve karnına demir saplanmış. Bu çalışma alanı 2015’te kuruldu. Diğer alanlara göre sıkıntılı bir çalışma alanı” diyor.
Geçen seneden beri iki kez iş kazası yaşadığını söyleyen işçi şöyle devam ediyor: “Artık psikolojim bozuldu benim. Çalışırken aklım sürekli borçlarda. Bu yüzden dalgın, dikkatsiz oluyoruz. Kaza oranı çok fazla arttı, kimse iyi değil.”
Maden özelleştirildikten sonra iş kazalarının yanı sıra hak gasplarının da arttığını vurgulayan işçi, “Geçen seneki eylemden bir sonuç alamadık. 150-200 işçi seçim dönemi yaklaştığı için tazminat aldı sadece. Biz ise şu an tazminat değil, maaş dahi alamıyoruz. Önceleri ayın 5’inde alıyorduk, ayın 10’una ötelediler. Şimdi 25’inden önce maaş alamıyoruz. Bizim maaşımız sabit, iki asgari ücret. Ama ben şu an kiramı ödeyemiyorum çünkü maaş yatmıyor. Biz kasımın sonundayız ama hâlâ ekimin maaşını alamadık. Her ayın 29’unda biz greve kalkışıyoruz. 1-2 gün çalışmıyoruz, sonra sendika yetkilileri gidip şirket yöneticileriyle konuşuyor, ancak öyle maaşımızı veriyorlar. Şimdi de Çayırhan’daki ocak satılacak diyorlar. Ben oradaki arkadaşlarımın sonuna kadar arkadaşındayım” diyor.
"ÜCRETİNİ İSTEYEN İŞÇİLER İŞTEN ATILDI"
13 yıldır Doruk Madencilik’te çalışan başka bir işçinin anlattıkları da benzer: “Maaşlar düzenli yatmıyor. Emekli olan işçilerin emeklilik tazminatı bile verilmedi. İşçiler dava açtılar, hâlâ mahkeme süreçleri devam ediyor. Ergün Atalay geldi buraya şovunu yaptı, gitti. 3-4 ay önce işçiler WhatsApp grubuna ‘2 aydır maaşımızı alamıyoruz’ diye yazdılar, haklarını istediler, 8-10 arkadaşımız işten atıldı. Şirketin muhbirleri konuşulan her şeyi gidip yöneticilere söylüyor.”
Arkadaşı Tayfun Akman’ın cenazesine katıldığını belirten işçi, “Bu olay 16.00-00.00 vardiyasında, saat 23.30’da oluyor. Bu demir, direkt olarak Tayfun’un karnına saplanıyor. Onu bulan mesai arkadaşları iç organlarını toplayarak ambulansa götürüyorlar. Ambulans dediğime bakmayın, aracın üzerinde ambulans yazıyor, içinde hiçbir şey yok. O araçla yemek taşıyorlar. Siz bulunduğunuz tavanı düşünün; bu tavan 50-60 metre basmış. Yani 2 metrelik olması gereken duvar 1.40-1.50 metreye düşmüş” diyor.
"ÖZELLEŞTİRİLDİKTEN SONRA İŞ KAZALARI ARTTI"
İşçi hem çalışma şartlarını hem arkadaşlarını ölüme gönderen koşulları şu şekilde anlatıyor: “Ayak içi dediğimiz yerdeki tavanın gevşek olması iyi değil, bunun için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Bu baskının olmaması için biz oraya köpük sıkıyoruz, yani bir nevi tadilat yapıyoruz ancak bu tadilat malzemeleri yok. Doğru düzgün eldiven dahi alamıyoruz. Şirket yetkilileri söylediğimizde ise ‘Bizden yılbaşına kadar malzeme istemeyin’ dediler. Üretim yapılan çalışma alanında zaten günlük kaza oluyor. TMSF’deyken ölümlü kaza olmuyordu, sadece 2012’de olmuştu bir ihmal yüzünden. Bu şirket geleli 2 sene oldu, 2 sene içinde bir ölüm ve birçok iş kazası yaşandı. 2022’nin aralık ayında geldi bu şirket, geldiğinden beri de hep sıkıntı. 250-300 işçiyi ücretsiz izne çıkarıp 6 ay sonra geri çağırdılar. Çoğu gelmedi tabii, 6 ay boyunca aç susuz ne yapacak? Çoğu da tazminatını alamadı. Bir buçuk iki ayda bir maaş yatırıyorlar, mutlaka bir ay maaşımız içerde kalıyor. Her ayın 29’unda greve kalkışıyoruz. 1-2 gün çalışmıyoruz, onun için de 5 yevmiye kesiyorlar. Şu an hepimizin kredi kartları patlamış durumda. İki yıldır bunları hiç kimse denetlemiyor. Denetleseler TMSF’nin bunlardan yetkiyi alma hakkı var.”
Çayırhan’daki işçilerin direnişini de desteklediğini ifade eden işçi, “Çayırhan’ı da Yıldızlar Holding aldı diyorlar. Bu kadar kâr getiren bir yeri 7 yıl taksitle elden çıkarılmasına karşıyım ben. Hükümete kim yakınsa ona verecekler ocağı. Orayı iyi bir şirket alsa buradan bir sürü arkadaşımız tazminatını yakar gider. Ama biz özelleştirilince ne olduğunu görüyoruz. Daha çok üretim ve kâr hırsıyla iki senedir yaşadıklarımız ortada” diyor.
"ÖZELLEŞTİRMEYİ ASLA KABUL ETMİYORUZ"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çayırhan Termik Santrali işçilerinin özelleştirme kararına karşı direnişleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “İşçilerle değil, sendika ile görüştük. Endişelendikleri noktalar var. O yönüyle endişe ettikleri şeyleri izale ederek bir özelleştirme yapmamızın doğru olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Bakan Bayraktar’ın açıklamasına ilişkin görüştüğümüz işçilerden biri, “Bakan ne derse desin. Biz hâlâ aynı düşüncedeyiz. Özelleştirmeyi asla kabul etmiyoruz. Haklarınızı koruyacağız derler ama korumazlar. Aynı Ege Linyit İşletmelerinde olduğu gibi. Bizim iş kaygımız yok. Bizim madenin şirketlere peşkeş çekilmesine dair kaygımız var. Şartname düzenlemesiyle yine özelleştirmeye çalıştırırlarsa buna asla müsaade etmeyeceğiz. Etmemek için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız” diye konuştu.
Bir başka işçi de “Varlık satışının olmasını istemiyoruz. Hangi şart eklenirse eklensin fikrimiz değişmeyecek. Burayı alan kişiler bize ne yapar bilemeyiz. Üretim baskısı yaşatacaklar, iş kazaları artacak. Ücretleri de düşürecekler. Ciner zamanında pazar günleri bile çalışırdık ama şimdi böyle bir durum yok. Tamamen karşıyız. Sonuç alana kadar mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.