27 Kasım 2024 12:17
/
Güncelleme: 28 Kasım 2024 10:36

Aile Bakanlığı bütçe görüşmelerinde kadın cinayetleri protestosu: Tasarruf sığınmaevlerinden mi yapılıyor?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçe teklifi görüşmeleri kadın cinayetleri protestosu ile başladı. CHP milletvekilleri öldürülen kadınların isimlerinin yazılı olduğu bir pankart açtı.

Aile Bakanlığı bütçe görüşmelerinde kadın cinayetleri protestosu: Tasarruf sığınmaevlerinden mi yapılıyor?

Fotoğraf: ANKA

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçe teklifi üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler kadın cinayetleri protestosu ile başladı.

Komisyon, AKP Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçe kesin hesap ve Sayıştay raporlarının görüşüleceği komisyon toplantısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın sunumu öncesi muhalefet partisi milletvekilleri sıralarına hayatını kaybetmiş çocuk ve kadınların resimlerini bıraktı.

CHP milletvekilleri üzerinde “Bu yıl 296 kadın öldürüldü” yazılı, katledilen kadınların isimlerinin de yer aldığı kefen bezi açarak “Sayın Bakan, bu kefenin üzerinde öldürülen kadınların isimleri yazılı. Bu kadınların vebali sizin boynunuzda” dedi. Komisyon Başkanı Muş “Burası Taksim Meydanı değil” dedi. Kadınların Taksim’de yapmak istediği 25 Kasım eylemi de pazartesi günü polislerce engellenmişti.

Bakan Göktaş’ın bütçe sunumu da protestolar eşliğinde başladı. Bakanın sunumunda ana vurgu yine kadınlar değil “aile” oldu. Toplumları ayakta tutan şeyin aile olduğunu savunan Göktaş, kadınların etkin şekilde uygulanmadığı için iktidarı eleştirdiği 6284 sayılı Kanun’un etkin şekilde uygulanmasının takipçisi olduklarını söyledi.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya Göktaş’ın 25 Kasım’da yaptığı konuşmaya atıf yaparak “Siz şiddete sıfır tolerans demeye devam ederken fail erkeklere yüksek indirimler uygulanıyor” dedi. 4 yıldır sığınmaevi sayılarının yerinde saydığını söyleyen Kaya, “2020’de ŞÖNİM’lerden hizmet alan kadınların sayısı 189 bin, bu sayı 2023’te 273 bin olmuşken ama siz ne ŞÖNİM ne de sığınmaevi açıyorsunuz. Onlar da mı tasarruf tedbirlerine takıldı?​” diye sordu.

‘ÇOCUKEVİ SAYISI AZALDI’

Belediyelere bağlı hizmet veren kreşler de bütçe görüşmelerinin gündemine geldi. İBB kreşlerinin kapatılması yönünde verilen talimata değinen Kaya, “Dönüp dolaşıp 'kreşi kapat' diyorsunuz.  İktidarınız, CHP’ye karşı seferberlik ilan edeceğine kadınları, çocukları sefaletten kurtarmak için seferber olsun. Çocuk evi sayısı, 2023’e göre azalmış ama bu çocuk evlerinde bakılan çocuk sayısı yüzde 40 artmış. Yani talep var. Bu çocuklara devlet bakmak zorundayken siz bu evleri açmıyorsunuz. Daha geçen hafta İzmir’de yaşanan vahim olay sonucu 5 çocuğu kaybettik. 5 çocuk yoklukla, yoksullukla öldü, gitti, suçlu yine anne oldu” dedi.

‘YARDIMDAKİ ARTIŞ KRONİK YOKSULLUK GÖSTERGESİ’

İktidarın övündüğü sosyal yardımlara ilişkin konuşan CHP Milletvekili Ayça Taşkent de “Bütçenin yarısından fazlası sosyal yardıma ayrılmış ve ‘rekor artış’ olarak müjdeleniyor. Sosyal yardımlardaki sürekli artış müjde değil iktidarınız döneminde yoksulluğun nasıl kronikleştiğini gösteriyor. Yoksulluğun bitirilmesi değil var olan yoksulluğun sürdürülmesini mümkün kılan palyatif çözümler aradığınızı ispatlıyor. Sosyal yardıma muhtaç kişi sayısı 17 milyona çıktı. Tüm bu yoksulluk kadının sırtında. Sosyal yardımların maddi olarak kadına bağlanması ise evde bakım verme sorumluluğunun kadına kalmasının bir sonucu” diye konuştu.

AKP'Lİ KEŞİR İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE 'BALON' DEDİ

AKP Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" yazılı dövizi göstererek, “İstanbul Sözleşmesi başka ülkelerde yaşatıyor da Türkiye'de mi yaşatmıyor? Avrupa Konseyi geçtiğimiz mayıs ayında bir direktif yayınladı, kadına yönelik şiddetle ilgili 51 maddelik bir direktif. Ülkelere dedi ki: ‘Kadına yönelik şiddetle ilgili sözleşmeyi imzaladınız ama hiçbir şey yapmadınız, şu 51 maddeyi uygulayın.’ O 51 maddeyi Türk iç hukukuyla karşılaştırdım. Siz hangi sözleşmenin yaşattığından bahsediyorsunuz? Sadece bu direktifin yayınlanıyor olması bile sözleşme yaşatır söylemenizin kadına şiddeti araçsallaştırdığınızı ve bir balon olduğunun göstergesidir" dedi.

Muhalefet vekilleri tepki göstererek, "Günde üç kadın öldürülüyor. Bu kadınlar niye öldü o zaman, niye ölüyorlar? Kadınların ölümü niye bu kadar kolay" dedi. 

AKP'Lİ ÖK 850 LİRALIK AİLE DESTEĞİYLE ÖVÜNDÜ

AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök, "2022 yılında başlattığımız Aile Destek Programı'yla yoksulluk sınırının altındaki aileleri desteklemekte ve çocuk başına 850 ile 1.250 lira arasında ödemeler yapmaktayız. Bu kapsamda 4,2 milyon haneye destek sağlamışız. 2024 Ocak-Ekim döneminde de 4 milyon haneye 7,26 milyar TL elektrik desteği gibi -yine, bakın, bu da elektrik desteği, yine, doğal gaz desteği gibi653 bin haneye doğal gaz desteği gibi çeşitli destekler sağlayarak desteklerimizi çeşitlendiriyoruz. Tabii, yoksulluğu azaltma noktasında dünya genelinde ilerlemelere baktığımızda bir başarı da söz konusu. Mutlak yoksulluk oranı 2002'de yüzde 38,8 iken bu oranı 2021 itibarıyla yüzde 7,6'ya düşürmüş durumdayız. Göreli yoksulluk oranı ise 2006 yılında yüzde 20,6 iken 2023 yılı itibarıyla yüzde 13,5'e düşmüş durumdadır. Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi'nde 2002'de 96'ncı sıradayken 2024 yılı itibarıyla 45'inci sıraya yükselmiştir, bunu da önemli olarak görüyoruz"dedi.

DEM PARTİLİ SAYYİĞİT: KAYIT DIŞI ÇALIŞAN KADINLAR GERÇEĞİNİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, "Kadınlar, 25 Kasımda Van'dan İstanbul'a, Amed'den Ankara'ya sokaklardaydı; İstanbul'da yine polis barikatları önlerine konuldu, 100'ün üzerinde kadın gözaltına alındı, darp edildi, ters kelepçe takıldı. Ama siz sokaktaki kadınları görmediniz, duymadınız Sayın Bakan çünkü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü asıl gündeminiz değil. Sosyal medya videolarında "Biz varız." diyorsunuz ama kadınlarla ilgili hiçbir hayırlı işte maalesef sizleri göremiyoruz. Kadına şiddet, kadın cinayetleri sadece fiziki şekilde de gerçekleşmiyor, bunun psikolojik ve ekonomik boyutu da var. Kadını sadece aile içinde ele alanlar, kadının iş gücüne katılımını, insan onuruna yaraşır bir ücret almasını da maalesef sağlayamıyor. Eğer bunun aksi olsaydı, bugün, kadın yoksulluğu dediğimiz bir olguyla karşı karşıya kalmazdık. Bugün Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 60'ı asgari ücrete veya altında bir gelire sahip ve milyonlarca yurttaş açlık sınırının altında yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. TÜİK verilerine göre işsiz sayısı 1,4 milyon düzeyinde; çerçeveyi biraz daha genişletip, işte, iş arayanlar, aramayanlar, iş bulamadığı için umudunu yitirenleri de dâhil ettiğimizde sayı 3,9 milyona kadar çıkıyor. Yine DİSK-AR'ın TÜİK'in verilerine dayanarak yayınladığı Ekim 2024 tarihli İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu'na göre geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 35,7 düzeyinde karşımıza çıkıyor. Bu, milyonlarca kadının çalışma hayatına katılamaması demek Sayın Bakan. Kayıt dışı çalışan kadınlar ve sosyal güvenceden yoksun bırakılan kadınlar gerçeğini de görmezden gelemeyiz" dedi.

CHP'Lİ BAKIRLIOĞLU: NEDEN İSTİFA ETMİYORSUNUZ?

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, "Bakın, her yıl bir çocuk doğurmuş yani bu Sağlık Bakanlığıyla aranızda çok ciddi bir sıkıntı olduğunu da ben buradan çıkarmaktayım. Yani bu çocuklarımız öldü. Bakın, bu çocuklarımız öldü yani ve 18 defa gitmişsiniz. Ya, Kurumunuzdan buraya 18 defa gidiliyor ve bu çocukların yaşamasını sağlayamamışız; bu, büyük bir problemdir. Bu çocukların koruma altına alınması lazımdı ama alamadık. Koruma altına alamadık ne yazık ki Sayın Bakan, bunun bir şeyi yok ya da yasalarda sıkıntı var, oturalım, konuşalım. Bir kere bu manzara, acı bir manzara, insanlar bu evlerde oturuyorlar. Başka bir şey söyleyeyim: Hadi bunları koruma altına alamadınız, korumanız altında olan çocuğumuz Niğde'de, rehabilitasyon merkezinde işkence edilerek öldürülüyor. Kanım dondu ya, bakın o tutanaklara... Kanım dondu; ölüyor, dört saat sonra yanından insanlar geçiyor, tepikliyorlar, tekmeliyorlar, dört saat sonra öldüğünü öğreniyorlar. Bakın, koruma altına almıyoruz, koruma altına aldıklarımızı da ne yazık ki yaşatamıyoruz. Sayın Bakanım, siz Belçika'da parlamenterlik yaptınız, size bir sorum var; şayet siz Belçika'da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı konumunda otursaydınız bu olaylardan bir tanesi yaşanmış olsaydı bir saat bile oturamazdınız o koltukta. Neden istifa etmiyorsunuz?"

Bakan Göktaş ise "Sayın Vekil, bunlar orada da oluyor ama böyle politize edilmiyor, biliyor musunuz" dedi.

AKP Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu, '5 çocuğunu kaybetmiş anneyi, babayı siyasi istismar malzemesi yapıyorsunuz' sözlerine vekiller tepki gösterdi . DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk yoksulluğun siyasetin konusu olduğunu belirtirken EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, "Siyasi kararlar nedeniyle oluyorsa siyaseten tartışılacak tabii. Nasıl tartışılacaktı? Siyaseten aldığınız kararların sorunlarını yaşıyoruz biz böyle" dedi.

CHP'Lİ DİNÇER: AKP, KREŞLERİ KAPATARAK KADINLARI ÇALIŞMA HAYATINDAN KOPARARAK EVLERİNE HAPSETMEYİ AMAÇLIYOR

CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer,  "Hiç vicdan azabı çekmiyor musunuz? Siz kadın istihdamının arttığını söylüyorsunuz ancak iktidarınız CHP'li belediyelerin açtığı kreşleri kapatıyor. Belediyelerimiz açtığı kreşlerle ekonomik durumu yeterli olmayan ailelere hizmet sunmakta ve kadınların çalışma hayatında yer almasına destek olmaktadır. Ancak bir taşta 3 kuş vurmaya çalışan Şark kurnazı AKP, kreşleri kapatarak çocuklara temiz ve güvenli kreş sağlayan CHP'li  belediyelerin hizmetlerini engellemeyi, çocuklarımızı cemaatlerin eğitim kurumlarına mahkûm etmeyi, kadınları da çalışma hayatından kopararak evlerine hapsetmeyi amaçlamaktadır. Bu konunun esas muhatabı kadınlar ve çocuklar olmasına rağmen Millî Eğitim ve Çevre Bakanlığı aralarında paslaşırken nedense siz bu konuda hiçbir açıklama yapmadınız. Kadına ve çocuğa sahip çıkmadığınız gibi yaşlılara da sahip çıkmıyorsunuz. Yaşlı bakımevlerinde fiyatlara gelen fahiş zamlar nedeniyle yaşlılarımız artık buralarda barınamaz hâle geldiler" diye konuştu. 

"KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE EŞİ BENZERİ AZ BULUNAN HUKUKİ DÜZENLEMEYE SAHİBİZ"

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2025 yılı bütçe görüşmeleri sona erdi. Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin, "Yıllardır kadına yönelik şiddetle mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. Kadına yönelik şiddeti en geniş çerçevede bir insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizin somut araçları 6284 sayılı kanun başta olmak üzere mevzuat ve ihtisaslaşmış kurumsal mekanizmalarımızdır. Bir kez daha vurgulamam gerekir ki; kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahip. Yıllarca bu konularda çalışmış bir bakan olarak bu konulara bizzat yakından takip eden birisi olarak dünyadaki uygulamaları inceleyin. Bu kanun gibi bir kanun dünyanın başka hiçbir yerinde yok" dedi.

"KADIN KONUK EVİ AÇMAK İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"

Göktaş, sığınmaevi sayılarına ilişkin şöyle konuştu: "Şu an halihazırda Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay, Adıyaman, İstanbul ve Kocaeli'de kadın konuk evi açmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bugün kadın konuk evlerinde doluluk oranımız yüzde 70. Temennimiz odur ki şiddet sona erip kadınlar konuk evlerine ihtiyaç duymasın. Bazı milletvekillerimiz kadın konuk evine 'sığınak' olarak bahsetti. Biz bu ifadeyi kadınları incitmemek adına kullanmaktan imtina ediyoruz. Biz kadınları misafir olarak görüyoruz. Bu bağlamda kadın konuk evlerinde misafir ettiğimiz kadınlar yeterince şiddet gördü. Biz onları gerçekten hak ettiği şekilde misafir ediyoruz ve onlara şiddetten koruyor, psikososyal yönden destekliyor ve güçlendiriyoruz. Bir başka milletvekili kadınların konuk evinde oy kullanamadıklarını iddia etti. Bu bilgi yanlış. Konuk evlerindeki kadınlar oy kullanabiliyor"dedi.

Kreşler konusunun yanlış bir zeminde tartışılmaması gerektiğini söyleyen Göktaş, "Belediyelerin özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etme kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil, kadın konukevlerinin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerini taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen 'oyun evi' altında 'kreş' adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altındaki kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Denetimsiz olması aileler ve çocuklar için büyük bir risktir"dedi. 

TÜM EK BÜTÇE ÖNERGELERİ REDDEDİLDİ!

  • CHP'nin Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması Programları'nın uygulamada daha etkin olmasını sağlamak için bakanlık bütçesinde ayrılan payın 20 milyar TL artırılması amacıyla verilen önerge reddedildi. 
  • CHP'nin Bakanlığın Kadının Güçlendirilmesi Programı'nı uygulamada daha etkin olmasını sağlamak için Kadının Güçlendirilmesi Programı'nın 4 katına çıkarılması teklifi reddedildi.
  • İYİ Parti'nin Kadının Güçlendirilmesi Programına 50 milyar lira ek bütçe önergesi reddedildi. 
  • CHP'nin Yoksullukla Mücadele Programı'na ek 50 milyar lira ödenek ayrılması önergesi reddedildi.
  • Kadınların birincil ihtiyacı olan hijyen ürünlerinin ücretsiz bir şekilde verilmesi, hiçbir geliri olmayan kadınlara verilen ödeneğin artırılması, yaş itibarıyla çalışabilecek durumda olan kadınların yaşamlarını idame ettirebilecekleri istihdam alanlarının yaratılması için DEM Parti'nin verdiği ek bütçe önergesi reddedildi.
  • Cinsel Şiddetle Mücadelede Kriz Merkezlerinin açılması için DEM Parti'nin verdiği ek bütçe önergesi reddedildi. 
  • Bakanlığa bağlı sığınmaevi sayısının artırılması için DEM Parti'nin verdiği ek bütçe önergesi reddedildi. 
  • CHP'nin ve DEM Parti'nin engellilerin toplumsal hayata katılımını düzenleyen uygulamada daha etkin bir görev almasını sağlamak için özel eğitim programına ayrılan bütçenin artırılmasının, engelli maaşlarının artırılması, istihdamının artırılması için 
  • verdikleri ek bütçe önergeleri reddedildi. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et