Çayırhan işçilerinden Enerji Bakanına tepki: Tek talebimiz özelleştirmenin iptali

Deniz KEMEÇ
Uğur DÜZGÜN
Ankara

Çayırhan Termik Santrali ve Linyit Madeni İşletmesinde çalışan işçilerin özelleştirme karşısında başlattıkları direniş 8 günü geride bıraktı. İşçiler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığıyla yapılan görüşmeden sonra adım atılmasını bekliyor. İşçiler, seçimden önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın “Enerjinin böyle sıkıntı olduğu bir dönemde sizin yaptığınız iş devletimiz için çok önemli” dediğini hatırlatarak, “Ne oldu şimdi? Madem devletimiz için önemli neden özel şirkete satmaya çalışıyorsunuz” diye tepki gösteriyor.

Görüştüğümüz işçilerin talepleri net: Özelleştirmenin iptal edilmesi. Şartnameye madde eklenerek özelleştirme yapılmasını kesinlikle kabul etmeyeceklerini ifade ediyorlar. Enerji Bakanı geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada “İşçilerle değil, sendika ile görüştük. Endişelendikleri noktalar var. O yönüyle endişe ettikleri şeyleri izale ederek bir özelleştirme yapmamızın doğru olduğunu düşünüyoruz” demişti. İşçiler bunu kabul etmeyeceklerini söylüyor.

‘STOKLARDA KÖMÜR VAR, SATMAK İÇİN YOK DİYORLAR’

Enerji Bakanlığının Çayırhan Termik Santrali ve Maden İşletmesine dair raporu hakkında maden işçileriyle konuşuyoruz. Konuştuğumuz bir maden işçisi, “Raporlarda termik santrale kömür gelmiyor, bakım yapılıyor, enerji üretilmiyor diye yazmışlar. Ama yenilendi oralar. Stoklarda neredeyse 1 senelik kömür var. Satmak için böyle diyorlar. Satmak için yenilediler her yeri” diyor.

Konuştuğumuz bir başka maden işçisi, “Bir vardiyada 3-4 bin ton kömür çıkıyor. Üç vardiya var. Yanmaya hazır elektrik üretimi için. Makine 220 metreye bir sefer gidiyor, maaşlar çıkıyor, bir sefer daha gidiyor, masraflar çıkıyor. Buranın zarar etme ihtimali var mı? Stokta 700 bin ton kömür var. Ama stokta kömür yok diyorlar” diyor tepkili bir şekilde. İşçilerin tahminine göre işletme en az aylık 108 milyon lira kâr elde ediyor: “Aylık yüzde 40 ile çalıştığında durum böyle bir de…”

Termik santralde çalışan bir işçiyle konuşuyoruz. O da söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını ifade ediyor: “Üç üniteyi çalıştırıyorlar harıl harıl. Bir ünite de revizyonda diye bekletiyorlar. Açsalar açarlar. Üniteler tam kapasite çalışırsa 150 mW üretebiliyor. Şu an 120 mW üretim. Yani 360 mW. Günde 8640 mW ediyor...”

SEÇİM ÖNCESİ ÖVGÜ SEÇİM SONRASI ÖZELLEŞTİRME

Konuştuğumuz bir başka maden işçisi geçmişten hatırlatma yapıyor: “Seçimden önce Enerji Bakanı geldi. ‘Burada üretimi artıracağız. İstihdamı artıracağız. Siz burada katma değer üretiyorsunuz. Enerjinin böyle sıkıntılı olduğu bir dönemde sizin yaptığınız iş devletimiz için çok önemli’ dedi. Ne oldu şimdi? Madem devletimiz için önemli neden özel şirkete satmaya çalışıyorsunuz? Hani nerede istihdam artışı? Bir özel şirket alsın, buranın zenginliği, kârı onun olsun istiyorlar.”

Bir termik santral işçisi, “Her karar bir kişinin iki dudağı arasında olur mu? Bu yüzden bizim burada gösterdiğimiz mücadele önemli. Geçenlerde Doruklar Madencilik’te bir işçi, iş kazasına kurban gitti. Sonra patron işçileri toplayıp ‘Sıkıntı yok çalışmaya devam edin, içiniz rahat olsun’ diyor. İtiraz eden işçiyi de işten atıyorlar. Ben nasıl özelleştirmeye itiraz etmeyeyim” diyerek gösteriyor tepkisini.

Santralde çalışan bir işçi, “Ciner 20 yıllık döneminde 4 üniteyi tam çalıştırarak hem kömürde hem santralde çok yüksek kârlar elde etti. Santralde devlet yüzde 100 enerji verimi aldığı için devasa çalıştırdı burayı. Bu süreçte Beypazarı, Nallıhan ve Çayırhan’daki işçilerin bütün lokaller, havuzlar gibi sosyal alanları kapatıldı. Ya patrona özelleştiriyor ya da devlette çalışan bir patronu genel müdür olarak veriyor başımıza. Sendika geçen sefer bizi yalnız bırakmıştı ama bugün sağlam duruyor, işçiler de sağlam duruyor. Bu sonuna kadar gitmeli. Oturarak bu işi götüremeyiz. Hepimiz bir ilçede yaşıyoruz burada. Hep birlikte özelleştirmelere karşı hareket emeliyiz. Bu ailelerin ışık açıp kapatmasından esnafın kepenk kapatmasına kadar yapılabilir” dedi.

Bir başka işçi de “Artık Bakan oyalamaya geçti. Hızlıca daha ne yapabiliriz onu tartışmalıyız. Stok olması onların işine geliyor. İşçi o yüzden daha fazla gücünü göstermeli. Çünkü işçi sendikanın ağzına bakıyor. Sendika da müzakere yapıyor süreçte. İşçiler olarak daha fazla rol almalıyız” dedi.

‘TEK TALEBİMİZ İHALENİN İPTALİ’

MADEN-İŞ Orta Anadolu Şube Başkanı Talih Kocabıyık, “Bakan Bey süre talep etti. Şartnameyle ilgili değişliğe gideriz dediler. Eylemlerimizin çeşitliği artarak devam edecek. Bu açlık grevi olur başka bir şey olur. Onu arkadaşlarımızla konuşup kararlaştırırız. Şartname değiştirelim diyorlar ama şartnameye uyan kaç firma var? Yanı başımızdaki firmada şartname olmasına rağmen ücretleri ödemiyor. Tek talebimiz var o da ihalenin iptali” dedi.