İsrail güçleri Jabalia mülteci kampında Filistinli çocukları canlı kalkan olarak kullanıyor

Filistinli Çocuklar için Uluslararası Savunma (Defense for Children International–Palestine), İsrail’in Filistinli çocukları canlı kalkan olarak kullanıldığına ilişkin basın açıklaması yaptı.

Filistinli Çocuklar için Uluslararası Savunma tarafından yapılan açıklamada, “İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyindeki Jabalia (Cibaliye) mülteci kampına yönelik kuşatma sırasında Filistinli çocukları canlı kalkan olmaya zorlayarak, onları ateş ve tank bombardımanının ortasında doğrudan zarar görebilecekleri yerlere yerleştirdi” denildi.

Filistinli Çocuklar için Uluslararası Savunma tarafından toplanan bilgilere göre, İsrail ordusu Ekim ayı boyunca Jabalia mülteci kampına yönelik düzenlendiği operasyonlarda, Filistinli çocukları ve ailelerini ateş açan tankların ve askeri araçların önünde durmaya zorladı. 15 Ekim'de İsrail tankları kampı kuşatarak ayrım gözetmeksizin ateş açtı ve çok sayıda Filistinli sivili ağır yaraladı. İsrail askerleri 15, 17 ve 20 Ekim tarihlerinde 6 yaşından küçük Filistinli çocukları alıkoyarak onları ve diğer Filistinli sivilleri ilerleyen askeri güçlerin önünde kalkan olarak kullandı.

Filistinli Çocuklar için Uluslararası Savunma adına konuşan Ayed Abu Eqtaish, “İsrail güçlerinin Filistinli çocukları canlı kalkan olarak kullanması kasıtlı ve hukuk dışıdır; çocukların hayatlarını aşırı derecede tehlikeye atan ve hayal bile edilemeyecek travmalara neden olan bir uygulamadır,” dedi. “Bu uygulama açık bir savaş suçudur; uluslararası hukukun açıkça göz ardı edildiğini gösterir ve Filistinli çocukların onurlarına ve çoğu durumda hayatlarına mal olan bir cezasızlık modelinin parçasıdır.”

15 Ekim: 15 Ekim sabahı saat 9 sularında Tal Al-Zaatar mahallesini kuşatan İsrail tankları ayrım gözetmeksizin ateş açmaya başladı. Mohammad Al-Za’anin, eşi ve 6, 4 ve 2 yaşlarındaki üç çocuğunun barındığı akraba evi bu mahalledeydi. Saldırıda Mohammad’ın eşi ağır şekilde yaralandı. Mohammad çocuklarıyla birlikte beyaz bayrak çekerek Gazze Şehrine doğru kaçmaya çalıştı. Ancak askerler onları gözaltına aldılar ve hemen başlarının üzerinden ateş etmeye devam eden bir tankın önüne yerleştirdiler. Mohammad ve çocukları beş saatten fazla bu pozisyonda tutuldular. Askerler, dehşet içindeki çocuklarını korumak için yalvaran babayı duymazdan geldiler.

17 Ekim: İsrail tankları 17 Ekim’de Tal Al-Zaatar bölgesini yeniden kuşattığında İslam Fayyad, eşi, 6 ve 4 yaşlarındaki çocukları ile henüz 8 aylık bebekleri oradaydılar. İsrail güçleri yaklaşırken anneleri beyaz bayrak çekerek çocuklarıyla birlikte kaçmaya çalıştı. Bir kontrol noktasına yaklaştıklarında, askerler hoparlörlerden onlara eşyalarını bir çukura atmalarını ve tanklara yaklaşmalarını emrettiler. Askerler daha sonra çocukları ve annelerini iki saat boyunca askeri araçların önünde tuttular. Çocukların dehşet içinde olmasını ve 6 yaşındaki Marwa’nın “Öleceğiz anne” diye annesine yalvarmasını umursamayan askerler ateş etmeyi hiç kesmediler.

20 Ekim: İsrail güçleri 20 Ekim’de kamptaki evleri bombalamaya başladığında birçok aile tehlikeden uzaklaşmaya çalıştı. Mahmud Nasser ve eşi de yeni doğmuş bebekleri ve daha büyük iki çocuklarıyla beyaz bayrak çekerek kaçmaya çalıştılar. Askerler kaçmaya çalışan herkesi gözaltına aldılar; çocuklar dâhil herkese yakındaki binaları bombalayan askeri araçların önünde yürümelerini emrettiler. Nasser ailesi ve diğer aileler, Endonezya Hastanesine ateş açan bir buldozer ve bir tankın önünde yürümeye zorlandılar. Daha sonra tüm aileler kampa yukarıdan bakan bir noktaya götürüldüler ve burada bir buçuk saat daha canlı kalkan olarak tutuldular.

Kuzey Gazze'ye yönelik son kuşatma, sivilleri hedef alan daha geniş çaplı bir şiddet ve toplu cezalandırma kampanyasının bir parçasıdır. Geçtiğimiz birkaç ay boyunca, ağır bombardımanlar da dâhil olmak üzere Gazze'nin kuzeyinde aralıksız devam eden askeri operasyonlar geniş çaplı yıkıma, yerinden edilmelere ve sivil kayıplara yol açmıştır. Kuşatma açlığı daha da arttırdı; aşırı kalabalık barınakları, insanların yeterli gıda, temiz su veya tıbbi bakıma erişimleri olmadan yaşamak zorunda kaldıkları hastalık kaynayan alanlara dönüştürdü.

Filistinli Çocuklar için Uluslararası Savunma, 2000 yılından bu yana hem Batı Şeria'da hem de Gazze Şeridi'nde İsrail ordusu tarafından canlı kalkan olarak kullanılan onlarca Filistinli çocuk vakasını belgelemiştir. Ekim 2023’ten bu yana, İsrail güçleri Gazze'ye yönelik operasyonları sırasında çok sayıda Filistinli çocuğu canlı kalkan olarak kullanmıştır ve insan hakları örgütlerinin vakaları güvenli bir şekilde belgeleme kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle bu vakaların tüm boyutları bilinmemektedir.

Çocukların canlı kalkan olarak kullanılması, Dördüncü Cenevre Sözleşmesinin, Cenevre Sözleşmeleri Ek Protokol 1’in açık bir ihlalidir; silahlı çatışmalarda sivillerin, özellikle de fiziksel zarar görebilecekleri veya psikolojik teröre maruz kalabilecekleri durumlarda riske atılmasını yasaklayan uluslararası ceza hukuku kapsamında bir savaş suçudur. Direnişi caydırmak ya da askeri güçleri korumak amacıyla çocukların kasıtlı olarak silahlı araçların önüne yerleştirilmesi uluslararası insani hukuk, ceza hukuku ve insan hakları hukukunun dehşet verici bir ihlalidir.

Açık uluslar arası yasaklara rağmen, İsrail güçleri işgal altındaki Filistin topraklarındaki askeri operasyonlarda Filistinli çocukları defalarca canlı kalkan olarak kullanmış ve hesap verebilirliğin olmadığı bir travma ve şiddet döngüsünü sürekli hale getirmiştir. Filistinli Çocuklar için Uluslararası Savunma derlediği bilgiler, İsrail güçlerinin Filistinli çocuklara yönelik sistematik istismarları için herhangi bir yankı veya sonuçla karşılaşmayacaklarını bilerek cezasızlıkla hareket ettikleri tutarlı bir modeli ortaya koymaktadır. (DIŞ HABERLER)