Sendika yöneticileri bütçe görüşmelerini değerlendirdi: Kamusal hizmet, iktidar eliyle tasfiye ediliyor
Sağlığa ve eğitime ayrılan bütçeyi; SES İzmir 2 No’lu Şube Eş Başkanı Başak Edge Gürkan ve Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Yöneticisi Oktay Karakuzu değerlendirdi.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Bahar Emreoğlu
Emirhan Durmaz
İzmir
22 Ekim’de Meclise sunulan ve 30 Ekim’de üzerinde görüşmelere başlanan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin aralık ayında TBMM Genel Kuruluna gelmesi ve 2025 yılından önce kabul edilerek, yasalaşması bekleniyor. Mecliste görüşülen bütçe payları ise tartışma konusu oldu. Hal böyleyken; sağlığa ve eğitime ayrılan bütçeye ilişkin SES İzmir 2 No’lu Şube Eş Başkanı Başak Edge Gürkan ve Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Yöneticisi Oktay Karakuzu’dan değerlendirmelerini aldık.
SAĞLIKTA BÜTÇE ARTIŞI BİR YANILSAMA: PAY ŞEHİR HASTANELERİNE
Cumhurbaşkanlığı tarafından Meclise sunulan 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin detaylarına bakıldığında iktidarın tercihini yine emekçilerden yana değil sermayeden yana kullandığını belirterek sözlerine başlayan Başak Edge Gürkan, “Merkezi bütçeler siyasi iktidarın tercihini emekçilerden yana mı sermayeden yana mı kullanacağı, tarafını açıkça ilan ettikleri metinlerdir. Bütçede yine Diyanet ve Savunma Sanayiine ayrılan payın rekor seviyede olduğunu hepimiz görmekteyiz. Sağlığa ayrılan bütçeye baktığımızda 2023 yılında sağlığa ayrılan toplam bütçe 306.9 milyar TL iken, 2024 yılında bu pay 779.6 milyar TL ye yükselmiştir. 2025 yılı bütçesi içinse teklif edilen bütçe 1.2 trilyondur. Basına yansıyan haberlerde sağlıkta ayrılan payın rekor artışta olduğu haberlerine rastlamaktayız ancak ayrılan payda 2023 yılında Antalya, Gaziantep, İzmir Bayraklı ve Kocaeli Şehir Hastaneleriyle birlikte toplam sayısı 24 olan şehir hastanelerinin ve 2024 yılında açılması planlanmış ancak henüz inşaatları tamamlanmamış 12 şehir hastanesinin etkisi olduğu aşikardır” diye konuştu.
"HALK HASTA EDİLECEK KAMU HİZMETİ VERİLMEYECEK"
Kamu hastanelerinde son 3-4 yıldır yatırım giderlerinin neredeyse tamamen kısıtlandığını kaydeden Gürkan, “Bütçeden ayrılan paylar oluk oluk şehir hastanelerine akıtılmıştır. Şehir hastanelerini açmak adına kamu hastanelerini kaynaksız bırakan iktidar resmen kamu hastanelerini sağlık hizmeti verilemez duruma getirmiştir. 2025 bütçe teklifini ayrıntılı incelediğimizde özel sektör yatırımlarına, kamu yatırımlarından 3.91 kat daha fazla kaynak ayrılmıştır. Koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan pay yüzde 26.9 oranındadır. Şu haliyle bile açıkça iktidar halkın sağlığını korumak için kaynakları kısmış ve tedavi edici hizmetlere ayırdığı oranla açıkça ‘Halkımızı daha fazla hasta edeceğiz’ demiştir. Yine özel sektör yatırımlarına ayrılan payın kamu yatırımlarına ayrılan paydan neredeyse 4 kat fazla olması da halkımızı hasta edeceğiz ama hizmeti de kamu hastaneleri eliyle vermeyeceğiz, cepten yüklü harcamalarla sizi özel hastanelerin insafına bırakacağız demektir. Bütçenin en basit şekliyle yorumlanışı maalesef böyledir” ifadelerini kullandı.
"YURTTAŞLARIN SAĞLIK HAKKI SERMAYEYE TESLİM EDİLEMEZ"
Son olarak geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan Yenidoğan Çetesiyle özele aktarılan kaynakların sonuçlarını en acı şekilde, bebeklerin ölümüyle yaşadığımızı vurgulayan Gürkan, “İktidar özel sektör yatırımlarına kaynak ayırmakta ısrarcıdır. Teklif edilen sağlık bütçesi şu haliyle kabul edilemezdir. Bütçeden sağlığa ayrılan payın artırılması ve kamusal sağlık hizmeti için kullanılması yönündeki ısrarımız devam etmektedir. Yurttaşlarımızın sağlık hakkı iktidarın tüm kaynaklarını oluk oluk akıttığı sermayeye teslim edilemez” diyerek sözlerini tamamladı.
"BÜTÇE, EĞİTİMİN ZORUNLU İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAKTAN UZAK"
Bütçeden eğitime ayrılan payı konuştuğumuz Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Yöneticisi Oktay Karakuzu ise 2025 yılı için eğitime ayrılan MEB bütçesinin eğitim ve eğitim emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmenin çok uzağında olduğunu belirterek sözlerine başladı. “2024 MEB bütçesi 2023’e göre iki kattan fazla arttırılırken 2025 yılında artış oranının üçte birde kalmış olması eğitimde çok daha zor koşulların bizleri beklediğini gösterir nitelikte” diyen Karakuzu, “Eğitimde temizlik krizi, taşımalı eğitim, öğrenci yoksulluğu, beslenme problemleri gibi en temel ve zorunlu ihtiyaçlar görmezden gelinerek hazırlanan 2025 bütçesi eğitimin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaktır” ifadelerini kullandı.
"KAMUSAL EĞİTİM İKTİDAR ELİYLE TASFİYE EDİLİYOR"
Bu durum okulların en temel ihtiyaçlarının velilerden alınan bağışlarla karşılanmasına neden olduğunu dile getiren Karakuzu, “Okulları ticarethane velileri ise müşteri gibi gören okul idarelerinin, öğretmenleri öğrencilerden para toplamaya zorladıkları, okul aile birliklerinin okula kaynak yaratmak için kullanılan bir organ haline getirildiği artık hepimizin malumu. Halkın cebinden yapacağı eğitim harcamalarının gitgide arttığı, eğitime ayrılan payın her geçen yıl azaldığı göz önünde bulundurulduğunda iktidar eliyle kamusal eğitimin aslında fiilen tasfiyesi ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir” dedi.
Eğitim hizmeti kamusal işlevinden uzaklaştırılarak neoliberal politikalar aracılığıyla piyasaya açılmış, eğitimde yaşanan ticarileşme sonucunda kamusal eğitim harcamalarına ayrılan payın gitgide azaldığını belirten Karakuzu, iş gücü uyum programınada değinerek “Kamu tasarruf tedbirleri bahanesiyle iş gücü uyum paketi adı altında haftada 3 gün, günlük 566 TL’ ye kölelik koşullarında ve güvencesiz şekilde okullara temizlik personeli istihdam edeceğini açıklayan MEB’in bu koşullarda istihdam sağlayamayınca, okulların salgın hastalık ve hijyen sorunu ile karşı karşıya kalmasından tutun da, istihdam eksiği nedeniyle birçok okulda veli ya da çocuklara temizlik yaptırıldığı, her 4 çocuktan birinin okula aç gittiği, velilerin çocuklarının kırtasiye masrafını bile karşılayamadığı, deprem nedeniyle yıkılan okulların hâlâ yapılmaması nedeniyle bir okulda beş okulun eğitim öğretime devam etmek zorunda kaldığı, eğitim emekçilerinin sefalet ücreti ile yaşamaya mahkum edildiği bir eğitim sisteminin niteliğinden bahsetmek mümkün değil” diye konuştu.
"HALKTAN YANA BÜTÇE İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Son olarak, “Saydığımız tüm bu sorunları mevcut iktidarla çözmek mümkün görünmüyor” diyen Karakuzu son olarak “Bizler tarihsel tüm kazanımların işçi sınıfı ve emekçilerin ortak mücadelesi ile elde edildiği gerçeğinden hareketle iktidarın eğitimdeki eşitsizlikleri ortadan kaldırması, tüm öğrencilere eşit olanaklar sunması, okullara yeterli ödenek ayırması, kısacası anayasal bir hak olan parasız, nitelikli, ulaşılabilir eğitim hakkı ve demokratik, halktan yana bir bütçe için mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.