Türkiye haberin telifinde İtalya'yı örnek alıyor: 'Kamu otoritesi arabulucu olsun'
Anadolu Ajansı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen sempozyumda, dijital platformlardan telif geliri sağlanması konusu ele alındı.
Fotoğraf: Cem Tekkeşinoğlu/AA
Anadolu Ajansı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen II. Haberin Telifi ve Medyada Yapay Zeka Sempozyumu'nda dijital platformlardan telif geliri almak isteyen haber kuruluşları için çözüm önerileri konuşuldu. Öneriler arasında en dikkat çeken ise; "Anadolu Ajansı gibi büyük medya kuruluşlarının META ve Google gibi platformlarla masaya oturması ve anlaşması" idi. Anlaşma sağlanamaz ise BİK, RTÜK ya da Telif Müdürlüğünün devreye girmesi konuşuldu. Yargı yolu açık olsa da bu öneriler göz önüne alınınca; telif yasasından bağımsız haberci ve yayıncılar için kayda değer bir çalışma olmayacağı tahmin ediliyor.
Sempozyumun sabah oturumunda Max Planck Enstitüsü Dr. Valentina Moscon ve ANSA Hukuk Direktörü Giulia li Greci Almanya ve İtalya örneklerini anlattı. Türkiye'de dijitalleşmenin medyaya etkilerinin konuşulduğu ikinci oturumda tartışmalar İtalya örneğinin daha ağır bastığını gösterdi.
“Haberde Telif Krizi: Türkiye İçin Çözüm Önerisi” başlıklı bir sunum yapan Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk, habere telif koruması getirilmesinin gerekçesinin tüm dünyada kamu yararı olduğunu söyledi. Suluk, bu alanda yasal düzenleme yapmanın bir zorunluluk olduğunu çünkü gelir yetersizliği nedeniyle her yerde özellikle de Türkiye'de entelektüel çölleşme yaşandığını aktardı. Avrupa'ya yakın olduğumuz için rekabet yerine telif yaklaşımının daha uygun olduğunu savunan Suluk, meslek birlikleri üzerinden toplu hak takibinin güçlüklerini anlattı. Suluk “Türkiye'de toplu hak takibi iyi çalışmıyor. O nedenle bir basın birliği kurularak toplu hak takibi yapılmasının çok olanaklı olmadığını düşünüyorum. İlk adımda yayıncılar ve platformlar uzlaşmaya çalışmalılar ancak bizim kültürümüz uzlaşmaya çok açık değil, çalışmayacağını şimdiden garanti ederim. Bu nedenle ikinci adımda bir otorite BİK gibi ya da Telif Hakları Müdürlüğü gibi bir kurumun racon kesmesi, uzlaşma için arabulucu olması gerekiyor. Üçüncü adımda, anlaşılamaması/uzlaşılamaması durumunda yargı yolunun da açık olması gerekir. Benim Türkiye'ye önerim budur” dedi.
ALTUN’DAN ‘DİJİTAL FAŞİZM’ ÇIKIŞI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un da katıldığı toplantıda Dijital Telif Yasası'nın yürürlüğe girmesinin “elzem” olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağustos ayında Instagram’ın kapatılması sonrası dile getirdiği "dijital faşizm" kavramını yineleyen Altun, "Bugün insanlık, küresel düzlemde bir adalet sorunuyla pençeleşmektedir ve bu adalet krizini derinleştiren başlıca dinamiklerinden biri de bütün dünyanın muhatap olduğu medya emperyalizmi ve dijital faşizmdir" dedi.
Altun, amaçlarının "Muhabirlerin, gazetecilerin, basın emekçilerinin büyük emek ve özveriyle hazırladıkları özgün içeriklerin, bedeli ödenmeden ticari amaçlarla kullanılmasının önüne geçmek” olduğunu iddia etti. Yapay zeka teknolojilerine “ihtiyatlı bir iyimserlikle” yaklaştıklarını söyleyen ve “yeni tehditler var” diyen İletişim Başkanı, yeni teknolojilerin “mahremiyet, gözetim, deep fake ve dezenformasyon gibi risk ve meydan okumaları da beraberinde getirdiğini” söyledi.
YAYINCILARIN PAY ALMASINI SAĞLAMA
Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz, gazete ve dergi tirajlarında son 10 yılda yüzde 70 düşüşün olduğunu, toplumun yüzde 83'ünün haberlere dijital platformlardan ulaştığını söyledi. Yılmaz "Dünyada iki farklı yol var. Avustralya, Kanada, ABD gibi ülkelerde telif hukuku üzerinden değil, rekabet hukuku üzerinden çözmeye çalışıyorlar. Avrupa ise platformlara özel telif yasaları yapma yoluna gitmişler. Bizim amacımız haber yayıncılarının bu platformların gelirlerinden pay almalarının sağlanması. Rekabet Kurulu, BİK, AA, medya kuruluşları hep beraber sorunu çözmeye çalışıyoruz" dedi.
Telif Hakları Genel Müdürü Yardımcısı Fatoş Altunç ise, "Ülkemizde dünyadaki örneklerden daha fazla problem yaşıyoruz çünkü onlar gelir konusuna yoğunlaşabilirken bizim düzenlemelerimizde haberin ne olduğu konusu yargı düzeyinde çok belirsiz. AA'nın belirli haberleri konusunda davalarda epey sıkıntı yaşadık çünkü mahkemeler Anadolu Ajansı'nı süreli yayın kabul etmiyor. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu özellikle haber, dijital yayıncılık konusunda çok eksik" ifadelerini kullandı.
Marmara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Kadir Baş, rekabet hukuku çerçevesinden durumu değerlendirirken, ortada bir yasal düzenleme olmadan Rekabet Kurulu'nun bir şey yapamayacağını söyledi. Baş, daha sonra Rekabet Kurulu’nun bir strateji geliştirebileceğini ancak Avrupa'da özellikle Fransa'da buna itiraz edildiğini, sakıncaları olduğunu söyledi. Platformlara hakim durumun kötüye kullanımı üzerinden bir strateji geliştirmenin mümkün olmadığının altını çizen Baş, kullanıcının da bundan fayda sağladığı düşünülürse düzenlemelerin dengeli olması gerektiğini savundu. (İstanbul/EVRENSEL)