Diyarbakır Kitap Fuarı'nda iki kitaba daha el konuldu
Diyarbakır 8. Kitap Fuarı’nda "Efrin Direniş Günlüğü" ve "Kadın olmak" kitaplarına el konuldu. Fuar boyunca el konulan kitap sayısı 5'i buldu.
El konulan "Efrin Direniş Günlüğü" kitabı
Diyarbakır 8. Kitap Fuarı’nda Aram Yayınevi’ne dönük polis tacizi ve baskısı sürüyor. Polisler, bugün de stantta satışı yapılan "Efrin Direniş Günlüğü" ve "Kadın olmak" kitabına el koydu.
"Efrin Direniş Günlüğü" kitabı, siyasetçi Hatip Dicle’nin 20 Ocak 2018-20 Ocak 2019 tarihleri arasında Suriye'nin Afrin kentinde yaşanan savaşı kronolojik bir şekilde anlatıyor.
Polisler, Pirtûkakurdî standında yer alan Mekiye Derya Deniz'in "Kadın olmak" kitabına da el koydu. Kitaba el koyma gerekçesi gösterilmedi.
Polisler, el koyma kararına savcılık kararını gerekçe göstererek, stantta arama da yaptı.
TOPLAM 5 KİTABA EL KONULDU
Polisler, fuarın açılışından bu yana Aram Yayınevi'nin 4, Pirtûkakurdî standında ise 1 kitabına el koydu. 2 Ekim’de Mahmut Aba’ya ait “Dildarê Serkeftinê” adlı kitaba el konuldu. Dün yapılan baskında Nelson Mandella’nın otobiyografisi olan “Özgürlüğe giden uzun yol” kitabı ile Mehmet Hayri Durmuş’un mektuplarının derlendiği kitaba el konuldu.
“Êfrin Direniş Günlüğü” kitabına el koyma kararı sonrası gözaltına alınan Delil Zengeralp, ifade sonrası serbest bırakıldı.
“SALDIRILAR KÜRTÇEYE TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ GÖSTERİYOR”
Kürt Yayıncılar Birliği, Diyarbakır 8. Kitap Fuarı’nda polis tacizi ve baskısına dair açıklama yaptı. 4 kitabına el konulan Aram Yayınevi'nin standı önünde yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.
Aram Yayınevi sahibi ve Kürt Yayıncılar Birliği Başkanı Hakkı Boltan, el konulan kitaplar hakkında herhangi bir yasak kararının yayınevine ulaşmadığını aktardı. Boltan, "Bu saldırıları kınıyoruz ve kabul etmiyoruz. Nelson Mandela'nın barışı anlatan kitabı nasıl suç olabilir?" diye sordu.
Boltan, "Bu yapılanlar Kürtçeye yönelik tahammülsüzlüktür. Saldırılar, Kürtçeye, Kürt kültürünü ve Kürtçe yayıncılığına yöneliktir” dedi.
"ÖNCE EL KOYUYOR SONRA YASAKLATIYORLAR"
Süren polis baskısını ve kitapların hukuksuzca toplatılmasını anlatan stant çalışanı Newal Bulut, polislerin sürekli stant etrafında dolaşıp kitapları incelediklerini belirtmişti. Bulut, stanttaki hiçbir kitap için yasaklama kararı olmadığını, hepsinin bandrollü olduğunu, yayınevlerine herhangi bir tebligatın gelmediğini, toplatılan Mandela kitabının da 9 yıllık bir kitap olduğunu hatırlatmıştı.
Buna rağmen yasaklama kararı olmayan kitapların satışının yasaklandığını, kitabı satın almak isteyenler olduğunda da ‘Satamazsınız’ denildiğini belirten Bulut, “Etrafımızda dönüyorlar, kitapları karıştırıp keyfi olarak karar veriyorlar. Karar çıkmadan satışı yasakladılar sonra da stantta durup savcılıktan el koyma kararının çıkmasını beklediler. Gerekçe olarak ‘örgüt propagandası’ gösterildi” dedi. (KÜLTÜR SERVİSİ)