Özelleştirme cinayetleri Meclis gündeminde: Maden tekellerinin kârı mı, işçinin canı mı?
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Çalışma Bakanına 4 Aralık Dünya Madenciler günü dolayısıyla özelleştirmeleri ve artan iş cinayetlerini sordu.
Fotoğraf: ANKA
Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Dünya Madenciler Günü nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına soru önergesi verdi. Soma düzeninde çalıştırılan maden ve enerji işçilerinin yaşadığı iş cinayetlerini; Karadon, Soma, Ermenek, Amasra ve Erzincan İliç'te yaşanan katliamları hatırlatan Bayhan, "Bunlar özelleştirme cinayetleridir" dedi.
Çayırhan linyit madeni ve elektrik santralinin işçilerin verdiği mücadele nedeniyle bir süre ertelendiğini belirten Bayhan, Bakan Vedat Işıkhan'ı iş cinayetlerine, özelleştirmelere, grev yasaklarına karşı tutum almaya Çayırhan işçilerinin haklı mücadelesinin yanında olmaya çağırdı.
Bayhan ayrıca “Vahşi madencilik koşullarında çalışan işçilere teşekkür etmekten ve hayatını kaybeden işçilerin ardından rahmet dilemekten öte tek bir işçinin daha hayatını kaybetmemesi için somut adım atacak mısınız?” diye sordu.
Bayhan’ın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na yönelttiği sorular şöyle:
- İktidarın özelleştirme politikaları nedeniyle bugüne kadar kaç enerji ve maden işçisi hayatını iş cinayetlerinde kaybetmiştir? 2010 yılında Karadon’da 30 işçi, 2014 yılında Soma’da 301 işçi, 2014’te Ermenek’te 18 işçi, 2022’de Amasra’da 42 işçi ve 2024 yılında Erzincan İliç’te 9 işçi hayatını kaybetti. Tüm bu iş cinayetlerine aslında “özelleştirme cinayetleri” demek daha doğru olmaz mı?
- “Ekmeğini alın teriyle yerin yüzlerce metre altında kazanan maden işçilerimize; emekleri ve üstün fedakârlıkları için teşekkür ediyor, hayatını kaybeden kahraman madencilerimizi rahmetle anıyorum" ifadelerinizden hareketle, Çalışma Bakanı olarak, vahşi madencilik koşullarında açlık ve ölümle burun buruna çalışan işçilere teşekkür edip hayatını kaybedenlere rahmet dilemenin ötesinde, tek bir işçinin daha hayatını kaybetmemesi için somut adım atacak mısınız?
- Bahsi geçen tarihteki “Maden işçilerimizin, icra ettiği mesleğin risklerinden en az etkilendiği, can ve sağlık tehlikesi yaşamadığı bir çalışma hayatı hepimizin hedefidir” açıklamanızın üstünden geçen 1 yıl içinde Bakanlığınızca maden işçilerinin yakalandığı meslek hastalıkları ve iş cinayetlerinin önlenmesi için uygulanmış bir önlem programı var mıdır? Son 1 yıl içinde kaç işçi madenlerde hayatını yitirmiştir? Kaç işçi meslek hastalıklarına yakalanmıştır? Kaç işçi meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybetmiştir?
- “Ülkemize enerji alanında katkıları olan işletmelerimizin yanında olmaya devam edecek, işçi kardeşlerimizin haklarının korunması ve artırılması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadenizin gereğince çalışma bakanı olarak, bugüne kadar neden özelleştirmeye karşı mücadele eden Çayırhan maden ve enerji işçilerinin eylemlerinin yanında ve ülkemizin enerji kaynaklarının ve arazilerinin satışının karşısında olmadınız? Bundan sonra sözünüzün gereği olarak Çayırhan işçilerinin haklı taleplerinin kazanılması için bir adım atacak mısınız?
- Özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verilen Ankara Nallıhan İlçesi`ndeki taşınır ve taşınmazlar şöyledir: EÜAŞ'a ait Çayırhan termik Santrali'nin kullanımındaki taşınmazlar, Çayırhan Linyit İşletmesi`nin kullanımında bulunan taşınır ve taşınmazlar, EÜAŞ adına kayıtlı 23405 ve 30963 numaralı ruhsatlar ve bu ruhsatların kapsadığı maden sahaları, Uluköy ve Karaköy mahallelerinde bulunan taşınmazlar… Yerlilik ve millik vurguları sıkça yapılırken, ülkenin tüm yer altı ve yer üstü zenginliklerinin yerli ve yabancı sermayedarlara peşkeş çekilmesine ve işçiler için her madende sömürü ve ölüm düzeneği olan Soma düzeninin kurulmasına karşı Çalışma Bakanlığı olarak bir itirazınız olmayacak mıdır?
- Çayırhan termik Santrali ve linyit madeninin Turgay Ciner’in talanına sunulduğu 2000-2020 yılları arasında kaç işçi, iş cinayetinde hayatını kaybetmiştir? Kaç işçi işten atılmıştır? Kaç işçi, işten atılma ve ödenmeyen alacakları nedeniyle Cinerlerle mahkemelik olmuştur? Çayırhan özelleştirilmesi gerçekleşirse enerji- maden işçileri yine bir Ciner ya da Cengiz, Limak, Yıldızlar SSS, Çelikler, Kolin, ya da yabancı tekellerin elinde aynı süreci yaşamayacak mıdır?
- 2014 yılında maden ve enerji işçilerinin tıkanan toplu sözleşme süreci nedeniyle özel maden tekeli Ciner’e karşı verdiği haklı mücadele nasıl bir “milli güvenlik sorunu” olarak görülmüştür ki grev yasaklanmıştır? Cinerlerin ya da başkaca maden tekellerinin karı, ülkemizin nasıl bir milli güvenlik sorunu olabilir? Çalışma Bakanlığı olarak binlerce işçinin anayasal hakları karşısında; yerli, yabancı sermaye sahiplerinin çıkarlarının “milli güvenlik” sorunu olarak dikilmesi doğru mudur? Bugüne kadar grev yasağı alınmış bakanlar kurulu kararlarına hiç şerh koymuş bir Çalışma Bakanı olmuş mudur?
- Parça parça ödenen tazminatlar, imalathanedeki torna tezgahlarını kullanmayıp dışarıdan parça alımları, “hadi hadi” düzeniyle uygulanan üretim baskısı, yaşanan iş kazaları ve cinayetleri düşünüldüğünde işçilerin yaşadığı ve kamunun uğratıldığı zararlar hakkında gerek Cinerler dönemini gerekse de özelleştirilen bütün maden şirketlerini kapsayan bir rapor bakanlığınızca düzenlenmiş midir?
- Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı’nda yaşayan işçilerin; Ciner dönemi deneyimi ile birlikte, özelleştirilmiş bir maden ocağı olan Yıldızlar SSS Holding’in işlettiği Doruk Madencilik tecrübesi de vardır. Mihalıççık maden ocağını, burada çalışan işçilerin geçmiş alacakları ve maaşlarını alamadığını, sık sık yaşanan iş kazalarını, iş cinayetlerini ve çalışır bir ambulansın dahi olmadığını Çayırhan maden işçileri gayet iyi biliyorlar. 16 Kasım 2024 tarihinde Beypazarı İlçesinde ikamet eden ve Mihalıççık’ta bulunan Doruk madencilikte çalışan Tayfun Akman gençliğinin baharında hayatını kaybetti. Bakanlığınızın işçilerin alacaklarını dahi ödemeden ölümüne sömüren, kapısında acil müdahale için çalışır bir ambulans dahi bulunmayan Doruk madencilik hakkında bugüne kadar ne gibi bir yaptırımı olmuştur? Olmadıysa bundan sonra olacak mıdır? İşçi alacaklarını ödemeyen bu hukuksuz angarya çalışmanın ve iş cinayetlerinin sorumlusu olan maden tekellerinin ruhsatlarının iptali için Çalışma Bakanlığı olarak bir uygulamanız olacak mıdır?
- Sayıları aileleri ile birlikte 10 bine yaklaşan, geçen yıl ziyaret ettiğiniz iki bini aşkın Çayırhan Maden ve enerji işçilerinin işsiz, ekmeksiz, evsiz, örgütsüz bırakılması anlamına gelen Çayırhan özelleştirmesinin durdurulması için Çalışma Bakanı olarak müdahil olacak mısınız?
SOMA’DAN ÇAĞRI: BUNDAN SONRA İŞ KAZALARININ YAŞANMAMASINI DİLİYORUZ
Soma genelinde toplamda 600 milyon ton kömür rezervi bulunuyor. Yaklaşık 12 bin maden işçisi ise Soma'da çalışıyor. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla bir araya gelen Soma’daki maden işçileri Anka’ya şöyle konuştu:
"Yılda bir kez daha olsa madencilerin çektiği sıkıntıları, yaşadığı problemleri hatırlatma adına bir gün. Madencilik çok zor bir meslek. Bunu yerine getirmek insanlar için çok zor. Umarım madenciler hak ettikleri noktada, hak ettikleri yerde kendini bulur. Dünyada sağlıklı, kazasız, bütün madenci çocukların babalarına kavuştuğu, eşlerinin babalarına kavuştuğu bir madenciler yılı diliyorum. Madenci yerin 500 metre altında çalışıyor, kolay değil. Madenlerde şehit olanlara Allah'tan rahmet diler, bundan sonra bu tür iş kazalarının yaşanmamasını dileriz” dedi.
Madenciler ayrıca, ithal kömüre de tepki göstererek, “Yıllardan beri emeğin, alın terinin, yıllar boyu mücadele etmiş, kendi haklarımızı kazandığımız bir gündür bugün. Madenciler Günü'nde bu ithal kömür mücadelesine tüm madencilerin sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.
December 4, 2024
T. MADEN-İŞ: MADENCİLER HAKLARININ KARŞILIĞINI ALAMIYOR
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Soma Şubesi,, 4 Aralık Madenciler Günü dolayısıyla düzenlenen programda Soma maden katliamında yaşamını yitiren 301 işçiyi andı. Madencilerin mezarlarına karanfil bırakılarak dua edildi.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Ege 1 Nolu Şube Başkanı Rıza Sal, ayrıca şunları söyledi: "El emeği alın teri emeğim simgesi madencilerimiz yerin altından çıkardıkları cevherlerle, ülkemize ve milletimize büyük hizmet etmektedir. Son zamanlarda madencilerimiz değerini ve karşılığını alamamaktadır. İstenilen saygıyı ve değeri alamamaktadır. Bunun son örneğini Çayırhan'da gördük. Oradaki çalışan arkadaşlarımız haklarından yoksun bırakılarak işleri ve ekmekleri elinden alınmak isteniyor. Bunlar madencilere reva görülmek istenmektedirler. Varlık fonu iptal edilesiye kadar sonuna kadar arkasındayız. Bu eylemler kararlı bir şekilde devam edecek.”
İthal kömürün de önüne geçilmesi gerektiğini belirten Sal, “Ürettiğimiz kömürleri satamıyoruz. Dışarıdan gelen ithal kömür ayyuka çıktı. İş yerleri kapanma noktasına gidecek. Düzensiz maaş ödemeleri başladı. İş güvenliği iş sağlığı bizler için çok önemli. Bir tek madencinin bile bu saatten sonra burnunun dahi kanamasını istemiyoruz" dedi.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Soma Şubesi Başkanı Ali Uzun ise “Şunu bilmeler ki Çayırhan'dan Ankara'ya başlatılan yürüyüş sadece orada değil, genel başkanımızın emriyle diğer bölgelerde ve burada da başlamaya hazırdır. Genel başkanımızın devam demesi yeterlidir. Ürettiğimiz yerli kömürün değil ithal kömürün ülkemize sokulması bizlere ve vatana yapılan en büyük yanlıştır. Yerli kömür dururken ithal kömür kullanmak ülkemizdeki işsizliği artıracağı gibi cari açığı artırır. Enflasyonu yükseltir. İthal kömürün önüne set çekin. 'Dur' deyin” dedi.
DEV MADEN SEN: ADALETSİZLİK YENİ İŞ CİNAYETLERİNE DAVETİYE
Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası da (Dev Maden Sen) açıklama yaptı.
Açıklamada, maden sahalarının özelleştirilmesi ve denetimin yapılmaması nedeniyle maden işçilerinin temel haklarının ve canlarının yok sayıldığı belirtilerek, maden ocaklarında özelleştirme, taşeron ve kayıt dışı çalışmanın egemen çalışma haline geldiği vurgulandı.
Dev Maden Sen) 4 Aralık Madenciler Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Açıklamada, maden sahalarının özelleştirilmesi ve denetimin yapılmaması nedeniyle maden işçilerinin temel haklarının ve canlarının yok sayıldığı belirtilerek, maden ocaklarında özelleştirme, taşeron ve kayıt dışı çalışmanın egemen çalışma haline geldiği vurgulandı: “Maden sahalarında denetimden uzak ocaklarda, galerilerde, aynalarda, şevlerde talan, daha fazla kâr hırsı için maden işçilerinin temel hakları ve canları yok sayılıyor. Bu yüzden Soma başta olmak üzere, Ermenek, Kilimli, Elbistan, Küre, Şırnak, Karaman, Mustafakemalpaşa, Şirvan, Kozlu, Bursa ve en son Amasra’da işçi kardeşlerimiz iş cinayetlerinde katledildi. Madenlerde yaşanan ölümlü iş cinayetlerinde bile adil yargılama ve insanlarımızın vicdanını rahatlatacak mahkeme kararlarına ulaşamamak da ayrı ve çok ciddi bir kanayan yaradır. İş cinayetlerinin görüldüğü davalardan çıkan sonuçların bu ölümlere neden olan işverenler açısından herhangi bir caydırıcılığı yoktur. Adaletin böyle işlemesi yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarmaya devam etmektedir. Bu konuda talebimiz; yargılamaların hızlı, cezaların daha fazla caydırıcı olmasıdır” dedi.(İŞÇİ SENDİKA)