05 Aralık 2024 06:35

Okullara imam atama ideolojik tahakkümün parçası

Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 2 Aralık’ta okullara gönderdiği yazı ile ÇEDES Projesi kapsamında kapsamında 99 okula cami imamı atadı. Türkiye’nin eğitim sistemi karanlık bir döneme sürükleniyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzzet İLDEŞ
Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri

Türkiye’nin eğitim sistemi, iktidarın ideolojik hırslarının gölgesinde karanlık bir döneme sürükleniyor. Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 2 Aralık’ta okullara gönderdiği yazı ile ÇEDES Projesi kapsamında 99 okula cami imamı atadı. Bu atama yalnızca bir bürokratik karar değil, aynı zamanda laik ve bilimsel eğitime açık bir meydan okumadır ve Türkiye’nin eğitim anlayışını dogmatik bir boyunduruk altına alma projesinin bir parçası olarak görülmelidir. Eğitimin dini boyuta çekilmesi özgür düşünebilme yetisini yok etmeyi hedefleyen tehlikeli bir girişimdir. Okullar bilgi üretimi ve eleştirel düşüncenin yuvası olması gerekirken bu atamalar eğitim kurumlarını ideolojik tahakkümün sahnesine dönüştürmektedir.

Eğitimdeki temel sorunlar, siyasi bir manipülasyonla göz ardı ediliyor. Yetersiz öğretmen sayısı, fiziksel altyapı eksiklikleri ve fırsat eşitsizlikleri çözüm beklerken, dini görevlendirmelere kaynak ayrılması çocuklarımızın eğitim hakkına doğrudan bir müdahaledir. Bu anlayış, çocukların gelişim çağlarını inanç sömürüsüne maruz bırakarak pedagojik tüm kuralları yerle bir etmektedir.

SINIR ÖTESİNDEN GELEN GÖLGE

Suriye’deki cihatçı grupların saldırılarıyla şekillenen bölgesel kaos, Türkiye’nin iç politikasında da yankı bulmaktadır. Sınır ötesindeki bu radikal zihniyet, en hafif şekli ile bile eğitimde yansımasını bulabilme tehlikesi olan uygulamalar eğitimde asla karşılık görmemelidir.

Eğitim sistemimize ÇEDES kapsamında imam atanması ile dayatılan bu dogmatik anlayışın, sınırların ötesinden taşan radikalizm ile düşünsel buluşma tehlikesi tüm toplumu tedirgin etmektedir. Laiklikten ve bilimsellikten uzaklaşmak, sadece okullarımızı değil toplumumuzun tüm dokusunu zehirleyen bir süreçtir.

LAİK EĞİTİM TOPLUMUN SİGORTASIDIR

Laik eğitim toplumun bir arada ve barış içinde yaşayabilmesinin teminatıdır. Ancak bugün bu sigorta tehlikeye atılmaktadır. Çocuklarımızın geleceği ideolojik manipülasyonlarla heba edilemez. Din eğitimi, özel alanlarda ve gönüllülük esasına dayalı olmalıdır; kamu okulları ise eşitlik ve özgürlük ilkeleri çerçevesinde bilimsel bilgiyi esas almalıdır.

Bu süreçte tüm eğitim bileşenlerine büyük sorumluluk düşmektedir. Öğrenciler, veliler ve öğretmenler, bu tehlikeli dönüşüme karşı güçlü bir itiraz yükseltmek zorundadır. Eğitimin dini bir formatla şekillendirilmesine karşı çıkan her birey, laiklik ve bilimsellik mücadelesinin bir parçası olmalıdır.

Suriye’de önü açılan, yol verilen cihatçı grupların güç kazandığı ve saldırılarını artırdığı bir dönemde iktidar bu radikal eğilimlerle kesişme tehlikesi bulunan uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Bornova’daki imam atamaları bu yönden tedirgin edicidir.

Toplumun aydınlık bir geleceğe kavuşması, laik ve bilimsel eğitimden ödün vermemekle mümkündür. Bugün verilen mücadele sadece eğitim sistemimizin değil, aynı zamanda ülkemizin bağımsız ve özgür geleceğinin mücadelesidir. Laik eğitim savunulmalı, dogmatik dayatmalara karşı durulmalıdır. Toplumun tamamını ve ülkenin geleceğini ilgilendiren böylesi meselelerde topyekûn birleşik bir mücadele hattı bugün hayati önem taşımaktadır.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

0-8 yaşa din eğitimi için sempozyum: Üniversitede bilim yerine müftülükle birlik

SONRAKİ HABER

Sağlık emekçileri Bakanlığa seslendi: Taleplerimiz karşılanana kadar devam edeceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa