Bir iş güvenliği önlemi: Prim kesmek!

LC Waikiki işçisi
İstanbul

Geçen hafta perşembe günü gece vardiyasına giden LC Waikiki Titiz Depo çalışanlarını taşıyan Gürsel firmasına bağlı servis kaza yaptı. Kazada yaralanan işçiler olmasına rağmen ciddi bir şekilde hasar alıp hayati risk taşıyan kimse olmadı. Kaza geçiren işçiler ise daha yaşadıkları şoku atlatamadan şirketin bu kazadan kaynaklı onlara uygulayacağı yaptırımı düşünmeye başladılar. Düşününce yaptırım kelimesi çok saçma geliyor. Ama LC Waikiki yönetimi bu konularda iş güvenliği önlemlerini artırıp bu kazaların tekrarlanmaması için gerekli önlemleri almak yerine genel olarak sorumluluğu sadece işçiye yüklüyor.

Şirket iş kazası geçiren işçilere tutanak tutup onlarının o ay alacakları primi kesme gibi ‘önlemler’ alıyor ve bu şekilde iş kazalarının temel sorumlusu kendisi olmasına rağmen faturayı işçilere kesmekten geri durmuyor. Hal böyle olunca da işçilerin LC Waikiki ve servisleri çeken Gürsel firmalarının sorumsuzluğu ve denetimsizliğinden kaynaklı hayatlarından olmak üzere olmalarına rağmen düşündükleri şey kendi sağlıkları değil kazandıkları üç kuruşun kesilmemesi için endişelenmek oluyor.

Kazanın yaşanmasıyla beraber depodaki vardiya amirlerinin hızlıca kaza yapılan alana gidip “Tamam tamam, çok bir şey yok. Abartmayın siz de” gibi söylemlerde bulunması, işçilerin hastanelerden zorla o gün ve sonraki gün için rapor alması, kazada çenesinden hasar alıp dikiş atılan, dişi kırılan, dudağı patlayan, kaza anında sert bir şekilde koltuklara çarpan kişilerin vücutlarında oluşan hasar ve ağrılar vardiya amirleri açısından ciddi bir şey olmuyor. İlk tutumları olayı küçümsemek ve işçilerin olası bir tepkisinin önünü almak oluyor.

Kaza geçirip rapor alan işçilerin aklına ise sağlık durumlarından önce ilk akla gelen soru “Acaba primlerimiz kesilir mi?​” oluyor.