Sağlık emekçileri yurdun dört bir yanından seslendi: Eziyet Yönetmeliğini geri çekin
Sağlık emekçileri, "Eziyet Yönetmeliği" olarak niteledikleri düzenlemeye karşı beş günlük iş bırakma eylemlerinin son gününde bir kez daha "Eziyet Yönetmeliğini geri çekin" dedi.
Sağlık emekçileri, "Eziyet Yönetmeliği" olarak niteledikleri düzenlemeye karşı Kadıköy Rıhtım'da bir araya geldi. Eylemin son gününde halkın da destek verdiği iş bırakma eyleminde Sağlık Bakanı'na tepki yükseldi.
Aile hekimleri ve sağlık çalışanları, 1 Kasım 2024'te yürürlüğe giren ve kamuoyunda "Eziyet Yönetmeliği" olarak bilinen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı başlattıkları beş günlük iş bırakma eylemlerinin son gününde Kadıköy Rıhtım'da toplandı. Vatandaşların da börek ve poğaça göndererek destek verdiği eylemde, "Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz" yazılı pankartlar açıldı ve sık sık Sağlık Bakanı'na istifa çağrısında bulunuldu.
BU YÖNETMELİK HALK SAĞLIĞINA ZARARLI!
Eylemde ilk sözü alan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu, yönetmeliğin halk sağlığına zarar verdiğini ve sağlık emekçilerini hedef aldığını belirtti. Küçükosmanoğlu, "Bu yönetmelik aile hekimlerinin performansa dayalı ücretlendirilmesini dayatıyor, temel ücretlerde kısıtlamalar getiriyor ve maaşları garip formüllerle kesintiye uğratıyor. Bu değişiklikler halk sağlığına hiçbir fayda sağlamıyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin talepleri görmezden geldiğini söyleyen Küçükosmanoğlu, "Geçen ay aile hekimleri üç günlük iş bırakma eylemi yaptı. Sağlık Bakanı Yardımcısı, bu eyleme 'Kimse hissetmedi' diyerek büyük bir saygısızlık gösterdi. Bu, 'Siz bir işe yaramıyorsunuz' demekle eşdeğerdir. Sağlık hizmetlerini değersizleştiren bu anlayışı kabul etmiyoruz" diye konuştu.
Küçükosmanoğlu ayrıca yönetmelikle bazı sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesinin önünün açıldığını vurgulayarak, "Raporlar, tamamlayıcı tıp uygulamaları ve yabancı uyruklulara yönelik sağlık hizmetlerinin ücretli hale getirilmesi planlanıyor. Bu, sağlık hizmetlerini tamamen ticarileştirme projesidir ve birinci basamak sağlık sistemini çöküşe sürükleyecektir" ifadelerini kullandı.
Sağlık çalışanları, yalnızca kendi hakları için değil, halkın sağlık hizmetine erişim hakkını savunmak için de mücadele ettiklerini belirtti. Küçükosmanoğlu, "AKP'nin sağlık sistemi çökmüştür. Halkımızın desteği bu süreçte çok önemli. Görüyoruz ki vatandaşlar sağlık sisteminin çöktüğünün farkında. Bu eylem, sağlıkta dönüşüm projesinin iflas ettiğinin açık göstergesidir" dedi.
"MESLEK ONURUMUZ AYAKLAR ALTINDA"
Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS) İstanbul İl Temsilcisi Melike Sigeze, sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı zorluklara dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 18 yıldır hemşire olarak görev yaptığını belirten Sigeze, çalışma koşullarının insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. "18 yıldır yerin altında, rutubet içinde güneş görmeyen bir ortamda çalışıyorum" diyen Sigeze, bu süre boyunca yoksulluk sınırının altında maaş aldığını ifade etti. Sigeze, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Ben zaten yoksulluk sınırının altında maaş alıyorum. Bunun yanında, aşı karşıtı olduğu için aşıya gelmeyen, gebeliğini bildirmeyen bir hasta nedeniyle maaşımdan kesinti yapıldı. Zaten zor koşullarda çalışıyoruz, bu tür cezalarla daha da eziliyoruz. Eziyet yönetmeliğiyle onurumuzu ayaklar altına aldınız."
Sigeze, sağlık çalışanlarının asli görevinin koruyucu hekimlik ve hemşirelik yapmak olduğunu vurgulayarak, "Bizler sadece mesleğimizi insan onuruna yakışır şekilde icra etmek istiyoruz. Ancak karşılaştığımız muamele, işimizi yapmamızı daha da zorlaştırıyor" dedi.
"BAKANLIK SAHAYI GÖRMÜYOR"
İstanbul Aile Hekimleri adına açıklama yapan Selçukcan Uluç, yönetmeliği "saçma" olarak nitelendirerek, sağlık çalışanlarının yaşadığı zorlukları ve Sağlık Bakanlığı'nın tutumunu eleştirdi. "Oturduğunuz makam inatlaşma değil, vicdan makamıdır" diyen Uluç, Bakanlığın sahadaki sağlık çalışanlarının sesine kulak vermesi gerektiğini belirtti. Yönetmeliğin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu ifade eden Uluç, şu açıklamaları yaptı: "Bir hekimin yazdığı reçeteye göre maaş belirlemek kimsenin haddi değildir. Hastalara müşteri gibi bakıp, müşteri memnuniyetine göre bir hekime ya da hemşireye ödeme yapmamak da kabul edilemez. Altı aydır gelmeyen hastalar nedeniyle maaş kesintisi yapmak hekimlik onuruna yapılan bir saldırıdır."
GERİ ÇEKİN!
Sağlık çalışanlarının insan onuruna yakışmayan koşullarda çalışmaya zorlandığını belirten Uluç, deprem bölgesindeki sağlık çalışanlarının hâlâ konteynerlerde hizmet verdiğini hatırlattı: "Ben bir Hataylı olarak şunu söylemek istiyorum: Deprem bölgesindeki meslektaşlarımız hâlâ konteynerlerde çalışıyor. Merdiven altlarında hizmet veren aile hekimliği birimleri var. İstanbul'da bir arkadaşımız, su basan bir bodrum katında çalıştığını söyledi. On iki yıldır bu şekilde çalışmayı kimse hak etmiyor." Son dönemde gerçekleştirilen iş bırakma eylemleriyle yönetmeliğin ne kadar sorunlu olduğunun ortaya konduğunu belirten Uluç, Sağlık Bakanlığı'nı göreve çağırdı: "Üç günlük iş bırakma eyleminin ardından beş günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdik. Ancak Bakanlık hâlâ sahadaki tepkilere kayıtsız. Bu yönetmelik derhal geri çekilmelidir."
SADECE SERMAYEDERLER MEMNUN!
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) adına konuşan Hatice Yayla, sağlık sisteminden ne hastaların ne de hizmet sunan çalışanların memnun olduğunu belirterek, Bakanlık'ın ısrarla bu yanlış politikaları sürdürdüğünü söyledi.
Sağlık sistemindeki özelleştirme politikalarına dikkat çeken Yayla, şu ifadeleri kullandı: "Sağlık sisteminden kimse memnun değil. Peki, kim memnun da bu kadar ısrar ediyorsunuz? Biz biliyoruz: Özel hastane patronları ve sermayedarlar. Hizmeti sunanlar olarak sağlığın özelleştirilmesine, 'Ne kadar çok hasta, o kadar çok para' anlayışına karşı yıllardır mücadele ediyoruz."
'SAĞLIKTA YIKIM POLİTİKALARINA KARŞIYIZ'
Yayla, sağlık emekçilerinin yıllardır nitelikli, ücretsiz ve ulaşılabilir sağlık hizmeti için mücadele verdiğini vurguladı: "Bizler, parasız, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde sağlık hizmeti talep ediyoruz. Ancak bu talepler görmezden geliniyor. Sağlıkta yıkım politikaları, hem çalışanları hem de hastaları mağdur ediyor."
"Susma haykır eziyete hayır", "Sağlık haktır satılamaz" sloganlarının atıldığı eyleme TİP Milletvekili Sera Kadıgil, CHP İstanbul İl Örgütü de destek verdi.(İstanbul/EVRENSEL)
ANKARA
Sağlık emek ve meslek örgütleri Eziyet Yönetmeliğine karşı başlatılan iş bırakmanın son gününde açıklamada yaptı.
Emek Aile Sağlığı Merkezi önünde yapılan açıklamada konuşan ANKAHED İkinci Başkanı Ahmet Sefa Eylevler, “TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamaları aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek. Her zaman söylediğimiz gibi yine söylüyoruz, halkın sağlığı için birinci basamakta bilimsel koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekir, GETAT uygulamalarının değil” dedi.
Sağlık Bakanlığına uyarıda bulunan Eylevler, “sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Alanın öznesi olan bizlerin, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin örgütlerinin yapılan değişikliklere yönelik görüşlerimizi ve önerilerimizi dikkate almayarak, yok sayarak ne halk sağlığını geliştirebilirsiniz ne de sağlık emekçilerinin sorunlarını çözebilirsiniz. Sağlıklı bir toplum, iyi çalışan bir sağlık sistemi için daha önce de dile getirdiğimiz beş talebimizin hayata geçirilmesi yeterlidir” diye konuştu.
Eylevler sağlık emekçilerinin taleplerini sıralayarak şunları kaydetti: “Bizler halkın sağlık hakkını, mesleki özerkliğimizi, mesleğimizin onurunu, ekonomik ve özlük haklarımızı savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz. Eziyete dönüşen Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin iptalini ve mecliste sunulan yasa taslağının geri çekilmesini istiyoruz. Bizler meslek onurumuza sahip çıkarken, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı dururken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Bu nedenle de bir hak olan sağlık için cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. Bu haklı taleplerimiz gerçekleşene kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar da vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.” (Ankara/EVRENSEL)
İZMİR
ASM çalışanları grevlerinin 5’inci gününde, "ASM'lerin görevi koruyucu sağlık hizmetleridir" dedi.
İzmir Sağlık Platformu, aile hekimlerinin "Eziyet yönetmeliğine hayır" diyerek başlattıkları grevin son gününde İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Kurumlar adına yapılan basın açıklaması ardından İl Sağlık Müdürlüğü önüne siyah çelenk bırakıldı. Eylemde sıklıkla "Bakan istifa", "Sağlık haktır satılamaz" ve "Sağlıkta ticaret ölüm getirir" sloganları atıldı.
Sağlıkta bölüşüm ile randevu krizini yaratan, sağlıkta şiddeti yaratan, hekim göçüne sebep olan Sağlık Bakanlığının kamu kurumlarını yetersiz hale getirerek özel hastanelere kaynak yaratmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, yönetmeliğin halkın sağlığa ulaşımını zorlaştırdığı dile getirildi.
"ASM'lerin görevi koruyucu sağlık hizmetleridir, hacamat sülük tedavi merkezi değil. Bizlere aşı gönderin sülük değil" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi;
"Hekimler, ebeler hemşireler kendilerine başvuran hastalardan sorumludurlar. Kendilerine başvurmayan hastalardan sağlık emekçileri sorumlu tutulup maaşlarını kesmek asla kabul edilemez. Hastaları bilgilendirmek, onların yararına olacak bilimselliği kanıtlanmış önerileri onlara sunmak bizlerin en temel görevidir; ancak tedaviyi reddetmek veya sağlık kuruluşuna başvurmamak hastaların sorumluluğundadır. Toplumun sağlık göstergelerini yükseltmek ancak onlara koruyucu sağlık hizmeti sunumunu arttırarak olacaktır. Bebek ölümlerini ve anne ölümlerini azaltabilmenin yolu aşılamalardır izlemlerdir. Sağlık hizmetinin kalitesini arttırmak kişi başına yeterli sayıda hekim ve ebe sağlamakla ve bizlerin çalışma koşullarını düzeltmekle mümkündür." (İzmir/EVRENSEL)
ESKİŞEHİR
Eskişehir’de Türk Tabipler Birliği il binasında basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını okuyan Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bülent Karalar şunları dile getirdi: “Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz! Sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini; halkla hekimleri ve sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiren, performansa dayalı ödeme ve taşeronlaşma ile sağlığı piyasalaştıran, bilimsel yaklaşımdan uzak kanun ve yönetmelikler ile düzeltemezsiniz.”
Taleplerinin yalnızca kendi hakları için değil halkın eşit, ücretsiz, erişilebilir ve nitelikli bir sağlık hizmeti almasını sağlamak için olduğunu aktaran Karalar, “Şimdi Sağlık Bakanı’nın harekete geçmesi ve hatasından geri dönerek Eziyet Yönetmeliğini geri çekmesi ve sözlerimizi dinlemesi zamanıdır” dedi. (Eskişehir/EVRENSEL)