08 Aralık 2024 15:57

Mamaklılar “İnsanca Yaşam Mitingi”nde bir araya geldi: Emekçilerin birliği iktidarın korkulu rüyası olacak

Mamak'ta Emek ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısıyla bir araya gelen kitle "İnsanca yaşamak istiyoruz!" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ankara’da, Mamak Emek ve Demokrasi Güçleri "İnsanca Yaşam Mitingi"nde bir araya geldi.

Tuzluçayır Meydanı’nda düzenlenen mitinge DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, DEM Parti üyeleri, Emek Partisi, Türkiye İşçi Partisi,  Demokratik Alevi Dernekleri, Halkevleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi'nin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan da mitinge mesaj iletti.

Ortak açıklamayı okuyan Hümeyra Hannarici, ne yaşanan savaşların ne de ekonomik krizin sorumlusunun halk olmadığını ifade ederek, mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

DEM Parti Milletvekili Hüseyin Olan da konuşmasında demokrasi ve adalet vurgusu yaptı. İktidarın kayyım politikalarını eleştiren Olan, kayyımlara “irade gasbı ve hırsızlık” dedi.

“SERVET VERGİSİ ALIN”

Düşük ücretler, esnek ve güvencesiz çalışma, sendikalaşma hakkının engellenmesi gibi birçok hak gasbına karşı memleketin çeşitli yerlerinde grevler, direnişlerin yaşandığı sözlerinin yer bulduğu mesajın devamında “Çayırhan maden işçileri, belediye işçileri, gıda, metal, petro-kimya, tekstil işçileri, özel okul öğretmenleri, sağlık emekçileri, staj, çıraklık mağdurları, emekliler ve emeklilikte adalet isteyenler insanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları için, grev ve direnişlerle mücadeleyi büyütüyorlar. Türk-İş, DİSK, KESK mitinglerinde işçiler emekçiler geçinemiyoruz diye haykırdılar. Kamu işçileri yılda 2 aylık ücretini gelir vergisi olarak veriyor. İşçiler, vergi yükü neden hep işçinin sırtında diye soruyor, vergide adalet istiyor. Ücretleri günden güne eriyen kamu işçilerinin taleplerine kulak tıkayanlar ise tebrikle, övgüyle doyun, neyinize yetmiyor diyor. Buradan bir kez daha işçilerin taleplerini hatırlatıyoruz. Zamlar durdurulsun. En düşük ücret yoksulluk sınırına çıkarılsın. Yoksulluk sınırının altındaki ücretlerden vergi alınmasın ve ilk vergi dilimi yüzde 15’te sabitlensin. Emekçilerin cebinden elinizi çekin. Kaynak arıyorsanız, sömürücülerin, yerli yabancı sermayenin kasalarına dikin gözünüzü. Servet vergisi alın.”

Bayhan’ın mesajının devamı şöyle: “Emeklilikte adalet mücadelesi aynı zamanda bu ucuz emek sömürüsüne dayalı Erdoğan-Şimşek programını reddetmek ve emeğimize, alın terimize sahip çıkma mücadelesidir. Birkaç sene evvel MEB'in çıkardığı mesleki eğitim merkezlerinde sömürü çocuk yaşlara kadar indirildi. İktidar eliyle çocuk işçiliğin yaygınlaştırıldığı MESEM'lerde çocukların canlarına kastedildi, çocuklar iş cinayetinde katledildi. Mesleki eğitim adı altında emek sömürüsünü 10 yaşına indiren tek adam iktidarı, yoksulluk koşullarında MESEM'lere ittiği emekçi ailelerin çocukları üzerinden, patronlarla yaptığı buluşmalarda övünüyor. İşçi emekçi ailelerin evlatları üzerinden sermayedarlara eti de kemiği de sizin diyor. Çocuklar, gençler, kadınlar korunamıyor bu memlekette. Her gün vahşice işlenmiş kadın cinayeti haberlerine, intihar haberlerine, şiddet haberlerine uyanıyoruz. Kadınların yaşadıkları karşısında cezasızlık politikalarını öne sürenler, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenler, bu iktidar, kadınların parçalara ayrıldığı cinayetlerden doğrudan sorumludur. Bu ülkede tüm okulların, yurtların, iş yerlerinin, sokakların çocuklar, gençler ve kadınlar için güvenli hale gelmesi için mücadeleyi büyütmek zorundayız.

"KAYYIMA HAYIR"

Başta ABD olmak üzere emperyalistler Ortadoğu'da kendi çıkarlarını beslemek üzere savaşı büyütüyor. Bu paylaşım savaşında halkların payına ise yoksulluk, açlık, göç ve ölüm bırakılıyor. AKP iktidarı tüm ortakları ile bölgede savaştan pay kapmaya uğraşıyor. İsrail ile ticareti sürdürmenin yollarını kurnazlıkla yapıyor. İktidarın çok övündüğü savunma sanayisi, en zenginlerinden olan Bayraktar, İsrailli şirketler ile fuarlar düzenliyor. Erdoğan ve ittifakının sözcüleri, İsrail siyonizmini sözde eleştiriyor ama ABD emperyalizmine karşı tek bir cümle bile etmiyor. İktidar sürekli barış ve ulusal güvenlikten bahsediyor. Ama silahlanma yarışı, Bayraktar gibi kapitalistleri dolar milyarderi yapan özel silah sanayii politikaları, NATO'ya üyeliği ve onun etkin bir ortağı olmakla övünmeleri, BM'nin 51. maddesine dayanan bitmek bilmez sınır ötesi operasyonları devam ettikçe bu iş olmaz. Bu ülkenin seçilmiş belediyelerine kayyum atıyor ama kendilerini milli iradenin oraya getirdiğini söylüyorlar. Böylesi bir yalan, kayyum siyaseti kimseyi iflah etmez. Bu ülkenin işçilerine, emekçilerine verecek bir şeyi kalmayan iktidar, kazanılmış demokratik hakları ayaklar altına alarak iktidarda kalamaz. Bu siyaseti reddediyor, kayyıma 'hayır!' diyoruz.”

Emek Partisi Milletvekili İskender Bayhan mesajında son olarak şunları belirtti: “Bugün insanca yaşayacak asgari ücret isteyen milyonlarca işçi ve emekçinin taleplerini duymayan, insanca yaşayacak ücret ve çalışma koşulları isteyen işçi kardeşlerimizi duymayan, sendikal haklar ve özgürlükler için yükselen sesleri duymayan, kademeli emeklilik hakkı için isyan eden milyonlarca emeklilik mağdurunu duymayan, taşeron karşısında kadro hakkı talep edip insanca yaşayacak ücret isteyen kamu işçilerini duymayan tek adam iktidarı, işçileri sömürü ve anti-demokratik politikaların arkasında birleştirmeye çalışıyor.  Bütün bu sömürü ve baskı politikaları karşısında fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerde, mitinglerde yan yana olmaktan, mücadeleyi büyütmekten başka çaremiz yoktur.”

“ULUSLARARASI TEKELLERİN ÇIKARINI KORUYAN KRİZ ÜZERİMİZE YIKILDI”

Ortak açıklamayı okuyan Hümeyra Hannarici, çalışan her iki kişiden en az birinin asgari ücretle çalıştığını ifade ederek, “Bu demektir ki her iki kişiden en az biri açlık sınırının altında yaşamakta. 2025 yılında da milyonlarca işçi, milyonlarca aile yine açlıkla sınanacaktır. Asgari ücret zam oranı da 2025 bütçesi de işçi emekçilere sefaleti dayatacaktır. Uluslararası sermayeye göbekten bağlı olan ülke ekonomisi bir krizin içindedir. Bu kriz yağma, rant, savaş ekonomisinin ihtiyaçları doğrultusunda, uluslararası tekellerin çıkarlarını koruyacak şekilde işçi sınıfının üzerine yıkılmıştır. Bu yeni değildir” dedi.

“YUMUŞAMA DİYEN İKTİDARIN BASKILARI DEVAM EDİYOR”

İktidarın Kürtlere dönük saldırılarına devam ettiğini ifade eden Hannarici, "Diğer yandan da Gezi Direnişi ile de ne kadar büyüyebileceği görülen halk mücadelesine karşı saldırmaya devam etmektedir. Özellikle Kürt illerinde, keskinleşmiş emek sermaye çatışması ile kürt halkına yönelik saldırılar tüm çıplaklığı ile açıktır. Seçim sonrası başlatılan kayyım politikaları, sınır bölgelerinde sürekli saldırıların gelişmesi, yarattıkları savaş atmosferinin boyutunu bizlere göstermektedir. Bir yandan normalleşme gibi gösterdikleri söylemleri, diğer yandan bitirmedikleri ve daha da fazlalaştırdıkları saldırıları devam etmektedir. Seçilmiş belediye başkanlarından, muhtarlara kadar uydurdukları türlü türlü teoriler ile halkın iradesini hiçe sayıp, kendi gelecekleri için iç savaş koşullarında hareket etmektedirler. Demokratik kitle örgütlerine, sendika yöneticilerine kadar baskının boyutu artmıştır. Halklara tarihi boyunca katliamı gösterenler, mayalarının değişmediğini ve gerçek yüzlerini anlamayanlara da göstermeye devam etmişlerdir” dedi.

“BU SAVAŞ VE KRİZ BİZİM DEĞİL”

7 Ekim ile birlikte direnişini daha da büyüten Filistin halkına karşı İsrail'in saldırılarının devam ettiğini söyleyen Hannarici açıklamanın devamında şunları söyledi: "Ortadoğu'daki savaş gün geçtikçe daha da genişlemekte ve bizlere etkilerini daha da sıcak hissetmektedir. Suç makinesi ABD ve NATO tetikçileri ile birlikte bölgeyi kana bulamaya devam etmektedirler. Bölge de gelişen direnişleri büyütmek ve sahip çıkmak, emperyalist savaşın karşısında durmak bugün zorunluluktur. Ne savaşları bizim savaşımızdır ne de ekonomik krizleri bizim krizimizdir. Bu nedenle işçilerin, kadınların, öğrencilerin, doğa ve yaşam savunucularının birlikteliği ile gelişen bir örgütlenme ve böylesi bir örgütlenmenin alabileceği her türden kazanım onların korkulu rüyası olacaktır.”

Açıklamada, birlikteliği ve kardeşleşmeyi sağlayacak örgütlenmenin ancak birleşik emek cephesiyle olacağı ifade edildi.

Miting, Tersname, Murat Yılmaz ve İlmek Kadın Müzik Topluluğunun sahne almasının ardından sona erdi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Rusya: Cihatçılarla müzakereler sonucu Esad ülkeyi terk etti

SONRAKİ HABER

GES’lere 12 senede 14 bin yatırım teşviki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa