Avrupa’da Suriye tartışmaları: Ukrayna hamlesi Suriye’ye mal oldu
Avrupa’da Rusya’nın Ukrayna’yı Suriye’ye tercih etmek zorunda kaldığı tartışılıyor. Gelişmeler, AB’nin Suriye ile ortaya çıkan yeni durumu lehine çevirmek için harekete geçeceğini gösteriyor.
İLGİLİ HABERLER
Evrensel’in manşeti: Emperyalist dizayn
AA: SMO Menbiç'i ele geçirdi | Kürt kaynakları: Çatışmalar sürüyor
Canlı blog | HTŞ Şam'ı ele geçirdi, Esad yönetimi devrildi
Reuters: Türkiye, HTŞ’nin Esad’a saldıracağını 6 ay önce öğrendi
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Suriye’de Rusya ve İran’ın desteğiyle ABD, AB, İsrail, Türkiye’nin bütün çabalarına rağmen 13 yıl boyunca devrilemeyen Basar Esad rejiminin, 12 gün içinde Batılı emperyalistlerin desteğini alan Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) başlattığı hareket sonucunda hızlı bir şekilde devrilmesinin birçok etkisi olacak.
Bu etkilerin bir yönünü, savaş ve Esad rejiminden kaçarak dünyanın dört bir yanına dağılan Suriyelilerin durumu oluşturuyor. Gelen Suriyelilerin geri gönderilmesi, bundan sonra Suriyelilere iltica hakkının verilmemesi ilk günden itibaren en fazla yüksek sesle dile getirilmeye başlananlar arasında. Avrupa’da en fazla Suriyeli mültecinin yaşadığı Almanya’da, pazar günü binlerce Suriyeli sokağa çıkarak Esad’ın devrilmesini kutladı. Gelenlerin ne kadarının geriye döneceği ya da sınır dışı edileceği konusunda bir bilgi yok. Belli olan ise bundan sonra Suriye’den gelenlere iltica hakkının kolay bir şekilde verilmeyeceği. En önemli gelişmenin ise bundan sonra Suriye’den gelecek sığınmacı sayısında önemli bir azalmanın olacağı ifade ediliyor. Almanya’daki göç uzmanları bunun göç ve mülteci politikalarında bir dönüm noktası olabileceğinden söz ediyorlar. Mülteci düşmanlığını kullanarak güç toplayan aşırı sağcı partilerin bu nedenle oy kaybına uğrayabileceğini savunan uzmanlar da var.
RUSYA ASKERİ ÜSLERİNİ KORUYABİLECEK Mİ?
Suriye’deki gelişmelerin uluslararası ilişkiler, emperyalist devletler arasındaki paylaşım mücadelesi bağlamında da bir “dönüm noktası” olacağı ifade ediliyor. Esad rejiminin devrilmesinin ardından kazanan ve kaybedenler şeklinde yapılan tasnifte, Esad ile birlikte Rusya kaybedenlerin başına geliyor. Esad’a kapısını açan Rusya’nın belli bir anlaşma çerçevesinde Tartus’ta bulunan askeri üssünü koruduğuna özel olarak dikkat çekiliyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Tartus’a yönelik herhangi bir saldırının şimdilik olmadığına dikkat çekiliyor. Sovyetler Birliği döneminden bu yana Rusya’nın Ortadoğu ve Afrika’daki askeri müdahaleleri açısından büyük bir önem taşıyan Tartus deniz üssü ve Hmeymim’deki askeri üssün geleceği de bundan sonraki pazarlıkların önemi konusu olacak. Rus uçakları Hmeymim’den Libya, Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki operasyonlara katılıyor.
ABD ve AB’nin muradı oluşan bu yeni durumda Rusya’nın Suriye’deki üstlerinin kapatılması olduğu sır değil. Rusya ise emperyalist paylaşımda önemli bir mevzi olan Suriye’deki mevzilerini korumanın çabası içerisinde olacak. İlk günden itibaren Moskova cephesinde yapılan açıklamalar bu konuda bir uzlaşmanın olduğu havası hakim.
Rusya’nın Suriye’deki üslerini korumaya devam etmesinin en önemli yolunun Lazkiye ve çevresinin ayrı bir devlet/eyalet ilan edilmesinden geçiyor. Rusya ile Batı’nın Suriye sahasında “barış içinde bir arada bulunma” koşulları önceki döneme göre çok daha zor görünüyor. Bu nedenle Suriye sahasında Batı karşısında üstünlüğünü kaybeden Rusya’nın üslerini koruyup korumayacağı önümüzdeki sürecin en önemli sorularından birisi olacak.
UKRAYNA SAVAŞI İÇİN SURİYE’DEN ASKERİ GÜCÜNÜ ÇEKTİ
Alman basınında çıkan yorumlarda, Rusya’nın Suriye’deki mevzilerini kaybetmesinin asıl nedeni olarak Ukrayna savaşına odaklanması gösteriliyor. Bu savaşta çok fazla güç kaybına uğradığı için Suriye’ye gereken önemi gösteremediği belirtiliyor. Tabloya bakıldığında, Rusya’nın gerçekten de Suriye sahasında eskisi kadar aktif olmadığı söylenebilir. Bu nedenle Kremlin yönetimi gelecek açısından Ukrayna cephesinin çok daha önemli olduğunu düşünerek bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığı görülüyor. Bu aynı zamanda Rusya’nın aynı anda iki farklı cephede Batılı emperyalist ülkelerle askeri olarak mücadele edecek güçte olmadığını da göstermiş oldu. Suriye’ye karşılık Ukrayna cephesinde kontrol ettiği sahayı son aylarda genişleten Rusya’nın bu hamlesinin kesin olarak karşılık bulup bulmayacağı da belirsiz.
Süddeutsche Zeitung’da Suriye’deki Rus askerlerinin sayısının 5 bin olduğunu tahmin ederek bu askerlerin büyük bir kısmının çekildiğini yazıldı.
AVRUPA SÜRECİN PARÇASI OLMAK İSTİYOR
Öte yandan 54 yıllık Esad rejimin devrilmesi Avrupa devletleri tarafından da sevinçle karşılandı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, sosyal medya üzerinden Arapça olarak Suriye halkının zaferini kutladı. Scholz yaptığı açıklamada, “Bugün kalbimiz Esad rejiminin tüm kurbanlarıyla birlikte atıyor. Almanya, özgür bir Suriye için umutlu olan tüm Suriyelilerin yanındadır. Bu insanlar, ülkelerini yeniden inşa şansına sahip. Suriye’de hukuk ve düzenin hızla yeniden tesis edilmesinin büyük önem taşıyor. Tüm azınlıklar bugün ve yarın korumadan yararlanmalıdır” dedi. Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Suriye’de radikal dincilerin işbaşına gelmemesi gerektiğine dikkat çektiler.
Ana muhalefet Hristiyan Demokrat Parti (CDU) Dış Politika uzmanlarından Norbert Röttgen ise Esad’ın devrilmesinden en fazla Türkiye ve Erdoğan’ın kazançlı çıktığını ileri sürerek, hükümete Erdoğan ile iş birliği çağrısında bulundu.
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da yaptığı açıklamada “Suriye’nin yeniden inşası süreci uzun ve karmaşık olacak. Ancak Esad'ın düşüşü uzun zamandır beklenen olumlu bir gelişme. Bu aynı zamanda Esad'ın destekçileri olan Rusya ve İran'ın zayıflığını da gösteriyor” dedi.
Gelişmeler, Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin ortaya çıkan yeni durumu kendi lehine çevirmek için vakit kaybetmeden harekete geçeceğini gösteriyor. Suriye’nin yeniden imarında gözü olan ülkelerin başında yine Almanya var.
Evrensel'i Takip Et