10 Aralık 2024 19:00

TİP Milletvekili Ahmet Şık: Adalet Bakanlığı yurttaşların haklarına ulaşmasındaki en büyük engel

Mecliste Adalet Bakanlığı bütçesine dair basın açıklaması gerçekleştiren TİP Milletvekili Ahmet Şık, "İnsan hakları kavramı neyi gerektiriyorsa Adalet Bakanlığı bunun tam tersini temsil ediyor" dedi.

Ahmet Şık | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Meclis Genel Kurulu'nda, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri sürüyor. TBMM Genel Kurulunda Adalet Bakanlığının bütçesi görüşülürken basın toplantısı düzenleyen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık, "Memlekette yolsuzluk, yağma ve talan rejimi hüküm sürdüğü müddetçe Saray rejiminden halk yararına bir bütçe çıkmaz. Bu iktidar yoksulluğa, yokluğa, yoksunluğa herhangi bir çare üretemez" dedi.

Meclis iç tüzüğünün antidemokratik yapısı itibarıyla grubu olmayan partilerin söz hakkının sınırlılığına dikkat çeken Şık, geçmişte CHP'nin dayanışması ile konuşma yaptıklarını hatırlatarak, "CHP’nin, yeni genel başkanının katıldığı bir yayında, siyasi tutumuna dönük eleştirel pozisyon takınmamız nedeniyle nezaket sınırlarını da aşan biçimde Meclis kürsüsündeki konuşma haklarımızı bize lütfettiğini ifade etmesi üzerine bu yıl kendilerinden bir söz talebimiz olmadı" dedi.

Adalet Bakanlığı bütçesinin 10 Aralık İnsan Hakları Gününe denk gelmesi "talihsiz bir tesadüf" olarak niteleyen Şık, "Çünkü temel hak ve özgürlükleri düzenleyen insan hakları kavramı neyi gerektiriyorsa Adalet Bakanlığı bunun tam tersini temsil ediyor" diye konuştu.

"Türkiye’nin değil hukuk bir kanun devleti bile olmadığı tespitine hiç kimse itiraz edemez" diyen Şık, Adalet Bakanlığının, yurttaşların haklarına ulaşmasının önündeki en büyük engellerden biri haline geldiğini söyledi.

Şık'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"CHP GENEL BAŞKANININ KONUŞMA HAKLARIMIZI LÜTFETTİĞİNİ SÖYLEMESİ ÜZERİNE SÖZ TALEBİMİZ OLMADI"

Bu yılın bütçe görüşmeleri sırasında bu basın toplantılarını biraz daha sık yapacağız. Meclis yapısı itibariyle çoğulculuğa değil çoğunlukçuluğa dayalı olmasının yanı sıra iç tüzüğünün anti demokratik yapısı nedeniyle grubu olmayan partilerin temsilcilerinin söz hakkı neredeyse yok. Bugüne dek grubu olan muhalefet partilerinin dayanışmasıyla özellikle bütçe görüşmeleri sırasında kürsüden halkın sesini duyurmaya çalışıyorduk. 

Geçmişte bu dayanışmayı gösteren CHP’nin, yeni genel başkanının katıldığı bir yayında, siyasi tutumuna dönük eleştirel pozisyon takınmamız nedeniyle nezaket sınırlarını da aşan biçimde Meclis kürsüsündeki konuşma haklarımızı bize lütfettiğini ifade etmesi üzerine bu yıl kendilerinden bir söz talebimiz olmadı. Bundan sonra da olmayacak. 

O yüzden bu yılki bütçe görüşmelerinde, söyleyeceklerimizi basın toplantıları aracılığıyla duyuracağız. 

"10 ARALIK GÜNÜNE DENK GELMESİ TALİHSİZ BİR TESADÜF OLSA GEREK"

Bugün 10 Aralık İnsan Hakları günü. Ve Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin gaspı hala kesintisiz devam ediyor. Yaşam hakkına dönük ihlallerin yanı sıra sokak eylemlerinde, gözaltı merkezleri ve hapishanelerde işkence yaygın ve sistematik olarak sürmekte. Kadınlar bir cins kırımın mağduru olarak öldürülmeye devam ediyor. Sokak hayvanları yasal güvenceyle katlediliyor. Sendikal hakları için mücadele eden işçilerin işsiz bırakılması da önlenebilir nedenlerle gerçekleşen iş cinayeleri de cezasızlıkla ödüllendiriliyor. 

Avukat Selçuk Kozağaçlı ezilenin, hakkı yenenin savunmasını üstlenmesinin diyeti olarak hala tutuklu. Sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Osman Kavala İHAM karalarına, Hatay halkının iradesiyle seçtiği millletvekili Can Atalay AYM kararlarına rağmen hapiste tutulmaya devam ediyor. Kayyım atamalarıyla halk iradesi bir kez daha gasp ediliyor. Gazeteciler hapsedilmeye ya da haberleri nedeniyle yargı taciziyle karşılaşmaya devam ederken adına 'Etki Ajanlığı Yasası' denilen bir düzenlemeyle Saray iktidarına muhalif herkesin sesinini kısılmasının, hapise konulmasının yolu açılmaya çalışıyor. 

Böyle bir tablonun egemen olduğu bugün, Meclis’te Adalet Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri yapılıyor. Adalet Bakanlığı bütçesinin 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne denk gelmesi talihsiz bir tesadüf olsa gerek. Çünkü temel hak ve özgürlükleri düzenleyen insan hakları kavramı neyi gerektiriyorsa Adalet Bakanlığı bunun tam tersini temsil ediyor."

"HUKUK DEĞİL KANUN DEVLETİ BİLE OLMADIĞINA KİMSE İTİRAZ EDEMEZ"

"Adalet Bakanlığı yurttaşların haklarına ulaşmasının önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiş durumda. 

Çünkü memleketin en sorunlu alanı olan yargı, gücü elinde tutana muhalif herkesi yutan ve yutacak olan bir kara delik haline dönüşmüş durumda. 

Türkiye’de yargıya dair pek çok şey söyleyebiliriz. Hepsi doğru ya da yanlış çıkabilir. Ancak Türkiye’nin değil hukuk bir kanun devleti bile olmadığı tespitine hiç kimse itiraz edemez. 

Sıradan bir baskı aracı olarak örgütlenmiş bir yargı eliyle kurulu suç düzenine taraf olmayan herkes vatan, millet, dava, bayrak, ezan söylemleriyle terörist ilan edildi. Yurttaşların insan olmaktan kaynaklı temel hak ve özgürlükleri ihtiyaca göre kolaylıkla yok sayılan bir teferruat seviyesine düşürüldü.

Türkiye hiçbir zaman bir hukuk devleti olamamıştı ama son birkaç yıldır artık yasa devleti de değildir. Yasalara ve kurumlara dayanan bir devlet hiç değildir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı siyasi iktidarın temsilcilerinin demagojisinden ibaret olan memlekette, yargıya da iktidara uyumlu hâkim/savcı sınıfı egemen oldu."

"NE ZAMAN HUKUK GARABETİ YAŞANSA BAKAN TELEVİZYONLARA ÇIKYOR"

"Ama Adalet Bakanı Yılmaz Tunç içinse her şey çok normalmiş gibi hayat devam ediyor. 

Yurttaşlarımıza sormak istiyorum. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u ekranlarda ne zaman görüyorsunuz? 

Ne zaman memlekette, hukuki bir garabet yaşansa o zaman ekran karşısına çıkıyor Yılmaz Tunç.

Bildiği yanıldığına yetmeyecek hukuk bilgisiyle her türlü hukuk garabetini meşrulaştırmak görevi üstlenen Adalet Bakanı, bunca çürümüşlüğe ragmen, Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde bulunduğu yeri gösteren değerlendirmelere kafayı takmış. Kara propaganda dediği bu değerlendirmelerin bilimsel kriterlerden uzak ve Türkiye gerçekliği ile uyuşmayan yalanlar olduğunu iddia edip, 'Yargımızın karalanmasına müsaade etmeyiz' diyor."

HUKUK DIŞI UYGULAMALARI SORDU

TİP Milletvekili Ahmet Şık, Adalet Bakanına; hakim ve savcı atamalarını, yargıdaki rüşvet ağlarını, mafya ve yargı ilişkilerini, "FETÖ borsası" tartışmalarını, AYM kararlarının uygulanmamasını, yolsuzluk ve terfi ilişkilerini, halkın yargıya duyduğu güvensizliği, yargıya siyasi müdahaleleri ve toplumsal davaları sordu.

İktidarın bütçe yapma süreçlerini, yasa yapma süreçlerine benzeten Şık, "Uzlaşma aramayan, müzakere ve istişareye kapalı, belli çıkar gruplarına ve ortaklarına, kişisel menfaat hedeflerine dönük, ısmarlama ve adrese teslim çalışmalar. O yüzden bu yılın bütçesi için de geçmiştekilerden farklı bir şey demeyeceğim" dedi.

KAYIKÇI KAVGASI

Şık açıklamayı şu ifadelerle noktaladı:

"Memlekette yolsuzluk, yağma ve talan rejimi hüküm sürdüğü müddetçe Saray rejiminden halk yararına bir bütçe çıkmaz. Bu iktidar yoksulluğa, yokluğa, yoksunluğa herhangi bir çare üretemez. Yoksulluğa her türlü yolsuzlukla sebep olanların derdi yoksulluğu gidermek değil sürdürülebilir yağma düzeniyle çalıp çırpmaya devam etmektir. 

Hal bu iken Meclis Genel Kurulunun bütçe görüşmelerinde tanık olacaklarımız yine kayıkçı kavgasından öteye gitmeyecek. 

Kayıkçı kavgası deyimini ortaya çıkaran hikaye memleket siyasetinin de egemen düzenin de özeti. 

Galata Köprüsü inşa edilmemişken İstanbul’da Eminönü - Karaköy arasında yolcu taşımalığı kayıklarla yapılırmış. İşlerin kesat olduğu zamanlarda ise kayıkçılar, kendi aralarında yalandan kavgaya tutuşurmuş. Bağrış çağrış arasında küreklerin birinin inip diğerinin kalktığı ama hiç kimseye isabet etmediği bu düzmece kavga sürerken kayıkçıların önceden anlaştığı yankesiciler de olan biteni izleyen meraklı kalabalığını soyarmış. " (POLİTİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon’un görevden alınması talebiyle öğrencilerden eylem

SONRAKİ HABER

İspanya, Suriyelilerin iltica başvurularını askıya almayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa