Kazanımlarımızı mücadelemizle büyüterek ilerleyeceğiz!
Kapasite sorununun çözümünü pandemi sürecinden bu yana vazgeçilemeyen online derslerle halletmeye çalışan yönetim, öğrencilerin sosyalleşebileceği her alanı kısıtlıyor.
Ziyad AHMED
Yıldız Teknik Üniversitesi
Yıldız öğrencileri olarak Ekim’de yeni döneme neredeyse %80’lik bir yemekhane zammı ve ring seferlerimizin azaltılmasıyla başladık. Yemekhane fiyatları için öğrencilerin eylem çağrısı yaptığını duyan yönetim, anında 3 liralık bir indirime gitmiş, öğrencilerle görüştükten sonra da bu zamların ve ringlerin azaltılmasının sebebi olarak kamuda tasarruf tedbirlerini göstermişti. Peki bu kamuda tasarruf tedbirlerinin başka çıktılarını okulumuzun nerelerinde görecektik?
Ring olaylarının ardından çok geçmeden peçete olmamasına alıştığımız fakülte tuvaletlerimizden sabunlar da yok olmaya başladı. Yaz ayında, Elektrik Elektronik Fakültemizin girişi de dahil olmak üzere, kampüsümüzün belli noktalarında başlayan tadilatlar, dönemin başlamasının üzerinden haftalar geçmesine rağmen bitmedi. Vize haftasında ders çalışmak için kütüphaneye gitmek istediğimizde kapasite ve internet sorunuyla karşılaştık. Yer bulamayıp fakültelerimizde ders çalışalım derken kaloriferleri yanmayan yalıtımsız sınıflarımızda soğuktan oturamadık. Ders saatlerinde tadilat sesleri sebebiyle odaklanma sorunu yaşarken elektrikler gitti ve karanlıkta kaldık.
SIRA ARKADAŞLARIMIZ NE DİYOR?
Bu sorunlardan sıra arkadaşlarımızın da ne kadar rahatsız olduğunu hem sınıflarımızda hem de sosyal medyada kaç defa gördük. Elimizde somut bir veri olması için fakültenin diğer bölümlerindeki arkadaşlarımızla birlikte anket çalışması yapmaya karar verdik. Yaklaşık 1 hafta süren anketimizde derslik kapasiteleri, fakülte girişindeki tadilat, tuvaletler, otomatların içeriği ve fiyatları, ısıtma sorunu ve “olmayan kantinimiz” hakkında sorular sorduk. 93 kişinin katıldığı anket çalışmamızdan çıkan sonuç hiçbirimizi şaşırtmadı. Ankete katılan öğrencilerin %88,5’i fakültedeki tadilatların dersleri böldüğünü ve yaz dönemi bitirilmesi gerektiğini, %86,9’u derslikler ısıtmasından, %79,9’u tuvaletlerden memnun olmadığını dile getirdi. Öğrencilerin %73,4’ü otomat fiyatlarının pahalılığından, %92’si hem kendi fakültesinden insanlarla tanışıp sosyalleşemediği hem de ders aralarında yiyecek veya içecek almak için arasını harcayıp en yakın kafeye gitmek istemediği için fakültede kantinin bulunmamasından şikâyetçi. Katılımcıların %84,5’lik kesimi laboratuvarları hem kapasite hem de malzeme açısından yetersiz bulduğunu dile getirirken %86,5’lik kesim de fakülte internetinden memnun değil.
Bu sonuçlar arasında özellikle fakültemizde bir kantinin bulunmamasına değinmek gerekiyor. Derslik kapasitelerinin yetersiz olduğu fakültemizde Biyomedikal Bölümünün kendi bloğu yokken bu dönem Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği isimli yeni bir bölüm açıldı. Hatta eski kantinimizin olduğu yer şu an yenilenerek bir kısmının biyomedikal mühendisliğine, bir kısmının da yapay zekâ ve veri mühendisliğine verileceği söyleniyor. Kapasite sorununun çözümünü pandemi sürecinden bu yana vazgeçilemeyen online derslerle halletmeye çalışan yönetim, öğrencilerin sosyalleşebileceği her alanı kısıtlıyor. Çoğu dersi online olan 1. sınıf öğrenciler sıra arkadaşlarıyla düzgünce tanışamıyor, üniversite hayatına sosyal yaşantısı olmadan devam etmek zorunda kalıyor. Açıkça sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillenen eğitim sistemimiz, Aselsan gibi savaş sanayii şirketlerin kariyer adı altında pohpohlanıp öğrencilere “işsiz kalmayacaksınız, bakın böyle fırsatlarınız var” diyerek tanıtılması, bize yönetimin bizim için nasıl planları olduğunu az da olsa gösteriyor. Bu yüzden mühendislik eğitimimizin yanı sıra sosyal alanlarımızın olması da vazgeçmeyeceğimiz bir hak.
BİLİMSEL BİR EĞİTİM HEPİMİZİN HAKKI
Biz öğrencilerin bilimsel bir eğitim almak, kendimizi hem akademik hem de sosyal açıdan geliştirerek üniversite sonrası hayata hazırlanmak amacıyla geldiği okullarımızda uygulanan Erdoğan-Şimşek ekonomi programı, eğitim hayatımızın her alanında önümüze engel olarak çıkıyor. Atanmış rektörün bütçeyi biz öğrencilere harcamadığı ve demokratik haklarımıza göz diktiği su götürmez bir gerçek. Ama yaşadığımız sorunlardan çıkarmamız gereken sonuç umutsuzluk değil, kaynağı belli olan sorunlarımız için mücadele hattı oluşturmak. En yakın örnek olarak fakültemizde yaşadığımız ısıtma sorununu her yerde gündem edip çeşitli haberler yaparak bir nebze de olsa çözülmesini sağladıysak, bir araya geldiğimizde fakültemizde değiştiremeyeceğimiz bir şey yok. Gerektiği zaman dilekçe toplayarak, gerektiğinde de bölümden arkadaşlarımızla birlikte dekanlıkla görüşme talep ederek, haklarımızın ve yaşadığımız sorunların çözülmesi için mücadele edeceğiz.