Savaş sonrası Suriye tahayyülleri
İktidarı, emperyalist baskılardan arınmış bir geçici hükümetin devralmasını, yabancı güçlerin çekilmesini ve dinci gruplara verilen desteği durdurmak için çabalamalıyız.
Fotoğraf: Ömer Alven/AA
Suriyeli bir üniversite öğrencisi
İstanbul
Güvenliğim için korkumdan ve maddi gelirim olmadığından dolayı hayatımı ve ailemin hayatını iyileştirmek için tek seçeneğim ülkeyi terk etmek ve üniversitede eğitimime devam etmekti. 2020’de Türkiye’ye geldim. O zamandan beri eğitimim boyunca bana yardım edebilecek birkaç akrabam tarafından maddi olarak desteklendim. Türkiye’de tehlike ve baskı altında çalışmak zorunda kalan ve önemsiz sayılabilecek ücretler alan benim yaşımdaki birçok Suriyeliden çok daha şanslı olduğumun farkındayım. Ancak elbette ırkçılığın baskısı, sağcı siyasi partilerin dışlama propagandaları ve yeterli sağlık hizmeti için ödeme yapamamam nedeniyle hayat zor olmaya devam ediyor.
SURİYE’DE OLANLAR
Şu anda Suriye’de neler oluyor ve bu durum Türkiye’deki Suriyelilerin hayatını nasıl etkileyecek? Eskiden El-Kaide’nin Suriye’deki kolu olarak hareket eden Heyet-i Tahrir El-Şam yani HTŞ, geri çekilen Esad ordusu karşısında diğer isyancı gruplarla birlikte ciddi askeri ilerlemeler kaydetti. Her ne kadar Suriyelilerin çoğu radikal İslamcıların yönetimi ele geçirme ihtimalinden korksa da yıllarca süren baskıcı yönetimi, cinayetleri, işkenceleri ve insanları alıkoyma politikalarıyla diktatör Esad’ın sonunu gördüğümüz için bir an olsa da umutla doluyoruz.
Mezhep ve etnik köken bakımından çeşitlilik gösteren Suriye halkı arasında Araplar, Türkmenler, Kürtler, Çerkezler, Rumlar, Ermeniler ve daha birçok dini azınlık bulunmaktadır. Şimdiyse yeni bir meydan okumayla karşı karşıyayız: Birçok şehri neredeyse tamamen yıkılmış, geri dönmek isteyenler için uygun konut, sağlık hizmeti ve istihdam fırsatı bulunmayan, tamamen tahrip edilmiş bir ülkeden; tüm farklı etnik grupları temsil eden ve vatandaşlarının mezhepsel şiddetten korunmasını güvence altına alan demokratik bir Suriye’yi yaratma hayalinin başlangıcındayız.
BARIŞ VE KARDEŞLİK İÇİNDE BİR GELECEK İÇİN
Milyonlarca Suriyelinin belirsizlik ve yoksulluk atmosferi, Suriyelileri olabildiğince hızlı ve kaotik bir şekilde sınır dışı etmek isteyen aşırı sağ partilerin de varlığıyla, henüz Suriye’den temizlenmemiş radikal İslamcı grupların varlığı sebebiyle hâlâ yolu oldukça tehlikeli olan Suriye’ye alelacele bir dönüş riskiyle karşı karşıya kalarak büyüyor. Bu durum IŞİD gibi grupların güçlenmesine yol açabilir ki bu da Türkiye ve komşu ülkelerin halkları için de tehlikeli olacaktır.
İktidarı, emperyalist baskılardan arınmış bir geçici hükümetin devralmasını, yabancı orduların çekilmesini ve HTŞ gibi dinci gruplara verilen desteğin derhal kesilmesini sağlamak için siyasi ve insani çaba sarf etmeliyiz. Suriyeli mültecilerin güvenli, hesaplanmış ve planlanmış bir şekilde geri dönüşünü sağlamalı ve aşırı sağ partilerin insanlık dışı söylemlerine karşı mücadele etmeliyiz. Şu an tüm dünyadaki Suriyeliler için çok hassas bir dönem; iç savaş sonrası toplumun zorluklarıyla yüzleşmeli, Suriye sınırının bütünlüğünü sağlamalı ve Suriyeli işçilerin acıları üzerinden ekonomik kazanç elde etmeye çalışan emperyalist devletlerin dış müdahalelerini bertaraf etmeliyiz. Kürt kardeşlerimiz, Aleviler ve Hristiyan azınlıklar olmak üzere çatışma halindeki gruplar arasında iyileşme ve barış diyaloğunu teşvik etmeliyiz.
Dünyanın öğrencileri ve işçileri birleşin, daha iyi bir gelecek için umut var.