11 Aralık 2024 04:27

Tersane işçileri: Patronlar, işçiyi zamsız çalıştırma peşinde

Asgari ücret görüşmeleri tersane işçilerini de etkiliyor, asgari ücretle beraber ücretlerine zam yapılmasını istediklerini söyleyen tersane işçileri patronların hiç oralı olmadığını söylüyor.

Tersane işçileri: Patronlar, işçiyi zamsız çalıştırma peşinde

Fotoğraf: Evrensel

Eren YÜCEBOY
İstanbul

Dört yıldır tersanede temizlikçi olarak çalışan ve bünyesinde çalıştığı taşeron firmaya ait evde yaşayan Veysi ile birlikteyiz. Kendisini bir tersane işçisi haline getiren hayat yolculuğu doğup büyüdüğü Muş’ta başlıyor. Üniversite okumak üzere Muş’tan ayrıldığında yolu Tekirdağ’a düşüyor. Önce iki yıllık gıda bölümü. Ardından iki yıllık bir bölüm daha, teknik çizim. Üniversite bitip tekrar memlekete döndüğünde memuriyet için KPSS’ye hazırlanıyor ve atanarak İSKİ’de göreve başlıyor. Memuriyetinin zor geçtiğini söylüyor Veysi: “Çünkü Türkiye nasıl bir ülkeyse, nasıl yönetiliyorsa; İSKİ de aynen öyle yönetiliyordu. Garibana zulüm, zengine kolaylık... Her türden torpil, kayırmacılık...”

Zaten böylesi bir yönetim şekline razı gelmediği için sonlanıyor İSKİ’deki memurluk hayatı da: “Çatalca’da bir fabrikaya gittik bir gün. Fabrikanın sahibi suyu normal daire abonesiyle aynı statüde kullanıyor. Normalde işletme olduğu için suyun ücretlendirmesi daha fazla ama adam kağıtta oynama yapmış suyu ucuza kullanmak için. Ben de bu durumu tespit edip rapor ettim. Sen misin böyle yapan? Müdür geldi. Bağırdı, çağırdı. Ben kimmişim de kafama göre iş yapıyormuşum falan. Tartıştık. Ben de ona bağırıp çağırdım. Ondan sonra kurum kültüne adapte olamama, iş barışını bozma gibi gerekçelerle postaladılar beni.”

"PARA YOK DİYEN PATRON VİLLA YAPTIRDI"

Sonrası tersane...

Bugüne dair konuşmaya işlerin genel durumundan, yoğunluğundan bahsederek başlıyoruz. Tersanede işler durgun, işten çıkarmalar yaygın... “Ben hayatımın hiçbir döneminde bu kadar çok aranıp da ‘Sizin orada iş var mı?​’ diye sorulduğu bir dönemi hatırlamıyorum” diyor bir tersane işçisi. Veysi’nin gözlemi de aynı. “Her zaman yılın bu aylarında işler durgunlaşırdı ama bu defa fazla” diye açıklıyor durumu. Tersane patronlarının ve taşeron firma sahiplerininse bu durumu kendi lehlerine kullandığını düşünüyor: “Yılın hep de bu zamanlarında işlerin düşmesi bana tesadüf gibi gelmiyor. Kasten zam dönemlerini tercih ediyorlar işlerin azalması için. Sonuçta bu adamların işi gücü planlı. Senelik planlar var ellerinde. Sipariş geliyorsa bile bu ayları biraz boş bırakıyorlardır kasten. İşçilere zam vermemeye bahane olsun diye.”

“Çünkü patron dediğinden her şey beklenir, güven olmaz.” diye açıklıyor iş yoğunluğunun azalmasına böyle şüpheci bakıyor olmasını. Patronlara güvenilmemesi gerektiğini de kendi patronu üzerinden örneklendirerek açıklıyor: “Geçen sene de böyle oldu. İşler az dediler, fazla mesaileri iptal ettiler. Tersanede çalışan parasını fazla mesaiyle kazanıyor zaten. Fazla mesai olmasa tersanede çalışılmaz. Fazla mesaileri iptal ettiler ki işçiler zam beklemesin. Dediler ki para yok, istediğiniz zammı veremeyiz... Bunu diyen adam iki ay sonra kendisine Kısıklı taraflarında villa yaptırdı, deniz kenarı. Utanmadan villanın iskelesini de bize kurdurttu. O yüzden diyorum işte, bunlara güven olmaz.”

"PATRONLARIN HİÇBİRİNE GÜVENMEMEK LAZIM"

“Patronun birine ikisine değil, hiçbirine güvenmemek lazım” diyor bu defa. Konu MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı’nın asgari ücrete ilişkin açıklamasına geliyor. Mahmut Asmalı, yaptığı açıklamada asgari ücrete yüzde 25’in üzerinde bir zam yapılmasını doğru bulmadıklarını belirtiyordu. Söz konusu açıklamaya itiraz ediyor Veysi: “Haberlerde gördüm geçen gün. Bu adam müteahhitlik de yapıyormuş aynı zamanda. Son altı ayda sattığı villaların fiyatını yüzde 50 arttırmış. Şimdi sormak lazım bu adama. Senin villan altı ayda yarı yarıya değerlenecek kadar kıymetli de o villayı yapan bu ülkenin işçilerinin emeği bu kadar mı kıymetsiz?​”

Asgari ücrete dair benzer açıklamalar başka kişiler tarafından da yapıldı. Asgari ücrete yapılacak bir zammın enflasyonu arttıracağı söylendi. Tersanede çalışan işçiler arasında da böyle düşünenlerin sayısının az olmadığını söylüyor Veysi. Ama kendisi katılmıyor bu fikre. Masanın üzerindeki bisküvileri işaret ederek açıklamaya başlıyor kendini: “Geçen seneden bu zamana belki bu bisküviye beş defa zam gelmiştir. 50 kuruş, 1 lira, 3 lira; neyse... Ama sürekli artmış bunun fiyatı. E kardeşim bunun fiyatı artarken benim maaşım yerinde sayacaksa ben nasıl alabileceğim bunu? Ben almışım senede bir defa zam ama bu beş defa zamlanmışsa, bunun zamlanmasının sebebi nasıl benim maaşım olabilir? Ben bu fikre de katılmıyorum. Bunun da patronların kasten uydurduğu bir fikir olduğunu düşünüyorum. Sırf işçiler maaşlarına daha fazla zam beklemesinler diye yalandan söylenen sözler bunlar.”

"BİRLİK OLUŞTURMAYA MECBURUZ"

Patronlar kendi üstüne düşen neyse onu yapıyor. Kendi kârları için, işçi ücretlerini olabildiğince baskılamanın yolunu arıyor. Peki, işçinin nedir çıkar yolu? Nasıl bir yolu takip etmek gerek ki karşılık verilebilsin bu patronlara? Sohbet bu noktada bu sorular etrafında dönmeye başlıyor...

“Tersanede bir birlik sağlamak zor” diye başlıyor söze Veysi. “Geleni gideni çok. Bir işçi kolay kolay tersanede kalıcı olmuyor. Tersanede kalıcı olsa da aynı taşerona bağlı çalışmıyor. Birbirine güvenip birlikte yola çıkacak kadar tanıyamıyor tersane işçisi birbirini” diye açıklıyor zor demesinin gerekçesini.

Ama emeklerinin karşılığı olacak bir yevmiye zammını kazanabilmeleri için de bu birliği oluşturmaya mecbur olduklarını söylüyor. “Ama zor olsa bile bir şekilde birlik olmak dışında da çaremiz yok. Orası kesin. Çünkü devlet asgari ücrete yüzde 25 zam yapsa, tersaneler de dönse bize yüzde 25 dese, kimse çalışmaz. O zaman ses çıkarmaya başlar tersane işçileri de. Ama kanı hızlı akan beş on tane adamın kendini o dakika öne atması yetmez. O zamana kadar da daha akıllı hareket etmemiz lazım.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et