11 Aralık 2024 12:00

“Kötü” yemeği yemeyen mahpuslara iletişim cezası

Kırşehir Cezaevinde, yemekler kötü olduğu için yemeyen mahpuslar hakkında  "Yönetimi protesto ediyorlar" iddiasıyla başlatılan soruşturmada iletişim cezası verildi. 

“Kötü” yemeği yemeyen mahpuslara iletişim cezası

Fotoğraf: MA

Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi idaresi, yemekler kötü olduğu için yemeyen mahpuslar hakkında  "Yönetimi protesto ediyorlar" iddiasıyla başlatılan soruşturmada iletişim cezası verdi. 

Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi idaresi, verilen yemeklerin "kötü" olması nedeniyle yemeyen ve kantinden aldıkları aperatif yiyecekleri tüketen mahpuslara, "cezaevi yöntemini protesto ediyorlar" iddiasıyla disiplin soruşturması başlattı. Başlatılan soruşturma kapsamında mahpuslara iletişim cezası verildi. 

Mahpus Özgür Sevim, 2 aylık iletişim yasağı disiplin cezası başlamadan önce annesi Behiye Sevim'le yaptığı telefon görüşmesinde yaşananları aktardı. 

Oğlu ile yaptığı telefon görüşmesini anlatan anne Sevim, "Oğlum yemeklerin yenilmeyecek kadar kötü olduğunu söyledi. Kantinde aldıkları aperatiflerle yemek ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyledi. Bu durumu gören cezaevi yönetimi, 'Bizi protesto ediyorsunuz' diyerek 2 ay telefon yasağı getirmiş. Bu keyfi bir karardır. Bu kabul edilecek bir durum değil. Şikâyetçi olacağım" dedi. 

KARARA TEPKİYE 10 FARKLI SORUŞTURMA

Oğlunun, 2 aylık iletişim yasağı kararına karşı tepki gösteren mahpuslar hakkında farklı iddialardan soruşturma başlatıldığını kendisine aktardığını söyleyen Sevim, "Oğlum ve arkadaşları verilen cezaya tepki göstermek amacıyla ses çıkarma eyleminde bulunmuşlar. Oğlum, ses çıkarma eyleminden kaynaklı haklarında 10 farklı disiplin soruşturması başlatıldığını söyledi. Oğlum ve arkadaşlarına bundan ötürü 4 ay aile görüş yasağı getirilmiş. Nisan ayına kadar görüş yasak. İnsan hakları nerede? Davacı olacağım" ifadelerini kullandı. 

Oğlunun, cezaevinde sadece yemeklerin kötü olmadığını, cezaevinin temizlik ve hijyen konusunda da kötü bir durumda olduğunu aktardığını ifade eden Sevim, "Oğlum, cezaevi yönetiminin bilinçli olarak koridorları temizlemediğini söyledi. Enfeksiyon kapabilirler, hasta düşebilirler. Koridorların kir içinde olduğunu söyledi" dedi. 

Anne Sevim, yaşananlara karşı insan hakları örgütlerinden destek istedi. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et