12 Aralık 2024 05:00

İran rejimi krizde!

İran’ın Suriye’deki dayanağı olan Esad yönetiminin düşmesiyle birlikte Direniş Ekseni önemli bir darbe aldı. İçeride ise ekonomik kriz, klik çatışmaları ve muhalefetin etkisi sıkışmışlığı arttırıyor.

Fotoğraf: khamenei.ir

Paylaş

Ela AVA

Suriye’de ABD destekli cihatçıların ülkeyi ele geçirmesi ve süren çatışmalar Ortadoğu’da yeni denklemleri gündeme getiriyor. Tartışmaların odağındaki ülke ise İran. Zira İran’ın hem dış politika hem de içeride yaşadığı sıkışmışlık giderek büyüyor.

ABD ve İsrail’in, İran’ı da sıkıştırmak üzere, Gazze ve Lübnan başta olmak üzere sürdürdüğü savaş ve soykırımların yanı sıra İran’ın Suriye’de etkin olmasının dayanağı olan Esad rejiminin düşmesi İran’ın bölgesel olarak güçlerini kaybettiği bir tabloyu ortaya çıkardı. Diğer yandan İran rejiminin içindeki klik çatışmaları ve halk muhalefetinin etkisinin, rejim idamın da içinde olduğu tüm şiddet ve baskı araçlarını devreye sokmasına rağmen giderek artıyor. Ambargolar ve ekonomik kriz ise değişmeyen gündem. Şimdi bunlara yakından bakalım.

DİRENİŞ EKSENİ EN ZAYIF HALİNDE

İran rejiminin en önemli etki alanı Filistin, Lübnan, Yemen, Suriye, Irak ve Afganistan’ı da içine alan Direniş Ekseniydi. İsrail’in Filistin’e karşı sürdürdüğü soykırım ve Hamas’ın liderlerinin öldürülmesiyle birlikte önemli ölçüde güç kaybetmesi, Lübnan’da da aynı şekilde Hizbullah’ın ciddi güç kaybı Direniş Eksenini belli ölçüde zayıflatmıştı. Ancak İran rejimi yetkililerinin de sıkça söylediği gibi Direniş Ekseninin en önemli sütunlarından biri olan Esad rejiminin çökmesi, Afganistan’lı Şiilerden oluşan ve İran Devrim Muhafızlarının kurucusu olduğu Fatemiyun Ordusunun da bu süreçte güç kaybetmesi, Direniş Eksenini ve dolayısıyla İran rejimini neredeyse etkisiz hale getirdi.

ABD’DE TRUMP DÖNEMİ, İSRAİL’İN TEHDİTLERİ

İsrail’in İran’ın askeri üstlerine saldırıları, Hamas Lideri Haniye’yi İran’da öldürmesi ve karşılığında İran’ın İsrail’e karşı iki saldırı düzenlemesi, çatışmanın sona erdiği anlamına gelmiyor.

ABD’de yeniden başkan seçilen Trump’ın “İran’a karşı üst düzey baskı uygulayacağız” sözleri ise ambargoların daha güçleneceğinin sinyali oldu. Trump’ın başkan olduğu bir önceki dönemde uygulanan ambargo İran ekonomisine ciddi zarar vermişti. Ambargo tartışmalarının bir diğer yanı da atam bombasının ana bileşeni olan zenginleştirilmiş uranyum. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı son raporunda İran’da uranyumun zenginleştirilme oranının iki katına çıkarak yüzde 60’a vardığını açıkladı. Bu nükleer silah için gerekli yüzde 90 zenginleştirmeye kısa bir mesafe kaldığı anlamına geliyor. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini hedef alacağı tehdidinin arkasında da bu gelişme var. İsrail’in İran’ın güvenlik yapılarına sızmasının düzeyi ise endişe verici boyutta.

AVRUPA BİLRİĞİ İRAN’A KARŞI DAHA SERT

Avrupa da geçmişe göre İran rejimine karşı çok daha sert bir yaklaşım içinde. Bunun bir yanı elbet Ortadoğu’da süren savaş ve AB’nin ABD emperyalizmi ile sürdürdüğü iş birliği, diğer yanı ise Rusya ve Ukrayna savaşında İran’ın Rusya’ya füze ve insansız hava araçları desteği vermesi. İran İslam Cumhuriyeti Denizcilik ve İran Air gibi İran’ın kilit kurumlarına yeni yaptırımlar ve ambargoların arkasında da bu gelişme yatıyor. Uluslararası gelişmeler, ABD’ye daha da bağlanan Avrupa’nın ambargo konusunda gevşemeyeceğini gösteriyor.

İÇERİDE MALİ VE EKONOMİK SIKIŞMA

İçeride ise İran İslam Cumhuriyeti ciddi bütçe açığı ve ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya. İran’ın bu yılın 9 ayında bütçe açığı 136 milyar lira. Bu toplam bu seneki bütçenin yüzde 4.18’ine denk geliyor. Bütçe açığının yanı sıra silahlanma harcamalarında anormal artış yaşanıyor.

Örneğin son yıllarda İslam Devrim Muhafızları Ordusuna ayrılan askeri harcamaların payı 2019’dan bu yana artıyor. İran Hükümetinin Sözcüsü Fateme Mohajerani geçtiğimiz hafta önümüzdeki yıl belirlenecek bütçede orduya ayrılan bütçenin yüzde 200 arttığını söyledi. Bu, İran’ın askeri bütçesini üç katına çıkarması anlamına geliyor.

Geçen yılki bütçe tasarısında Savunma Bakanlığı, Ordu, Devrim Muhafızları ve polis güçleri dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerinin bütçesi 15.7 ila 21.8 milyar dolar arasındaydı, yani geçtiğimiz sene en az 461 milyar liralık bir pay Savunma Bakanlığına ayrılmıştı. Ancak Ortadoğu’da süren savaş bu süreçte harcanan miktarın bu sayının çok daha üstüne çıktığı tahmin ediliyor. Keza İran’ın sadece İsrail’e karşı ikinci saldırısında 44 milyar lira ve ilk saldırısında 76 milyar lira harcadığı biliniyor.

Bütçenin bu durumu halk açısından ise büyük sıkıntılar anlamına geliyor. Hükümet sübvansiyonları, emekli maaşlarını, borç ödemelerini ve altyapı maliyetlerini finanse edemez durumda. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte petrol satışına uygulanacak daha fazla ambargo, İran rejimini açmaza sürükleyebilir.

HAMANEY’DEN SONRAKİ DÖNEM

İslam Cumhuriyeti’nin karşı karşıya olduğu en ciddi zorluklardan biri mevcut Lider Ali Hamaney’den sonraki sürece dair belirsizlik. Hamaney’in sağlık sorunlarının artması veya İsrail’in yapacağı olası bir suikast tehlikesi rejim içinde ciddi endişe yaratıyor. Buna karşı da Hamaney’in oğlu Mustafa Hamaney liderlik için hazırlanıyor.

Geldiğimiz noktada İran’ın içinde halkın, işçi ve emekçilerin, sol ve sosyalist yapıların rejime karşı sürdürdüğü mücadele devam ediyor. Muhalefet olduklarını iddia eden sağ cephe ise sırtını İsrail’e dayamaktan imtina etmiyor. Keza İsrail’in Farsça yayın sayısının arttırması bunun bir göstergesi. Bu propagandanın İran’ın içinde etkili bir karşılık bulduğunu söylemek henüz mümkün değil ancak rejimin sol, sosyalist kesimleri tasfiye etmesi bu kesime önemli bir alan açıyor.

ÖNCEKİ HABER

Baas Partisi çalışmalarını süresiz olarak askıya aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa