12 Aralık 2024 12:58

EMEP: Suriye'nin geleceği emperyalistlerle gerici iktidarların garantörlüğüne bırakılamaz

EMEP Kocaeli İl Başkanı Şahbaz, Suriye’nin geleceğinin ancak antiemperyalist, barışçı, demokratik bir halk egemenliği ile garanti altına alınabileceğini belirtti.

Fotoğraf: Kinene Hindevi/AA

Paylaş

Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz, Suriye’deki savaşın emperyalist planların ürünü olduğunu vurgulayarak, bölgedeki yabancı askeri güçlerin çekilmesi ve halkların kaderini tayin hakkının tanınması gerektiğini ifade etti.

Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz, Suriye’de devam eden savaş ve bölgedeki gelişmelere ilişkin bir açıklama yaptı. Şahbaz, Suriye’deki çatışmaların emperyalist ülkeler ve bölgedeki gerici iktidarlar tarafından desteklenen cihatçı gruplar ile Suriye hükümeti arasında sürdüğünü belirterek, "Esad iktidarının devrilmesi ile çatışmalar yeni bir aşamaya girmiş bulunuyor" dedi. Savaşın sonuçlarına dikkat çeken Şahbaz, "Her milliyetten ve her inançtan Suriye halkı yerinden edilmiş, göçmen ve mülteci konumuna getirilmiştir. Suriye coğrafyası emperyalistlerin planlarıyla talan edilmiş ve harabeye çevrilmiştir" ifadelerini kullandı.

EMPERYALİZM HALKLARI YIKIMA SÜRÜKLÜYOR

Ortadoğu’daki kaosun kökeninin emperyalistlerin Syces-Picot Anlaşması’na dayandığını belirten Şahbaz, "Bu emperyalist miras, etnik, mezhepsel çatışma üzerine kurulu emperyalist dizayn siyaseti bölge halkları için yine acı, yine yıkım, yine göç ve geleceksizlik getirmektedir." dedi.

Emperyalizm ve yerli işbirlikçi iktidarlara rağmen tüm Suriye halkının ortak beklentisinin kardeşçe ve özgürce yaşamın egemen olduğu bir Suriye'nin inşaa edilmesi olduğunu ifade eden Şahbaz, "Emperyalist ve gerici mihraklardan arınmış halkların kendi kaderini özgürce tayin ettiği, tüm farklılıklarıyla eşit ve özgür yaşadığı bir Suriye bölge barışına da önemli katkılar sunacaktır." diye belirtti.

Esad rejiminin demokratik olmadığını ancak HTŞ'nin de demokratik bir rejim olmayacağını vurgulayan Şahbaz, "Demokratik olmayan bir rejimin başka demokratik olmayan bir rejimle el değiştirmesi olsa olsa gericiliğin, kadın düşmanı, anti-laik bir düzenin kurulması anlamına gelmektedir. HTŞ gibi cihatçı örgütlerin hedefledikleri düzen, barbarlık ve tüm insani değerlerin yok edilmesidir." dedi. 

"BU CİHATÇI ÇETELERİ KATLİAMLARINDAN BİLİYORUZ"

AKP iktidarının desteğiyle büyüyen Suriye Milli Ordusu gibi cihatçı grupların bölge haklarına tehdit olduğunu ifade eden Şahbaz, "Her biri geldikleri/türedikleri kökleri itibarıyla birer cinayet şebekesi olan bu yapılar ülkemizde de sayısız katliamın tetikçileri oldukları bilinmektedir. El Kaide gibi İŞİD gibi katil sürülerinin devamı olan bu çeteleri iyi tanıyoruz. Bizler bu cihatçı/Selefi örgütleri 10 Ekim Ankara Gar Katliamından, Suruç Katliamlarından, Diyarbakır HDP mitinginin döktükleri kandan tanıyoruz. Yüzlerce yurttaşımızın, yoldaşımızın hedef olduğu bu katliamların asıl sorumluları hala elini kolunu sallayarak gezmektedirler." ifadelerini kullandı.

Şahbaz, iktidarın ve arkasındaki sermaye gruplarının Suriye'den pay kapmak için bölgede aldığı rolün Türkiye'yi çatışmaların ortasına çekmekten başka bir işe yaramayacağını ifade etti. İktidarın "terör" söylemi ile içeride baskıyı meşrulaştırmaya, işçi ve emekçilerin emek ve demokrasi taleplerini yok saymaya çalıştığını vurguladı.

"TÜM YABANCI ASKERİ BİRLİKLER SURİYE'DEN ÇEKİLMELİ"

 

Ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı politikalara karşı yurttaşları mücadeleye çağıran Şahbaz, "Türkiye'yi yöneten güçlerin bölge halklarının ve Türkiye halklarının geleceğini ipotek altına alan politikalarına izin vermeyelim. Ortadoğu'nun ve bölgenin giderek daha fazla savaş bataklığına çekildiği koşullarda tüm emek ve demokrasi güçlerine düşen görev daha fazla birleşmek ve mücadeleyi ortaklaştırmaktır.Tüm yabancı askeri birlikler Suriye'den derhal çekilmelidir.

"HALKLAR KENDİ GELECEĞİNİ BELİRLEMELİDİR"

Farklı ulusal kimlik ve inançlardan oluşan Suriye halkı kendi kaderini kendi tayin etmelidir. Suriye'nin bugünü ve geleceği ancak antiemperyalist barışçı demokratik bir halk egemenliği ile garanti altına alınabilir. Savaşa hayır! Yurtta barış, bölgede barış, dünyada barış" diyerek açıklamasını sonlandırdı. (Kocaeli/EVRENSEL)

 

 

ÖNCEKİ HABER

Gazeteci Zeynep Kuray'ın davası ertelendi

SONRAKİ HABER

TÜİK: Toplam cironun yüzde 12,7'si yabancı kontrollü girişimler tarafından elde edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa