12 Aralık 2024 17:25

Balya’da zaten bir siyanürlü altın madeni eksikti!

Yaklaşık yüz yılı önce yapılmış kurşun-çinko madenlerinin yol açtığı çevre - sağlık sorunları ile boğuşan Balya’ya şimdide altın-gümüş madeni açılacak.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel 

Paylaş

Özer AKDEMİR

Balıkesir’in Balya İlçesi ülkemizde madencilik faaliyetlerinin doğa, sosyal doku ve canlı yaşamı üzerindeki etkilerinin en belirgin bir şekilde gözlenebildiği yerleşimlerden birisi. Osmanlıdan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerine kadar yapılan ve 1930 yılında kapatılan kurşun madeninin yol açtığı çevre, sağlık sorunları ile hala boğuşan ilçeye şimdi de siyanürlü altın madeni açılması gündemde.

LİMAK BALYA’YA SİYANÜRLÜ ALTIN MADENİ AÇIYOR

AKP iktidarı döneminde aldığı dev bütçeli devlet ihaleleri ve teşviklerle kamuoyunda “beşli çete” olarak bilinen sermaye gruplarından Limak, Balya’da bir altın madeni işletmek için ÇED sürecini başlattı. Limak Holding bünyesindeki Altınordu Madencilik San. ve Tic. AŞ tarafından işletilmek istenen altın madeninde açık ocak ve yeraltı ocağı madenciliği yapılması planlanıyor. Firmanın ÇED Başvuru Dosyasına göre açık ve yeraltı ocaklarından çıkarılan cevherdeki altın siyanürlü tank liçi yöntemiyle ayrıştırılacak. Toplam ÇED Alanı 276,93 hektar yani 387 futbol sahası büyüklüğünde olacak. ÇED Alanı’na en yakın yerleşim yeri (en yakın konut) Karlık Mahallesinde bulunuyor ve ÇED alanına sadece 120 metre uzaklıkta.

TOPLAM ÖMRÜ 11 YIL OLACAK

ÇED Başvuru dosyasındaki bilgilere göre bölgedeki maden arama çalışmaları 2019 yılında başlamış ve alanda 500 tane sondaj kuyusu açılmış. Kuyulardan elde edilen numuneler ekonomik bulununca tespit edilen rezervin çıkarılması için Karlık Altın-Gümüş Madeni Açık ve Yeraltı Ocakları, Cevher Zenginleştirme Tesisi (Tank Liçi, ADR, Kırma-Eleme Tesisi), Atık Depolama Tesisi, (Beton Santralleri ve Mobil Kırıcı Dahil) Projesinin ÇED çalışmalarına başlanılmış. Dosyada gerekli izinlerin alınmasının ardından 2025 yılının son çeyreğinden itibaren sahanın hazırlanması ve altyapı çalışmalarına başlanmasının planlandığı belirtiliyor.

Toplam işletme ömrü 11 yıl olarak belirlenen altın madeninde ocaklardan çıkarılacak olan cevherin kırma eleme ve  öğütme ünitelerinde uygun boyutlara getirildikten sonra tank liçi yöntemiyle (siyanür kullanılarak) zenginleştirilmesi ve dore  külçeler halinde dökülmesi planlandığı belirtiliyor. Zenginleştirme tesisinin kapasitesi ise 500 bin ton/yıl olarak veriliyor.

RUHSAT ALANI 2 BİR 413 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE

Proje kapsamında 3.026.407 ton cevher üretimi planlanırken toplamda 18.656.092 ton Ekonomik Olmayan Kaya (EOK) çıkacağı hesaplanıyor. Cevherin ortalama tenörü altın (Au) için 5,25 gr/ton, gümüş (Ag) için 18,84 gr/ton’ olarak veriliyor.

Projeye ait ruhsat alanlarının toplamı 1 bin 724,52 hektar büyüklüğüne (2 bin 413 futbol sahası) ulaşırken, ÇED Alanı ise 276,93 hektar, proje ünitelerinin kapladığı toplam alan yaklaşık 136,16 hektar olacak.

MİLYONLARCA KİLO DİNAMİT VE ANFO PATLATILACAK

Patlatmalar ile yapılacak madencilik faaliyeti sürecinde bir yılda toplamda açık ocakta 2.250.00 kg anfo, 100 bin kg dinamit kullanılacak. Yeraltı ocağında ise yılda 1.339.200 kg anfo, 172.800 kg dinamit patlatılması planlanıyor.

NESLİ TÜKENME TEHDİDİNDE OLAN ENDEMİK TÜRLER VAR

ÇED Başvuru dosyasında altın madeni alanının önemli bir kısmının ormanlık olduğu, diğer kısımların ise çayır ve tarım habitatlarından oluştuğu dile getiriliyor. Dosya göre bölgede yapılan saha çalışmaları neticesinde 66 farklı familyaya ait toplam 395 adet flora türü ve tür altı seviyede taksonu tespit edilmiş. Tespit edilen bu taksonlardan 10’unun endemik (bölgeye özgü olan, yalnızca o bölgede bulunan ve doğal olarak başka hiçbir yerde yetişmeyen ya da yaşamayan tür) olduğu bölgesel endemik olan bir türün (Corydalis wendelboi subsp.  congesta) türünün IUCN kategorisi “Tehlikede, EN”, Cirsium balikesirense, Digitalis trojana, Crocus  candidus, Feulago trojana türlerinin IUCN Tehlike kategorileri ise “Zarar Görebilir, VU” dur olarak s ınıflandığı dile getirilmiş. Aynı şekilde endemik olmadığı halde nadir yayılışlı olan Rorippa thracica türünün de ülkemizde sadece Marmara bölgesinde yayılış gösterdiği için ulusal ölçekte IUCN kategorisi “Tehlikede, EN” yer aldığı ifade ediliyor.

TERKEDİLMİŞ KASABADAN GERİYE KALAN YÜZYILLIK KİRLİLİK

Balya 1200 yıllık madencilik geçmişi olan bir ilçe. Osmanlılar, Fransızlar ve genç Türkiye Cumhuriyeti döneminde işletilip 1930’larda kapatılan kurşun madeni döneminde 30 binin üzerinde nüfusu olan ilçe aynı zamanda İstanbul’daki Osmanlı Padişahı Sarayı’ndan sonra elektriğin ilk geldiği yer de olmuştu. 1938’de cevherin azalması sonrası maden kapatıldıktan kısa süre sonra terk edilen Balya’da ilçe merkezi nüfusu son nüfus sayımında 1916 kişi olarak tespit edilirken, Büyükşehir Yasasıyla köylerin mahalle olmasından sonra köylerle birlikte toplam nüfusu 2023 rakamlarına göre 13 bin kişi.

BALYA’DA BÜLBÜL VE KANARYA ÜÇ GÜNDEN FAZLA YAŞAYAMAZ!

Balya, madenciliğin sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili ani ölümlerin ardından 1925 yılında İstanbul’dan gelen doktor ve ziraat mühendislerinden oluşan heyet raporunda, “Bülbül ve kanaryanın üç günden fazla yaşayamayacağı yer” olarak bahsedilmişti. Yine Çevre Bakanlığının 2000 yılında hazırladığı raporda da terkedilmiş madende kaynağı belli olmayan siyanür ve radyoaktif kirlenme olduğu ortaya konmuştu.

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Kiraz Belediyesi, önceki dönemin borçları nedeniyle icraya verildi

SONRAKİ HABER

Ataması yapılmayan öğretmen yaşamına son verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa