Polonez işçilerinin direnişi sürüyor: Bu işçiler insanca yaşayacak ücret istedi

Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan ve 147 gündür hakları için mücadele eden Polonez işçilerinin, Çatalca Adliyesi önündeki kefenli açlık grevi sürüyor. Türk-İş İstanbul Temsilcisi Halil Baki Erdal, “Bugün ülkemizde ekonomik kriz var. Bu asgari ücretle, 20 bin lirayla, 25 bin lirayla, 30 bin lirayla nereyi geçindireceksiniz? ‘Ankara'ya gidelim sesimizi duyuralım’ dedik. Yolda, yolumuzu kesiyorlar. Orada yürüme, burada yürüme. Ne yapacağız, soruyorum size ne yapacağız.” diye konuştu.

Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkartılan ve 147 gündür hakları için mücadele eden Polonez işçilerinin, Çatalca Adliyesi önündeki kefenli açlık grevi sürüyor. 146 Polonez gıda fabrikası işçisi, 147 gündür hakları için mücadele ediyor. Fabrika önünde haftalar süren eylem sonrası işçiler, seslerini duyurmak için Ankara’ya yürümek istemiş, hareket etmelerine izin verilmeyince Çatalca Adliyesi adliye önünde kefenli açlık nöbetine başlamışlardı.

İşçileri ziyaret eden TÜRK-İŞ İstanbul Temsilcisi Halil Baki Erdal, şunları söyledi:

“Öncelikle burada 147 gündür direnen işçi kardeşlerimi Türk-İş adına selamlıyorum. Hukuk tanımayan, emeğe tanımayan, yıllarca emek verip bu insanları kapıya bırakan Polonez işverenini ben Türk-İş olarak buradan bir kez daha sizin huzurlarınızda kınıyorum. Çatalca halkına da sesleniyorum. Bu insanlara herkesten çok sahip çıkmanız gerekiyor. Biz sendikalar olarak çalıştığımız fabrikalarımızda, bürolarda nerede olursa olsun örgütlü olduğumuz her yerde sadece şunu düşündük. Alın terimizle çalıştığınız yeri namus bildik. Ekmeğimizi kazanmak için mücadele ettik. Başka hiçbir şey yapmadık. Ne hırsızlık yaptık ne hainlik yaptık. Bu ülkenin en zor gününde yine bu emek sınıfı çalıştı. Türkiye'nin her tarafında.”

"ORADAN YÜRÜMEK YASAK, BURADAN YÜRÜMEK YASAK"

İşten atılan işlerine geri dönmek için mücadele verdiklerini söyleyen Erdal, “Bu arkadaşlarımız insanca yaşamak için bir ücret istediler. Yola çıktılar. İş akitleri feshedildi. ‘Eyvallah’ dedik, ‘hukuk neyse bunu emreder’ dedik. ‘Ankara'ya gidelim sesimizi duyuralım’ dedik. Yolda, yolumuzu kesiyorlar. Orada yürüme, burada yürüme. Ne yapacağız soruyorum size ne yapacağız? Bırakın işçilerle yürüyelim. Bizi görmeyenler, gözü görmeyen, kulağı duymayanlar duysun. Sağır sultanlar varsa o zaman gözlerine sokalım bu işi” dedi. (İstanbul/ANKA)