Yasa dışı bahsi işçilere sorduk: Reklam, borç, düşük ücret... Suçlu kim?
Fatura, kira, borç, çocuk bezi… “Cep boş olunca” diyor Kayserili bir işçi “Ben de mi başlasam diyor insan.” Bahsettiği sanal kumar. Ülke genelinde, özellikle de işçiler arasında yayılıyor.
Fotoğraf: Midjourney |Fırat Turgut/Evrensel
Ahmet AKARSU
Bu haftanın başında, Kayseri’de son 5 yılda yasa dışı bahis oynayan 41 bin kişinin tespit edildiği verisi basına yansıdı. Yasa dışı bahis, kumar, çeşitli ‘şans oyunları’ oynayan kesimleri analiz etmek mümkün değil. Ama Kayseri’de fabrikalarda çalışan işçilerde kumar, borsa, Bitcoin, yasal ve yasa dışı bahis uygulamalarının çok yaygın olarak kullanıldığı görülüyor. Özellikle de yasa dışı bahis siteleri iş yerlerinde karşılık buluyor. Kimi işçi “kolay para” diyor, kimi işçi “Kış aylarında ihtiyacım oluyor”, kimisi “Bu kadar parayı çalışarak kazanamayız” diyor. Ortak fikir ise, “Ücretimiz yetmiyor, yan gelir” oluyor.
YASA DIŞI, YASAL FARK ETMİYOR
İşçilere yasa dışı bahsi ve ‘şans oyunlarını’ sorduğumuzda aldığımız ilk yanıt, “Bu bela bir şey” oluyor. “Alışınca bırakılamayacak kadar tehlikeli” yorumları yapılıyor. “İş yerlerinde çoğu işçi yan gelir gözüyle bakıyor meseleye” diyor işçiler. Yasal ve yasa dışı ayrımı çok yapılmıyor, hangisi daha fazla gelir getiriyorsa o tercih ediliyor. “‘Ya tutarsa ya kazanırsak’ beklentisini kıramıyoruz” diyor işçiler. Sosyal medyada sıkça reklamlara denk gelindiğini ve kazanan işçilerin ballandırarak bu alışkanlığı yaydığını söylüyor.
"NEREDEN BAKSAN 2-3 AYLIK ÜCRETİMİZ"
İşçilere oynamaya nasıl başladıklarını, özellikle de bahsin nasıl yaygınlaştığını soruyoruz. Hemen bir örnek ile açıklıyorlar. İlk örnek bir belediye işçisinden: “Çalıştığımız bölümde 30 iş arkadaşıyız. Bir tane bekar genç işçi var. Bir gün elinde üç karton sigara ile geldi işe. Bayram değil seyran değil. Maaş günü de değil, ‘Niye böyle yaptı’ diye düşündük. Sigara içen herkese birer paket verdi. Soruyoruz ‘Bu paranın bolluğu nereden geliyor?’ diye, söylemiyor. Biraz sıkıştırınca söyledi. Bahis sitesinde kazanmış. Biz bilmiyorduk ama her maaş gününde birkaç binliği siteye yükleyip oynuyormuş. Kaç ay kaybetmiştir haddi hesabı yoktur. Ama o gün 73 bin lira kazanmış. Sadece 1000 lira ile. İşte biz de tam böyle düşündük. Bin liraya 73 bin lira. Neredeyse bizim 2-3 aylık maaşımız. İşte böyle yayılıyor.”
Yasa dışı bahis oynayan başka bir genç belediye işçisi de konuşmaya dahil oluyor. Halinden pek memnun olmadığını şöyle anlatıyor: “Helalinden kazanmayı istedim. Maaş yetmedi. Kartlar patladı. Sosyal medyada boy boy reklamlara denk gelmiştim. Borçları ödeyemediğim an oynadım, kazanamadım. Sonra yine, sonra bir daha... En son üç maaşa denk bir meblağ kazandım. Aylık gelirim yeterli olsa niye oynayayım ki? Şimdi suçlu ben miyim?” diye konuştu.
"BORCU ÇIKARIRIZ DERKEN ARABAYI SATTIK"
Demiryaka Holding bünyesinde çalışan metal işçisinin de bir örneği var. Onun hikayesi de borçla başlıyor. İşçi, bunun nasıl bir bağımlılığa dönüştüğünü, “Borç, harç, dert başladık. Bu öyle bir bela ki oynamadan duramıyor insan. Çekirdek gibi telefonu elinden düşürmüyorsun. Eline para geçer geçmez oynuyorsun. Bir yerden sonra alışkanlık haline geliyor. Maaşım 15 bin civarındayken 50 bin civarında borcum vardı. Ödeyememiştim. Borcu çıkarır bırakırım diyordum. İşin sonunda, 2006 model aracımdan oldum, borç büyüdü, mecbur elde avuçta kalmadı, aracı sattım” diye anlatıyor.
"BAHİS REKLAMLARI ÇOK ETKİLİYOR"
Sersim Fabrikası bir işçi ise özellikle reklamların çok etkisi olduğunu anlatıyor. Sosyal medyada sürekli bahis reklamlarına denk geldiğini anlatan işçi, “Sosyal medyada gezinirken, sürekli bahis reklamlarıyla karşılaşıyorum. ‘Şunu oynadık, şu kadar kazandım’... Bir sürü şey denk geliyor. Cep boş olunca ‘Ben de mi denesem’ diye başlıyor insan. Bizim iş yerinde de çok fazla kişi oynuyor. Ufak tefek kazananlar dışında, derdine çare bulan görmedim henüz. Bizleri bataklığa sürüklüyorlar. Ya tutarsa diye aklımızı çeliyorlar” diyor.
Kumtel Fabrikasından bir işçi de canlı iddia oynuyor. Canlı iddianın kısmen ‘güvenli olduğunu’ anlatan işçi, “Diğeri intihara sürükler insanı. Ufak tefek ihtiyaçlarım için kupon yapıyorum. Beş veriyorsam bir ancak alıyorum ama yine de kısa günün kârı diye bakıyorum” diye konuşuyor.