"Sizi hasta edecek sıçanlar var ve sigortanız bunu karşılamayacak"
Yani, sistem, şirketler ve Mangione’nin bunlar hakkındaki fikirleri bir masaya serildiğinde suikastın ardında “çocukluk travmaları” ya da “video oyunlar” olmadığı çok açık.
Burkay RENDE
ABD'de özel sağlık sigortası şirketi UnitedHealthcare'in Yönetim Kurulu Başkanı Brian Thompson 4 Aralık’ta Luigi Mangione tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü. Thompson’ın öldürülmesi tartışmaları yeniden ülkenin özelleştirilmiş sağlık sistemine çevirdi.
Mangione’nin eyleminin ardından birçok tartışma alevlendi. ABD basınında devam eden tartışmalarda ana akım yayın kuruluşları saldırıyı gerçekleştiren Mangione’nin motivasyonunu öncelikli olarak çocukluğunda, aile yaşantısında, oynadığı bilgisayar oyunlarında, öldürdüğü şirket yöneticisiyle kişisel bir husumeti olabileceği ihtimalinde aramaya girişti. Ancak Mangione’nin hayatı bütün bu arayışları boşa düşürüyor.
26 yaşındaki genç, tanınmış ve varlıklı bir aileden gelen, ülkenin gözde okullarından birisinden mezun olmuş başarılı bir yazılımcı. ABD medyasının çizmeye niyetli olduğu suçlu profilinin aksine Mangione ne siyah ne bir evsiz ne de vergilerini ödemeyen biri. Saldırı gününe dek herhangi bir ABD kurumunun birçok açıdan “örnek vatandaş” olarak gösterebileceği bir geçmişe sahip. Medyanın tüm çabaları, eylemin gerçek sebep-sonuç ilişkisini tartıştırmama niyetinden ibaret.
SİGORTASI OLMAYANLAR ÖLÜME MAHKUM
ABD sağlık sistemi, sağlık hizmetini bütünüyle ticari bir ürün olarak ambalajlamış ve bir marketin raflarına dizmişçesine farklı hizmet paketleri şeklinde yurttaşlarına satışa sunmuş durumda. Bu ticaret, sigorta şirketleri aracılığıyla gerçekleşiyor.
Şu an ABD’nin en büyük şirketleri listesinde birçok sigorta şirketi bulunuyor. Yönetim Kurulu Başkanı öldürülen UnitedHealthcare ise yaklaşık 100 milyar dolarlık değeriyle ülkenin en büyük sigorta şirketi. ABD’de bir hasta bakıcının hastaya koridorda eşlik etmesi dahi bir gider kalemi olarak faturalandırılıyor ve tedavi sonrası bu hizmetin ücreti kişiden tahsis ediliyor.
Yapılan araştırmalara göre, ABD’li yetişkinlerin yüzde 25’i kendisinin veya bir aile ferdinin ciddi rahatsızlıklarının tedavisini dahi maliyet sebebiyle erteliyor. Yılda 30 bin ila 90 bin arası bir sayıda ölümün pahalılık kaynaklı sağlık sigortası eksikliğinden yaşandığı tahmin ediliyor. Son yıllarda “Obamacare” adı verilen ücretsiz sağlık sigortaları hayata geçirilmiş olsa da bundan ABD halkının yalnızca yüzde 10’u faydalanabiliyor.
TERCİH YAŞAMLA KÂR ARASINDA
İnsan sağlığı ticaretinin ulaştığı boyutu daha iyi kavrayabilmek için Doktor Linda Peeno’nun itiraflarından yararlanalım. Doktor Peeno yaklaşık 30 yıl önce bu endüstriyi anlatmaya karar verdi ve 1996 yılındaki itirafında bir hastanın hayatını kurtarabilecek bir ameliyat talebini reddettiğini söyleyerek “Bu şekilde ölümüne sebep oldum. Hiç kimse ya da grup beni bu sonuç için sorumlu tutmadı. Çünkü aslında yaptığım şey şirketin yarım milyon dolar tasarruf etmesini sağlamak olmuştu. Ve dahası bu benim iyi bir tıp direktörü olarak şöhretimi perçinledi ve sağlık sigortası alanında yükselme şansımı garanti altına almış oldu” diyor.
Cinayete dönecek olursak Mangione’nin saldırısı sonrası olay yerinde bulunan kurşun kovanlarında ayrı ayrı “Ertele, reddet, savun” yazılı olduğu ortaya çıkmıştı. Bu kelimeler sağlık sisteminin ve sigorta şirketlerinin sağlık ticaretini nasıl sürdürdüklerini anlatan aynı isimli ünlü bir kitabı işaret ediyor.
Dahası Mangione’nin yakalanmasının ardından cebinden çıktığı iddia edilen el yazısıyla yazılmış bir metinden bahsediliyor. Kamuoyuna sızan bu metinde “ABD dünyadaki en pahalı sağlık sistemine sahip, ortalama yaşam süresinde 42. sıradayız. UnitedHealthcare; Apple, Google ve Walmart'ın ardından piyasa değerine göre ABD'nin en büyük şirketi. Büyüdü ve büyüdü, ama ortalama yaşam süremiz ne kadar? Gerçek şu ki, bu şirketler çok güçlü hale geldiler ve ülkemizi muazzam kârlar için istismar etmeye devam ediyorlar” cümleleri yer alıyor.
Yani, sistem, şirketler ve Mangione’nin bunlar hakkındaki fikirleri bir masaya serildiğinde suikastın ardında “çocukluk travmaları” ya da “video oyunlar” olmadığı çok açık.
SUİKAST SONRASI SOSYAL MEDYA KAMPANYALARI
Suikast sonrası ABD’liler ikiye bölündü. Bir grup öldürülen yöneticiyi kastederek “Ailesini düşün” mottosuyla sosyal medya içerikleri üretmeye başladı. Ancak, bunun karşısında çocuğu veya bir yakını ağır hasta olan insanların öncülük ettiği sigorta şirketlerinin işleyişini ve sigorta şirketleriyle kendi yaşadıkları, hastanın birtakım ihtiyaçlarını çeşitle bahanelerle karşılanmadığı diyalogları anlattıkları başka bir akım başladı. Başlayan bu ikinci akım, “Ailesini düşün” kampanyasından çok daha fazla ilgi gördü.
Öte yandan Manigone’ye destek amaçlı birçok ürün çıkartıldı ve satışa sunuldu. Amazon bu destek ürünlerinin satışını yasakladı. Mangione’nin avukatı da hukuk bürosunun dava ücretlerine destek olmak isteyen kişilerce sık sık arandığını söyledi.
Bir sağlık emekçisi, Mangione’nin yakalandığı McDonald’s şubesinin önünde “Yozlaşmış sigorta şirketi yöneticileri gitmeli” yazılı bir dövizle eylem yaptı. Manigone bir McDonald’s çalışanının ihbarı sonucu yakalandı ve bu bilginin kamuoyunda yayılması sonrasında birçok puanlama sisteminde ilgili McDonald’s şubesinin sayfasına “Mutfakta sizi hasta edecek sıçanlar var ve sigortanız bunu karşılamayacak” gibi yorumlar eşliğinde düşük puanlar verildi. Öte yandan Mangione’yi ihbar eden kişiye 10 bin dolar ödül verileceği açıklandı.
Bazı şirketler internet sitelerinde yönetim kurulu üyelerini yayımlamayı bıraktılar. Beyaz Saray ise olay sonrası "Açgözlü şirketlere duyulan öfkenin şiddete dönüşmesi kabul edilemez" dedi.
ABD sağlık sistemi uzun yılladır tartışılıyor. Ülkede daha önceki tartışmalarda “toplumcu sağlık sistemi”, “sosyal sağlık” gibi kavramları dile getiren kişiler ve kurumlar komünist ilan edilerek halkın kötülüğünü istemekle suçlandı ve susturuldu. Geçtiğimiz temmuz ayında sağlık sistemini doğrudan hedef alan bazı kitlesel protestolar düzenlenmişti.
Evrensel'i Takip Et