Oslo’da Filistin halkıyla dayanışma eylemi: Katliam dursun, derhal ateşkes
Oslo'da Meclis önünde Filistin halkıyla dayanışma eylemi yapıldı, İsrail'in soykırımının durdurulması ve ateşkesin derhal yapılması talep edildi.
Fotoğraf: Mahmut Algünerhan/Evrensel
Mahmut ALGÜNERHAN
Oslo
Norveç’in başkenti Oslo’da, 14 Aralık Cumartesi günü Filistin halkıyla dayanışma eylemi yapıldı. Meclis önündeki Eidsvolls alanında saat 14.30’da başlayan eylem, Norveç Sendikalar Konfederasyonu (LO), Redd Barna ("Çocukları Kurtar"), Norveç Uluslararası Af Örgütü, Kirkens Nødshjelp ("Kilise Acil Yardımı") gibi kurumların yanı sıra Norveç Filistin Komitesi ve Filistin Ortak Komitesi tarafından düzenlendi. Eylem, yaklaşık 100 kurum ve kuruluş tarafından desteklendi.
Katliamın durdurulması ve ateşkesin derhal yapılması talep edilen, yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı eylemde, şu ifadeler kullanıldı: “14 aydır Gazze'deki Filistinliler toplu katliama, açlığa ve yerinden edilmeye maruz kalıyor. Hastanelere ve çadır kamplarına saldırılar yapılıyor ve hiçbir yer güvenli değil. Kaçak insanlar yeni kışı, soğuktan veya roketlerden korunmak için çadırlarda barınaksız bir şekilde karşılıyor. BM Mahkemesi, işgalin yasa dışı olduğunu ve sona ermesi gerektiğini söylüyor ve tüm devletlere bunu sağlamalarını emrediyor.”
Filistin hakkında konuşmanın ve Filistin için adalet istemenin vazgeçilmez olduğu, ayrıca İsrail’in cezasız kalmasına asla izin verilmemesi gerektiği vurgulanarak “Katliamın durdurulması ve ateşkesin derhal yapılması” talep edildi.
Eylemde, LO'nun en büyük sendikası olan Fagforbundet Başkanı Mette Nord, Af Örgütü’nden Ingrid Stolpestad ve Norveç Halk Yardımı’ndan Gry Ballestad birer konuşma yaptı.
"FİLİSTİN HALKI İÇİN ADALET İSTİYORUZ"
Norveç Halk Yardımı’ndan Gry Ballestad: “Bugün Filistin halkı için adalet talebiyle bir aradayız. Filistinliler 57 yıldır acımasız bir işgal, sistematik baskı ve insanlık dışı acılar altında yaşıyor. 17 yıldır Gazze'de insanların temel ihtiyaçlara erişimi olmaksızın, yasa dışı bir abluka nedeniyle dünyayla bağlantısı kopmuş durumda. Şimdi bir yıldan fazla süren savaş kırk dört binden fazla insanın hayatına mal oldu. Bunların en az 11 bini çocuktu. Norveç Halk Yardımı'nın Gazze'deki çalışanlarından biri, günlük yaşamını dünyadaki cehennem olarak tanımladı. Açlık ve hastalıklar kasıp kavururken, İsrail'in acil yardımları sistematik olarak engellemesi durumu 2 milyon kişi için daha da kötüleştiriyor. İsrail ordusunun bombalaması sonucu iki milyondan fazla insan, dükkânlar, evler, okullar ve hatta hastaneler harabeye döndü. BM'ye göre Gazze, artık ekonomisi harabeye dönmüş halde ellili yıllara geri gönderildi. Sevgili dostlar, Filistinlilerin acılarının daha ne kadar süreceğine izin verilecek? Bombalar yağmaya devam edecek mi?"
"NORVEÇ SEYİRCİ KALAMAZ"
Fagforbundet Başkanı Mette Nord: "Artık güvenli bir geleceğe ve bağımsız bir devlete giden yolu bulmalıyız. İsrail artık güvenlik bölgelerini genişletmek için askeri gücünü kullanıyor. Sadece Filistin'de değil, Lübnan ve Suriye'de de. Onların güvenliği diğer insanların güvensizliğidir. Filistin'in askeri gücü yoktur. Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri veya Orduları yok. İsrail'in uçakları, filoları ve silahları var. Ateşkesin sorumlusu İsrail'dir ve biz artık ateşkes istiyoruz. Norveç, İsrailli işgalcilere veya silahlara kron vermeme konusunda ortak bir sorumluluğa sahip. Uluslararası hukukta Norveç'in üçüncü ülke yükümlülükleri bulunmaktadır. O zaman adaletsizlik olduğunda pasif seyirci olamaz.
Petrol Fonu'ndaki fonlar, Norveç halkının tasarruflarıdır ve işgal altındaki İsrail topraklarında uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerine katkıda bulunan şirketlere yatırım yapmak için kullanılmamalıdır. Petrol fonunun artık İsrail şirketlerine olan yatırımlarını azaltması iyi bir şey. Bu, doğru tarafta olduğumuz anlamına geliyor ancak daha gidecek çok yolumuz var. Etik Konseyi bu yılın başlarında Norges Bank'a şirketleri geri çekmesini tavsiye ettiğinde bunun gerekçesi, şirketlerin savaş veya çatışmalarda bireylerin haklarının ciddi şekilde ihlal edilmesine katkıda bulunmasının kabul edilemez bir riski olduğuydu. Bu yapmamamız gereken bir şey, asla. Norveç parası savaş veya çatışmalarda asla bireyleri rahatsız etmemelidir. Ve barış tarafı Norveç'in pişman olmayacağı bir seçimdir."
Yapılan konuşmaların ardından Oslo’nun en kalabalık caddesi olan Karl Johans Gata’dan Jernbanetorget alanına yüründü.
İMZA KAMPANYASI
Kurumlar kendi internet sayfalarında imza kampanyası açtılar.
Redd Barna (Çocukları Kurtar) adlı kurum “Gazze'de Norveç silahlarının kullanıldığı ihtimali çok yüksek olduğu, Norveç'in İsrail'e silah ihracatı yasağına rağmen, Norveç silahlarının Gazze'de kullanılmasını göz ardı edemeyiz. Petrol Fonu olan Norveç Devlet Emeklilik Fonu'nun Gazze'de kullanılan silahları üreten silah şirketlerine yatırım yaptığı da göz ardı edilemez. Norveç, Gazze'deki çatışmanın bir tarafı olmasa da, uluslararası hukuka göre soykırımı ve savaş suçlarını önlemekle yükümlüdür." diyor. Redd Barna yetkililere "Norveç'in ürettiği savaş malzemelerinin başka ülkeler aracılığıyla İsrail'e ulaşmaması, Norveçli şirketlerin kapsamlı durum tespiti değerlendirmeleri yapmasını sağlamak için yasa değişikliği yapılması, Petrol Fonu'nun Gazze'de kullanılan silahları üreten şirketlere yatırım yapmamasının garanti altına alınması" çağrısı yapıyor.
Norveç Uluslararası Af Örgütü de BM Soykırım Sözleşmesinin devletlere soykırımın işlenmesini önlemek için ellerinden geleni yapma yükümlülüğü getirdiğini vurguluyor ve Norveç'in çabasını arttırmasını istiyor. Norveç Uluslararası Af Örgütü bu imza kampanyasında Norveç’ten şunları talep ediyor:
- "İsrail'in soykırım yaptığını kabul etmeli,
- Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e yönelik soykırım şikayetine katılmalı,
- Acil ateşkes için çabalarını sürdürmeli,
- UNRWA ve diğer BM kurumlarını İsrail ve diğer ülkelerin saldırılarına karşı savunmaya devam etmeli,
- Gazze halkına insani yardım sağlamak için mümkün olan her şeyi yapmalı,
- F35 savaş uçağı bileşenlerinin ve İsrail'e ulaşması muhtemel diğer askeri malzemelerin teslimatını derhal durdurmalı,
- Petrol Fonu yatırımlarının Filistinlilere karşı uluslararası hukukun ihlal edilmesine katkıda bulunmaması sağlanmalı,
- Soykırımın sorumlularını cezai açıdan sorumlu tutma fırsatları araştırılmalı.