17 Aralık 2024 10:51

EMEP Menemen İlçe Örgütü işçi duraklarından seslendi: Yoksulluk sınırının üstünde asgari ücret için mücadeleye

Asgari ücrete ilişkin işçi duruklarında açıklama yapan Emek Partisi Menemen İlçe Örgütü, yoksulluk sınırının üstünde insanca yaşayacak asgari ücret için tüm işçileri mücadeleye çağırdı.

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Emek Partisi Menemen İlçe Örgütü, asgari ücret görüşmeleri devam ederken Menemen üst geçitte bulunan işçi servis duruklarında sabah vardiyasına giden işçilere yaptığı basın açıklamasıyla seslendi. “Asgari ücret açlık-sefalet ücreti olmamalıdır” denilen açıklamada, açlık sınırının altında değil, yoksulluk sınırının üstünde insanca yaşayacak asgari ücret için tüm işçiler mücadeleye çağrıldı.

Basın açıklamasını okuyan EMEP İzmir İl Yöneticisi Emre Gökmen, asgari ücret artışını öngörülen enflasyon oranına sabitlemenin işçileri yoksulluğa hapsetmek olduğunu söyledi.

Erdoğan-Şimşek ekonomi programı, IMF raporları ve patron örgütlerinin açıkça “Bu ekonomik programın yükünü işçilere keseceğiz, bizlerin kârları katlanırken işçiler açlık sınırında yaşamaya devam etsin” dediğini ifade eden Gökmen, “2025 bütçe görüşmelerinin de gösterdiği tablo sermayeye aslan payı verilirken, işçi ve emekçilere, kamu hizmetlerine kaşığın ucuyla bütçe verileceğidir” dedi.

“İŞÇİLERİN ÜÇ KURUŞ ASGARİ ÜCRETİNİN ÜSTÜNDE TEPİNİYORLAR”

Gökmen, “Dün asgari ücret tespit komisyonu ikinci görüşmesini gerçekleştirdi. Ve görüşmeden herhangi bir rakam konuşulmadan ayrıldılar. Yıllardır sahnelenen bu oyunu bizler çok iyi biliyoruz. İktidar, patronlar ve sendika yan yana gelip işçilerin üç kuruş asgari ücretinin üstünde tepiniyor. Patron ve hükümet temsilcileri aynı dili kullanırken, Türk-İş temsilcileri mağdur rolüyle masadan iktidarın verdiği rakamla ayrılmaya dünden razı” diye konuştu.

“ÜCRETLER VE TEMEL YAŞAM GİDERLERİ ARASINDAKİ MAKAS AÇILIYOR”

Emek Partisi İzmir İl Örgütünün 341 işçiyle görüşerek gerçekleştirdiği anket sonuçlarına da değinen Gökmen, şunları söyledi; “İşçilerin yüzde 99,7'si asgari ücreti yeterli bulmazken, yüzde 70'i asgari ücretin 35-45 bin TL arasında olması gerektiğini düşünüyor. Görüştüğümüz işçilerin yüzde 73,2'si 15 bin TL üzerinde kira ödüyor. İşçilerin yüzde 68,6'sının kredi borcu var ve yüzde 99'u mevcut ekonomik durumunu kötü olarak değerlendiriyor. Yani çıkan sonuçlar gösteriyor ki işçilerin ekonomik durumu, temel yaşam giderleri ve ücretleri arasındaki makas gittikçe açılıyor. İktidarın ve hizmet ettiği sermaye çevrelerinin sözcülerinin dillendirdiği enflasyon ve ekonomik hedefler, sermayedarların düşük ücret talebi işçilerin gerçekliğinin ve taleplerinin yakınından bile geçmiyor. Sermayedarlar yatlarıyla katlarıyla keyif çatarken, işçiler bir ekmeğin hesabını yapmak zorunda kalıyor. 2024 asgari ücreti 17 bin 2 TL belirlendiğinden bu yana enflasyondaki artış, temel yaşam ihtiyaçlarına gelen ve durdurulamayan zamlar asgari ücreti açlık sınırının altına hapsetti.”

“ASGARİ ÜCRET ARTIŞI TÜM ÜCRETLERE ETKİ EDECEKTİR”

Gökmen, Bakırçay havzasında demir çelik fabrikaları başta olmak üzere ağır çalışma koşulları, iş cinayetleri ve kazalarının sıklığının işçilerin verdiği emekle ücretleri arasındaki farkın ne denli uzak olduğunu görmeye yettiğini söyledi.

Gökmen, “Bir ailenin açlık sınırı 22 bin, yoksulluk sınırı 75 bine yaklaşmışken açlık sınırının biraz üstünde ücretlere çalışmaya şükretmemeliyiz. Dönem başında toplu sözleşmelerimizin ek zamlarında gördük ki, enflasyon oranında zam daha maaşlara eklenmeden eriyip gitmektedir. Bugünde asgari ücrete enflasyon oranında zammı kabul edersek yarın yeni sözleşmelerde mahkum edileceğimiz yer yine enflasyon olacaktır. Bu nedenle tüm işçilerin asgari ücret alan almayan farkı gözetmeksizin asgari ücretin öngörülen enflasyona kurban edilmemesi için mücadele etmesi gerekmektedir. Asgari ücret artışı diğer tüm ücretlerin artışına etki etmeye devam edecektir” dedi.

“ENFLASYONUN SEBEBİ ÜCRETLER DEĞİL ŞİRKETLERİN AŞIRI KÂRLARIDIR”

“Ücretler artarsa enflasyon artar” yalanlarına kulak tıkamak gerektiği belirten Gökmen, “Dönüp hep birlikte bakalım: Temmuz'dan bu yana asgari ücrete zam yapılmadı fakat kiralara, faturalara, ete, süte, peynire, domatese gelen zamlar durmadı, enflasyon kendi istedikleri oranları bile yakalayamadı. Çünkü esas sebep ücretler değil, şirketlerin aşırı kârlarıdır” diye ekledi.

“ASGARİ ÜCRET SEFALET ÜCRETİ OLMAMALIDIR”

Son olarak tüm işçileri birleşik mücadeleye çağıran Gökmen, “23 Aralık'ta tespit komisyonu üçüncü toplantısını yapacak ve 2025 asgari ücreti ilan edilecek. Eğer bizler iş yerlerimizden, bulunduğumuz sanayi havzalarından sesimizi yükseltip, kararlılıklar mücadele etmezsek ve birleşmezsek yine açlık sınırında ücretlere mahkum edileceğiz. Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu 5 fabrikada işçiler patron örgütü MESS'in düşük ücret dayatmasına ve iktidarın patronların çıkarı için grevi yasaklamasına karşı grevlerini sürdürüyor. 2 bin metal işçisi ‘ya hakkımız olanı alacağız ya da grev’ diyor. Bugün önümüzdeki örnekler gibi mücadeleye dört elle sarılmazsak patronlar bizleri ezmeye devam edecektir. Asgari ücret görüşmelerinin sonlarına yaklaşırken buradan iktidara ve onların sermaye güçlerine tekrar sesleniyoruz: İşçiler yoksulluğu reddediyor, işçiler öngörülen enflasyonu reddediyor, işçiler siz kasalarınızı doldururken açlığa mahkum olmayı kabul etmiyor. Asgari ücret açlık-sefalet ücreti olmamalıdır. Açlık sınırının altında değil, yoksulluk sınırının üstünde insanca yaşayacak asgari ücret için tüm işçileri mücadeleye çağırıyoruz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İstanbul'da tur teknesinde yangın

SONRAKİ HABER

Samsun'da bir kadını, boşandığı erkek otomobil ile çarparak ağır yaraladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa