“Kaz Dağları’nın yıkımı kirlilik doğuracak”
Kaz Dağlarında madencilik faaliyetinin zararlarından bahseden sağlık örgütleri, milyonlarca ağacın kesilmesinin ve geri dönüşü olmayan faaliyetlerin temiz hava ve su hakkını engellediğine dikkat çekti

Fotoğraf: Kaz Dağı Ekoloji Platformu
Türkiye’nin Akciğeri olarak bilinen Kaz Dağlarında, maden çıkarmak için ağaçların kesilmesine tepkiler sürüyor. En son Cengiz Holding tarafından Halilağa altın bakır madeni için bir milyon ağaç kesilirken Türk Toraks Derneği yaptığı açıklamada, Kaz Dağları’nın genelinde yapılan madenciliği ve etkilerini anlattı. Türk Tabipler Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği, TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nin yaptığı açıklamada, Kaz Dağları’nın önemi ve madencilik faaliyetlerinin yol açacağı zararlar anlatıldı,
“SULARIN ZEHİRLENMESİNE YOL AÇACAK”
Dağların ve dağlık yörelerin, çevrelerine göre daha nemli ve daha fazla yağış alma, bu nedenle de su toplama alanları olma özellikleri nedeniyle, biyolojik, tarımsal, arkeolojik, kültürel, turizm vb. zenginliklerin beslenme kaynakları olduğu vurgulanan açıklamada, “Biga Yarımadasının en yüksek kütlesi olan Kaz Dağı fauna ve flora açısından Türkiye’nin önemli doğa alanlarından biridir. Sahip olduğu coğrafi konum, Kaz Dağı’nı genel olarak zengin biyoçeşitlilik ve endemizm oranı açısından da Türkiye’nin en önemli dağlarından biri yapmaktadır. Doğal ortamın ve çevrenin kirlenmesine ya da aşırı kullanılmasına neden olan metalik madencilik gibi bir insan etkinliği, iklim krizini yaşadığımız, su kaynaklarının giderek azaldığı, uzun süreli kuraklıkların yaşandığı bu dönemde, Çanakkale kenti ve çevresinde suların kirlenmesine, zehirlenmeye ve ciddi su sıkıntısına neden olacaktır” uyarılarında bulunuldu.
“HALKIN TEMİZ HAVA HAKKI HİÇ SAYILIYOR”
Türkiye’nin birçok bölgesinde ve Kaz Dağları’nda çokuluslu şirketlerin ve yerli işbirlikçilerinin toplu ağaç kıyımlarının Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporu’nun tüm sonuç, bulgu ve önerileriyle zıt bir yerde durduğuna da vurgu yapılan açıklamada, “Anayasa’nın 169. Maddesi ‘bütün ormanların gözetimi devlete aittir’ demektedir. Hava kirliliği ve sera gazlarına karşı, karbondioksiti ve tozu absorbe ederek kirliliği ve sera etkisini azaltan, dünyaya nefes aldıran ormanlarımız böyle katledilmeye devam edilirse, Kaz Dağı-ülkemiz büyük yara alacaktır. Bu yapılan girişim, halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını, temiz hava soluma hakkını hiçe saymaktır” ifadelerine yer verildi.
Tarım Orman Genel Müdürlüğü’ne, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve yargıya seslenilen açıklamada, “Bu yıkıma dur deyin. İnsanlığın doğal ve kültürel evrensel değeri, efsanelerin kutsal dağı Kaz Dağı’nın yok edilmesine izin vermeyin. Kaz Dağı’nın üstü altından değerlidir” çağrısında bulunuldu. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et