Bir başın iki gözüyüz

Serbest Bölge’den bir işçi

Bizler işçiler olarak kendi sorunlarımızı biliyoruz ve üstesinden gelmenin yolunu da bulmalıyız. Ülke sorunlarını da bilmeli ve çözümler aramalıyız.
Bu ülkede yıllardan beri gündeme gelen birçok sorunumuz var. En önemlilerinden biri de Kürt meselesi. Geleceğimizi, bazı emperyalist güçler ülkenin içinde bulunduğu soruna karışmadan biz bize belirleyebiliriz. Türk halkı ve Kürt halkı geçmişte beraber birçok savaşa göğüs germiş ve bugünlere gelmiştir. Ve o zamanlar kardeşçe yaşamıştı. Şimdi bazı talepler doğmuş olabilir. Bunların da silahla olmayacağı ortaya çıkmıştır. Barış içerisinde halledileceği gerçeği görülmüştür. Bizler Türk-Kürt-Arap-Çerkes… Yani her milletten insanlar olarak bu savaş batağında yok olmak istemiyoruz. Yıllarca Kürt diye ötekileştirdiğimiz insanlarla beraber bir bütün içerisinde barışçıl yollarla hak kaybı yaşamadan Kürt realitesini de görmek zorundayız. Bugüne kadar ülkenin bütçesi bu soruna ayrıldı. En çok da biz işçilere yüklendi bunun faturası. Yani ezilen haklar olarak bu sorun her iki taraf içinde kanayan bir yaradır. Artık yeter demenin zamanıdır. Barış herkesi umutlandıracağı gibi çözümlerin de bir an önce hayata geçirilmesi gerekir.
İşçi arkadaşlarımızla zaman zaman Kürt sorununu da konuşuyoruz. Mutlak mutabakat şart diyoruz. Genel kanı bu yönde.
Bir başın iki gözü gibiyiz Kürt halkıyla, bunun biri gülerken bir diğeri ağlayamaz. Bazı milliyetçi işçi arkadaşlar soruna başlarken karşıların da bir halk olduğunu unutuyorlar. Oysa o insanlara bakarken kendinden yola çıksa o halkın neler çektiğini anlayabilir. Savaş dediğimiz şey, açlık, sefalet, yoksulluk olup bize geri dönüyor. Her kalkan F16 bize, elektrik, doğal gaz zammı olarak geri dönüyorsa bizim savaştan hiçbir yararımız yoktur.
Barış yok olursa, gelecek de yok olur. Bugünkü ortamı işçiler sahiplenmelidir. Her zaman ezildiğini gören işçiler ülkesi içinde ve sorunları görürken de kendine ne oluyorsa ondan yola çıkmalıdır. Yani ezildiği gerçeğini unutmadan, başkasının yararına emeğini kullanarak ücretle çalışana işçi deniyorsa ve işçi her zaman emeğinin karşılığını alamıyorsa; Kürt halkı da kendi gerçeğini anlatıyor ve hak talep ediyorsa bu işçiyle aynı noktaya varır. Yani mücadele edenler haklarını alabilirler. Kürt sorunu yok olduğu zaman sıra işçilerin mücadelesine daha etkin bir biçimde gelecektir. Artık ülke gündemi biz işçilerin sorunları ile daha çok konuşulacaktır.
Son olarak Kayseri’den tüm işçi kardeşlerimizi bu sorunu çözmek için birleşmeye ve mücadele etmeye davet ediyoruz.

*KAYSERİ