Hakkını arayan işçi istemiyorlar
"Hem hükümet tasarruf diyor hem metal patronları tasarruf diyor. Bizim tasarruf edecek gücümüz yok. Metal işçileri olarak biz zaten yeteri kadar tasarruf ediyoruz."
Arşiv fotoğraf: DHA
Beko işçisi
Eskişehir
Merhaba Evrensel okurları, ben Eskişehir’de eski adı Arçelik, yeni adı Beko olan fabrikada yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum. Yaz aylarından itibaren vardiyalar ikiye düşürüldü. Bu konularla ilgili bildirim toplantıları yaptılar. İşçilikten gelme vardiya yöneticileri vardı, bu uygulamaya son verip onlara da işçilik yaptırdılar ya da işten çıkardılar. Ofislerde mavi yaka olarak çalışan teknisyenleri de üretime dağıttılar. Tabii bu durum biz işçiler arasında tedirginlik yarattı ve yaratmaya devam ediyor. İşten çıkarılma korkusunu Beko işçisi artık ensesinde hissediyor. Koç Grubunun fabrikalarında küçülmeye gidildiğini, işçilerin işten çıkarıldıklarını duyuyoruz, biliyoruz. İnönü’deki Ford Otosan’da da yüzlerce işçi işten atıldı. Bu psikoloji ile çalışmak gerçekten zorlayıcı oluyor. Bir anda insan kaynaklarından çağrılıp işinize son verildi cümlesini duyabiliriz diye bir çekincemiz var.
Fabrikada tasarruf tedbirleri uygulanmaya başlandı. Yemekhanenin yemekleri her geçen gün daha da kötüleşiyor. Yemeklerin çeşitliliği de düştü. Yemeklerden memnun bir tane işçi bulamazsınız. Yemekhaneye hiç uğramayan işçi arkadaşlarımız var. Yemeklerini evden getiriyorlar. Bu yemekhane sorununun bir an evvel çözülmesi lazım. Sabah dağıtılan simidin de yılbaşından sonra dağıtılmayacağına dair bir duyum aldık. Dağıtılmaması son derece olası bir durum. Çünkü her yerden bir şeyleri kısmaya çalışıyorlar ve bu durumu da hissettiriyorlar. Beyaz yaka çalışan sayısını azaltıyorlar, yönetici falan fark etmiyor.
Tasarruf adı altında mavi yaka, beyaz yaka fark etmeksizin çok kısıtlamalar oluyor ve daha çok olacağını tahmin ediyorum. Yemeklerde, serviste, ikramlarda kısıtlamalar geliyor ve belli ki gelmeye devam edecek. Bizlerin sınırlı olan konfor alanları bile elimizden gidiyor. Elimizden gidenler için şikayetlerimiz var, başkaca taleplerimiz var. Ancak bu işsiz kalma korkusu içerisinde bizler de sesimizi çıkaramaz, itiraz edemez hale getiriliyoruz.
Birleşik Metal-İş’in yasaklanan grevleriyle ilgili de birkaç bir şey söylemek isterim. Ülkemizin ekonomi açısından daha iyi olduğu dönemlerde bile AKP iktidarı grevleri yasaklayan bir hükümetti. Ben bu grevlerin yasaklanması kararına şaşırmadım. Eğer grevler fiili şekilde sürerse OHAL bile ilan ederler. Çünkü ekonomi çok kötü ve işçiler geçinemiyor. Kötü örnek olur diye düşünür hükümet. Grev kararı alan ve haklarına sahip çıkan, çıkmaya çalışan tüm işçi kardeşlerime başarılar diliyorum ve dayanışma duygularımı Evrensel gazetesi aracılığı ile iletmek istiyorum. Umarım istediklerini alırlar. MESS ve hükümet ancak böyle geriletilebilir diye düşünüyorum.
Hem hükümet tasarruf diyor hem metal patronları tasarruf diyor. Bizim tasarruf edecek gücümüz yok. Metal işçileri olarak biz zaten yeteri kadar tasarruf ediyoruz, vergimizi veriyoruz. Ülkenin iyiliği için iktidarla MESS de biraz tasarrufu denesin.