Suriye’de Alevilere baskı artıyor, iktidarın politikası kaygıyı büyütüyor
Aleviler, cihatçı HTŞ'nin kontrolüne geçen Suriye'yi endişe ile takip ediyor. Alevi örgütleri tehditlerin arttığını belirterek "Selefi mezhepçilik etnik gruplar açısından tehlike arz ediyor" diyor.
Fotoğraf: İzettin Kasım/AA
Gözde TÜZER
ABD destekli cihatçı Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Suriye’yi ele geçirmesi ve eski adı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) olan Suriye Milli Ordusunun (SMO) Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği operasyonlar Aleviler tarafından endişeyle takip ediliyor. Hem Türkiye tarafında Hatay, Adana ve Mersin’de hem de Suriye tarafındaki sınır hattındaki köylerde yaşayan Arap Alevileri oldukça kaygılı.
Gazetemize konuşan Alevi örgütlerinin başkanları; Suriye’de Alevilere yönelik bireysel saldırılar yaşandığı, “Alevilere ölüm” diyen insanların sokaklarda gezdiği, gençlerin telefonlarına ya da araçlarına el konulduğu bilgisini paylaşarak, “Sosyal medya üzerinden Alevilere yönelik nefret söylemleri ve hakaretler, tehditler alabildiğine yoğunlaştı ve bunlara dair en küçük bir engelleme yok. Bütün bu tehditler bölgede bulunan Arap Alevlerini kaygılandırıyor” dedi.
Aleviler dış politikadaki selefi mezhepçiliğin bölgede yaşayan etnik gruplar açısından tehlike arz ettiğini belirterek Türkiye ve uluslararası kamuoyuna ortak sorumluluk alınması çağrısında bulundu.
"AİLELERİ HARİTANIN ÜZERİNDEKİ ÇİZGİLER AYIRIYOR"
Gazetemize konuşan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez; Suriye’de Arap Alevilerine karşı bireysel saldırılar yaşandığı, selefi ve cihatçıların sokaklarda “Alevilere ölüm” diyerek dolaştığı ve buna dair herhangi bir tedbir alınmadığı bilgisini paylaşarak “İnsanlar kaygılı. Çünkü biliyorlar, daha önce IŞİD ve IŞİD’vari selefi örgütlerin Alevilere karşı nasıl bir katliam yaptıklarına dair tecrübeleri var. O tecrübelerinden ötürü kaygılılar” dedi.
Hatay, Reyhanlı ve İskenderun gibi bölgeleri Suriye tarafıyla sadece “haritanın üzerindeki çizgilerin” ayırdığına dikkat çeken Geçmez “İnsanlar aynı kültüre bağlılar. Kiminin amcası, kiminin dayısı orada. Sınırın bu tarafında kalanlar, öbür taraftaki aileleri için kaygılılar, endişeyle bekliyorlar” ifadelerini kullandı.
MEZHEPÇİ DIŞ POLİTİKA
Suriye’deki gelişmeler sonrası selefi grupların kendilerinde cesaret bulduğunu ve Alevileri açık açık tehdit ettiğini aktaran Ercan Geçmez şöyle devam etti: “Türkiye’nin dış politikası mezhepçilik üzerine kurulu olduğu için Aleviler kaygılı. Oysaki ülkelerin dış politikası kendi içerisindeki çeşitliliği koruyabilecek politikalar olmalı. Bugün Suriye’deki topluluklara ‘azınlık’ diyorlar ama hiç de öyle değil. Suriye çok çeşitli inançta, dilde ve dinde insanları barındıran bir coğrafya. Siz bir kısmına Suriye’nin sahibiymiş gibi, diğer kısımlarına da azınlık gibi bakarsanız büyük bir yanılgı içerisinde olursunuz. Türkiye’nin bu dış politikası selefi siyaseti üzerinden yürüdüğü sürece kaygılar sürecek.”
"NEFRET SÖYLEMLERİ ARTTI"
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe; Arap Alevilerinin yoğun yaşadığı Antakya Samandağ, Tarsus, Adana ve Mersin’de yaşayanların Suriye tarafındaki akrabalarıyla görüştüğünü ve onlardan aldıkları bilgileri kendilerine ilettiklerini söyleyerek “Oralarda hâlâ bir insan avının olduğu iletildi. Alevi gençleri, köylerinin dışarı çıkarıp katlettiklerine dair haberler geldi. Oralarda ‘toplu katliam görüntüleri’ yok ve umarım da olmaz. Ama karşı duran gençler üzerinde ciddi bir baskı oluştu” bilgisini paylaştı.
Sosyal medya üzerinden Alevilere yönelik nefret söylemleri, hakaretler ve tehditlerin alabildiğine yoğunlaştığını ve bunlara dair en küçük bir engelleme olmadığını söyleyen Erçe “Bütün bu tehditler doğal olarak bölgede bulunan özellikle Arap Alevilerini kaygılandırıyor” dedi.
"HTŞ’NİN KATLİAM YAPMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK"
Cuma Erçe; Büyük Ortadoğu Projesi’nin en önemli ayaklarından birisinin Suriye olduğunu hatırlatarak “13 yıldır süren iç savaşta Suriye’de yaşayan Türkmen Aleviler, Arap Aleviler, Kürtler, Êzidîler, Süryaniler, Hristiyanlar, Dürziler gibi gruplar bu şeriatçı selefi grupların hedefinde oldular ve dünyanın gözü önünde hareket başladığından bu yana binlerce, yüz binlerce insan katledildi” dedi. Bu görüntülerin dünyayla paylaşıldığını ve “sözde demokrat, demokrasi havarisi kesilen ülkeler”in bunlara en küçük bir ses çıkarmadığı gibi selefi grupları silahlandırdığını ve eğit donat projeleri geliştirdiğini söyledi. Erçe “IŞİD katillerini, yaralılarını burada tedavi ettiler, beslediler, silahlandırdılar. Şimdi böyle bir hareketin devamı olan HTŞ ve benzeri selefi şeriatçı grupların bugün Suriye’de benzeri katliamlar yapmayacağının garantisi yok” ifadelerini kullandı.
Dünya çapındaki insan hakları örgütlerinin, tutarlı raporlar sunmadığını ancak alınan bilgilere göre “Ciddi bir kaygı, ciddi bir panik, ciddi bir korku ve endişe hakim” olduğunu söyleyen Erçe “Selefi grupların geriye dönüp hemen sınırdaki bizim Alevi Arapların yoğun yaşadığı yerlere saldırmamasının garantisi yok. Bu kaygı çok derin” ifadelerini kullandı.
Alevi örgütleri yarın saat 12.00’de Adana’da bir açıklama yapacaklarını, 22 Aralık Pazar günü de Antakya Samandağ’da Alevi örgütleri olarak bir miting gerçekleştireceklerini aktardı.
"RAS EŞ ŞAMRA’DA 2 GENÇ KATLEDİLDİ"
Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Ali Yeral ise HTŞ’nin, kendilerine ulaşan yüzlerce vakası olduğunu söyleyerek “Telefon alma, araba alma gibi olaylar yaşandı. 4 gün önce iki tane genci Alevi oldukları için bir sahil kenti olan Ras eş-Şamra köyünde, ‘Nesiniz siz, Alevi misiniz, Sünni misiniz?’ diyerek köyün 300 metre ilerisinde kestiler. İki üç tane ziyaretimizi, türbemizi yağmaladılar” dedi.
Yeral bölgede bölünmüş aileler olduğunu hatırlatarak “Arap Alevilerinin, Sünnilerin, Hristiyan, Ermeni, Türkmen ve Kürt kardeşlerimizin bölünmüş özbeöz yakın akrabaları vardır. Yeğenler burada dayılar orada, kuzenler burada amcalar orada gibi… Şu an bu ailelerimizde büyük bir korku ve büyük bir tedirginlik var” dedi.
"AKRABALARIMIZ İÇİN KORKU KAYNAĞI"
“IŞİD ve El Kaide ruhlu Alevi düşmanı bir terör örgütünün (Ki şu an Türkiye Cumhuriyeti devleti bizzat cumhurbaşkanının imzasıyla HTŞ’yi terör örgütü olarak kabul etmekte), tehditleri, ‘Sizi asacağız’, ‘Keseceğiz’, ‘Bu kadar intikam alacağız’, ‘Bu kadar yıl başta kaldınız’ gibi söylemleri, oradaki akrabalarımız için korku kaynağı” diyen Ali Yeral şöyle devam etti:
“Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden beklentimiz; madem ki kendileri bu örgütleri beslediler, silahlandırdılar, destek verdiler, Suriye’ye girdirdiler. Oradaki Alevi, Sünni ve bütün azınlıkların güvenliğini sağlaması, inisiyatif alması ne Hristiyan’ı ne Ermeni’si ne Kürt’ü ne Türkmen’i ne de Arap Alevisi ileriye dönük canına, malına, karnına, namusuna kaygı duymalıdır diye temenni ediyoruz.”
“Önemli olan bu toprakların, emperyalist siyonistlere gitmemesidir” diyen Ali Yeral “Keşke bunları Suriye’yi, Lübnan’ı, Filistin’i işgal eden siyonist İsrail’e karşı salsalardı” ifadelerini kullandı.