Üniversite öğrencileri: Cihatçılardan destek çekilmeli
Ankara’da konuştuğumuz üniversite öğrencileri; cihatçılardan desteğin çekilmesini isteyerek, Suriye’nin geleceğine Suriye halklarının karar vermesi gerektiğini söyledi.
İrem TAÇYILDIZ
Ankara
Esad rejiminin devrilmesi sonrası Suriye’de yaşanan tartışmalar, üniversite öğrencilerinin de gündemi. Heyet Tahrir Şam ve (HTŞ) diğer cihatçı örgütlere desteğin çekilmesini isteyen öğrenciler, Türkiye’nin izlediği politikaya da tepki gösteriyor. Operasyonlar için ileri sürülen “sınır güvenliği” bahanelerini gerçekçi bulmayan öğrenciler, Suriye’nin geleceğine Suriye’deki halkların karar vermesi gerektiğini dile getiriyor.
İSRAİL İLE ÖRTÜŞEN ADIMLAR…
Ankara Üniversitesi Hazırlık Sınıfı öğrencisi Suriye’de Türkiye’nin müdahalelerinin ABD ve İsrail’in çıkarlarını beslediğini ve ezilen halkların daha çok ezilip, emperyalistlerin gücüne güç kattığını söyledi. “Bunun ise en büyük göstergesi İsrail’in çıkarları ile örtüşen adımlar atılmasıdır” diyen öğrenci, “sınır güvenliği” gibi gerekçelerin gerçekçi olmadığını anlattı. Öğrenci “Türkiye’nin Suriye kolu olan ve yandaş basına ‘muhalifler’ olarak yansıtılan Suriye Milli Ordusu (SMO) ve HTŞ ile bağların koparılması; Türkiye’nin bir an önce sınır ötesinde silahı bırakıp Suriye içindeki demokratik güçlerle halkın kendi kaderini tayin etmesi için ortak hamlelerde bulunmalı” dedi.
DAHA GÜVENLİ BİR YAŞAM…
Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi 1. sınıf öğrencisi; Türkiye’deki Suriyelilerin ırkçı yıllardır saldırılara uğradığını ve zor şartlarda yaşadıklarını söyleyerek “Ülkesine dönmek isteyen insanların göç aşamasında güvenli bir şekilde geçişi haricinde, bizim Suriye’de operasyonlar gerçekleştirmemiz çok sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir. Benim en fazla isteyebileceğim azınlıkların haklarının suistimal edilmeden daha güvenli yaşamaları olur; ki bu da çok zor görünüyor” dedi.
Hacettepe öğrencisi şu aşamada devletin “sınır güvenliği”ni operasyonlara gerekçe yapmasına iktidarın bile inanmadığını aktararak; ana muhalefet partisinin açıklamalarını da “facia” olarak tanımladı. Hacettepe öğrencisi hükümet politikalarına karşı geliştirilecek yolun “biraz medyadan biraz da eylemlerden geçtiğini” düşünüyor.
‘AFGANİSTAN SENDROMUNA GİRMEYECEĞİNİN KANITI YOK’
Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi öğrencisi ise Türkiye’nin aktif olarak istikrarsız olan bir bölgede yaptığı operasyonları doğru bulmadığını, bugün Suriye’de ortaya çıkan durumun başta İsrail olmak üzere Avrupalı ve Ortadoğulu devletlerin izlediği politikaların sonucu olduğunu söyledi. Türkiye’nin “sınır güvenliği” diyerek operasyonları meşrulaştırmasını gerçekçi bulmadığını aktaran Bilkent öğrencisi “Bu cihatçı grupların ikinci bir Afganistan sendromuna girmeyeceğini hiçbir kanıtı yok” dedi.
‘HALKLARIN BARIŞ İÇİNDE YAŞAMASI AMAÇLANMALI’
ODTÜ’den İnşaat Mühendisliği öğrencisi; Suriye’deki iç savaşın nedeninin Beşar Esad’ın diktatörlükleri ve halk sefalet içerisindeyken kendisinin lüks bir yaşantı sürmesi olduğu görüşünde. Mühendislik öğrencisi “Türkiye’nin sınır güvenliğini düşünmesi normal. Fakat cihatçı terör örgütleri eliyle kendisini güvence altına almak istemesiyle dış politikada taraflar ile ters düşürebilir” dedi.
Mühendislik öğrencisi “Diğer bir yandan da Kürt sorununu da kullanıyor ancak bu sorunun çözümü demokratik yolla masada yapılmalıdır” diyerek Suriye halklarının güven ve barış içinde yaşamasının amaçlanması gerektiğini söyledi.
ODTÜ Fizik öğrencisi; iktidar partilerinin “neoosmanlıcılık hayalleri” ile birlikte Suriye’deki karışıklığa kendini attığını söyledi. Öğrenci “Gözünü açmış ve başkalarını da uyandırmaya çalışan insanları susturmaya çalışması ne kadar devlet için var olan bir normalse, bunu sürdürmekte ve bildiklerini haykırmaya devam edecek insanlar için normal olan öbür türlüsü olacaktır muhakkak” dedi.