Gerilimin en saf hali: ‘Kötü Yorum’
Çok az sayıda karakter, çok az sayıda mekan ve belli bir bölüme kadar çok az sayıda ‘hareket’ olmasına rağmen Taylor Adams gerçekten usta işi bir kurguyla kitaptan sıkılmamızı engelliyor.
"Kötü Yorum" kitabının kapağı
Alper KAYA
Taylor Adams’ın 2023 yılında yayımlanan “The Last Word” kitabının Türkçe çevirisi, geçen ay “Kötü Yorum” ismiyle NOX etiketiyle okurlarla buluştu. Kitabın arka kapak metni, gerilim türüne meraklı okurları anında harekete geçirecek kadar başarılıydı. Doğrusu ben de hem kapağına hem de arka kapak metnine vurulup, kitabı çıkar çıkmaz edinmiştim… Geçen hafta ise raftan elime aldım ve inanması güç ama 400’e yakın sayfası olan bu nispeten hacimli kitabı bir günde bitirdim.
Peki okurken neler hissettim? Bunlara değinmeden önce arka kapak metnine birlikte göz atalım:
“Hayatın gerçeklerine daha fazla dayanamayan Emma Carpenter, evinden ayrılmış ve golden retriever cinsi köpeği Laika’yla beraber ücra bir kasabadaki eski bir sahil evine göz kulak olmaya başlamıştı. Artık esrarengiz komşusu Deek’le Adam Asmaca oynamak dışında kimseyle iletişim kurmuyordu.
Günlerini ucuz romanlar okuyarak geçiriyordu ama ‘Cinayet Dağı’ açık ara en kötüsüydü. Emma, klişelerle dolu bu kitaba acımasız bir yorum yapmadan edemedi. Kitabın Yazarı H. G. Kane’in bu kadar alınacağıysa aklının ucundan bile geçmezdi.
Yorumunun paylaşılmasından kısa bir süre sonra evinde meydana gelen olaylar onu iyiden iyiye tedirgin etmeye başladı. Uyurken bir silüet onu izliyor, birileri köpeğiyle uğraşıyor ve tek başına çıktığı yürüyüşlerde ikinci bir ayak iziyle karşılaşıyordu. Tüm bunlar internet üzerinde yapılan sıradan bir tartışma yüzünden yaşanıyor olamazdı, değil mi?”
GERİLİM YAZMAYI ÖĞRENMEK İSTEYENLERE…
Her şeyden önce, daha ilk satırlarından itibaren okurları içine çeken bir romanla karşı karşıyayız. Üstelik çok az sayıda karakter, çok az sayıda mekan ve belli bir bölüme kadar çok az sayıda ‘hareket’ olmasına rağmen Taylor Adams gerçekten usta işi bir kurguyla kitaptan sıkılmamızı engelliyor.
Bunun için öncelikle, ana karakterimiz Emma Carpenter’ı bize bir çırpıda sunmuyor. Biz Emma ile hikaye ilerledikçe tanışıyoruz. Aralara serpiştirdiği cümleleriyle bize Emma’yı katmanlı bir yapı hâlinde takdim ediyor. Bu da işlerin çığırından çıkmaya başladığı sahnelerde Emma’nın neler yapabileceğine dair bizim tam anlamıyla bir fikir sahibi olamamamızı, dolayısıyla da merakımızın diri kalmasını sağlıyor.
Bununla birlikte diğer karakterlerde de aynı ketumluk söz konusu. Bu da işin doğrusu gerilimin ve gelecek ters köşelerin dozlarını fazlasıyla artırmaya yönelik yapılmış, başarılı bir yazarlık örneği olarak kayıtlara geçiyor. Neredeyse kitabın son sayfasında bile bazı karakterlere dair yeni bilgiler öğrenebiliyoruz ve Taylor Adams bunu zorlama bir tavırla, sadece okuru kandırmak için yapmıyor. Hikayenin ihtiyacı neyse, o ihtiyaç doğrultusunda ilerliyor ve okurun da aradığını bulmasını sağlıyor: Gerilimin en saf halini.
Tabii, tek başarısı bu değil. Hikayenin ana mekanı olan Emma’nın göz kulak olmak için kaldığı sahil evi de adeta bir karakter gibi olay örgüsüne ortak eden Taylor Adams’ın bu tercihi tesadüfi değil elbette… Eve dışarıdan gelen bir tehdit sonrasında göz kulak olduğu bu binayı tanımak zorunda kalan Emma ile birlikte biz okurların da keşif yapmasını istiyor. Biraz cüretkar ve bir o kadar da riskli bir tavır elbette ama Adams bu riski başarıyla üstlenmiş.
Ancak asıl başarılarından biri de alt metinlerde gizli. Karşılıklı olarak teleskopla birbirini gözetleyen ve Adam Asmaca oynayan iki komşu, bu komşulardan birini gözlemleyen ve harekete geçmek için an kollayan bir tehdit unsuru, evi sürekli kameralardan gözeten ev sahibi… Hikayedeki herkes belli ölçüde dikizci ve bu dikizcilik temasının birkaç koldan ilerletilmesi hikayenin durağanlığını fazlasıyla üstünden atmasını sağlıyor. Üstelik okuru da bir dikizci olarak bu anlatıya dahil etmesi de takdire şayan doğrusu.
KİTAP İÇİNDE KİTAP
Bir yazar, bir okur ve bir okur yorumu söz konusu olur da yeni bir kitaptan söz edilmez mi hiç? “Kötü Yorum”, sayfalarını çevirecek okurlara bir de yeni bir kitabı bahşediyor. Yani aslında kitap-içinde-kitap durumu söz konusu. Bütün bunlar, Taylor Adams’ın gerilim dozunu kararında yükseltmesini ve (sıkı durun) finale gelene dek okuyuculara en az dört farklı sürpriz yapmasını sağlıyor.
En nihayetinde, kitap bitip de kapağını kapattığınızda aklınızda şu düşünce belirecek:
“Keşke gerilim türünde yazmak isteyen herkes bu kitabı bir ders kitabı gibi okusa da bizler kötü yazılmış gerilim kitapları okumaktan kurtulsak.”
TAYLOR ADAMS KİMDİR?
Taylor Adams, “No Exit” ve “Hairpin Bridge” de dahil olmak üzere pek çok gerilim romanlarında imzası olan bir yazar. “No Exit” (Çıkış Yok) ise 32 dilde yayımlandı ve 2022 yılında Hulu platformu için filme uyarlandı. Adams halen Washington’da yaşıyor.
“Kötü Yorum”, toplam beş romanı olan yazarın dilimize çevrilen üçüncü kitabı.