21 Aralık 2024 04:45

8 senedir yaz saati uygulamasında ısrar ediliyor: Elektrik dağıtım şirketlerine kaynak aktarılıyor

Türkiye'de ısrar edilen yaz saati uygulaması sonucu milyonlarca çocuk, kadın, işçi ve emekçi karanlıkta evden çıkıp karanlıkta eve geliyorken, enerji şirketleri kârlarına kâr katmaya devam ediyor.

Fotoğraf: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Paylaş

Hasan Can BİLİCİ
Şeyma AKCAN

21 Aralık kış gün dönümü, güneş ışınlarının Oğlak Dönencesi’ne dik geldiği an. 21 Aralık’tan sonra kuzey yarım kürede günler uzamaya, güney yarım kürede ise kısalmaya başlıyor. 21 Aralık’ta güney yarım kürede en uzun gündüz yaşanırken kuzey yarım kürede ise en uzun gece yaşanıyor. Türkiye’de de bugün en uzun gece yaşandı.

Türkiye’de çocuklar, kadınlar, işçi ve emekçiler uzun yıllardır sabah karanlıkta evden çıkıp akşam karanlıkta eve geliyor, her gün en uzun geceleri yaşamak zorunda kalıyor. Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde, 7 Eylül 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanarak uygulanmaya başlayan kalıcı yaz saati uygulaması sekiz senesini doldurdu.

21 Aralık 2024’te Iğdır’da gün 07.22’de doğuyor. Aynı tarihte Edirne’de saat 08.38’te güneş doğuyor. Aynı gün, yoğun İstanbul trafiğinde saat 08.00’de başlayan mesaisine yetişmek için saat 06.00’da uyanıp evinden çıkan bir yurttaş, güneşin doğuşuna şahit olamıyor. Çocuklar okula karanlıkta gidiyor, kadınlar sabah işe giderken karanlık sokaklarda taciz ve saldırı endişesiyle yürüyor.

ELEKTRİK TÜKETİMİNİ ARTIRIYOR

Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kalıcı yaz saati uygulamasıyla birlikte enerjide büyük tasarruf sağlanacağını öne sürmüştü. Ancak Elektrik Mühendisleri Odasının (EMO) bir araştırmasına göre tam tersine elektrik tüketimi artıyor.

Kasım 2015-Mart 2016 döneminde Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi 111.9 milyar kilovat hesaplanırken uygulamasının ilk senesi olan kasım 2016-mart 2017 döneminde 119 milyar kilovat elektrik tüketildi. Böylece kalıcı yaz saati uygulamasıyla birlikte elektrik tüketimi uygulamanın ilk senesinde yüzde 6.3 arttı. Bunun faturaya yansıması ise dönemin fiyatlandırmasıyla ilave 3 milyar TL oldu.

Tüm bu hesaptan ise elektrik üretimini ve dağıtımını sağlayanlar kârlı çıktı. 2013 itibarıyla TEDAŞ’a ait tüm dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesiyle faaliyet göstermeye başlayan 21 şirket kârına kâr kattı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK), “Astronomik düzeyde kâr elde etmiyorlar” diyerek elektrik dağıtım şirketlerinin fahiş kârlarını reddetse de 2022’de 4 şirketin 16 milyar 444 milyon 208 bin TL kâr elde ettiği ortaya çıktı. Toroslar EDAŞ 6 milyar 33 milyon 915 bin TL, Başkent EDAŞ 5 milyar 919 milyon TL, AYEDAŞ 2 milyar 528 milyon 278 bin TL, SEDAŞ 1 milyar 962 milyon 66 bin TL kâr elde etti.

KİMSE YAZ SAATİNİ KALICILAŞTIRMIYOR

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, kalıcı yaz saati uygulamasını Evrensel’e değerlendirdi. Sabit saat uygulamasını yapan ülkelerden hiçbirinin yaz saatini kalıcı hale getirmediğini hatırlatan Ulutaş, “Onlarda yapılan uygulama kış saatinin sabitlenmesi şeklinde olmuştur. Bu nedenle sabit saat uygulamasının ilkece bir yanlışı olmamakla beraber, ülkenin nüfus ve sanayi yoğunluğuna göre doğru bir saat diliminin seçilmesi gerekmektedir. Kanımızca doğru olan, şu an geçerli olan ve ülkenin en doğusunun doğal saat dilimi olan GMT+3 yerine, ülke nüfusunun yoğunluğuna göre GMT+2 saat diliminin ya da ülkenin coğrafi ortasına denk gelen GMT+2.5 saat diliminin seçilmesidir” dedi.

Bu uygulamanın Enerji Bakanlığının 2016 yılından bu yana kamuoyuna açıklamadığı bir rapora dayandığını vurgulayan Ulutaş, “Bizim ilk uygulama yılına dair bir önceki yılla mukayeseli çalışmamız sonucunda bulguladığımız enerji tüketim artışının nedeninin yanlış saat dilimi seçilmiş olmasının tüketim üzerinde yarattığı olumsuz etki olduğu görülmektedir. Bu artış da halkın cebinden enerji dağıtım şirketlerinin kasasına bir kaynak aktarımı anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.

İŞ KAZALARINDA ARTIŞA NEDEN OLUYOR

Kalıcı yaz saati uygulamasını işçi sağlığı açısından Evrensel’e değerlendiren İş Güvenliği Uzmanı Deniz İpek, “İşçiler özellikle ülkenin batısında, nüfusun yoğun olduğu bölgede karanlıkta güne başlamış oluyor. Özellikle öğrencilerin de güne güneş doğmadan başlamaları tartışılıyor” dedi. Kış saati uygulamasına geçilmemesinin depresyon, dikkat dağınıklığı ve metabolik sorunlar başta olmak üzere pek çok hastalığa neden olduğunu söyleyen İpek, “Bunun yanı sıra emekçi kadınların karanlık sokaklarda taciz ve saldırı endişesiyle işlerine gitmelerine, iş yerlerinde ise iş kazalarının artışına neden oluyor” ifadelerini kullandı.

Gece çalışmanın işçi sağlığı açısından olumlu olmadığını ifade eden İpek, “Üretim sistemlerinin kapitalist gelişimi, üretimi 24 saat sürdürülebilir bir etkinliğe dönüştürmüştür. Dolayısıyla da 24 saat işleyebilecek üretim olanaklarına sahip işverenle; fiziki, sosyal olarak ancak belirli bir dönem çalışma olanağı bulan işçinin çıkarları bu alanda da karşı karşıya geliyor. Gece çalışmak, sağlığa normal çalışmadan daha da zararlıdır. Çalışma sürelerini sınırlandıran yasal hükümlerin delinip esnetilmesi, çalışma sürelerinde esneklik isteminin yasallaşması hepsinden daha fazla zararlı olmuştur” dedi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

"Uzun zamandır gündüz olmuyor ya da ben görmüyorum"

SONRAKİ HABER

SES: Doktora işkence yapan polisler soruşturulsun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa