Türk-İş’in asgari ücret talebine tepki gösteren işçiler: Sendikacılar maaşlarını açıklasın

Andaç Aydın ARIDURU
İstanbul

Asgari Ücret Tespit Komisyonunun üçüncü toplantısından sonra asgari ücret talebini açıklayan Türk-İş’in dile getirdiği rakam 29 bin 583 lira oldu. Türk-İş’in kendi açıkladığı 66 bin 976 liralık yoksulluk sınırının yarısını bile bulmayan bir rakam açıklamasına tepki gösteren işçiler “Bunu isteyen gelip kendileri geçinsin. Aldıkları maaşları açıklasınlar” dedi.

Patronlar ve iktidar uzun zamandır orta vadeli programın hedefleri doğrultusunda asgari ücrette yüzde 25 ila 35 arasında bir zam oranını dillendirirken Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına işçiler adına katılan Türk-İş ise uzun bir zaman sessiz kaldı. Türk-İş’in önceki gün açıkladığı talebi ise 29 bin 583 TL oldu. Bu talep, Türk-İş’in açıkladığı, iki kişilik bir ailenin minimum gıda ihtiyaçları için gereken gelir seviyesini ifade eden açlık sınırı olan 20 bin 562 TL’nin 9 bin 21 TL üzerindeyken yine Türk-İş’in açıkladığı 4 kişilik ailenin temel ihtiyaçları için asgari düzeyde yapılması gereken harcamalar için gereken gelir seviyesini ifade eden, kasım ayı itibarıyla 66 bin 976 bin liranın yarısını bile bulmuyor. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezine (BİSAM) göre ise Türkiye’de yoksulluk sınırı 72 bin 524 TL.

TULUM GİYMEYİ BIRAKALI KAÇ YIL OLMUŞ!

T. Harb-İş’in örgütlü olduğu İstanbul Tersane Komutanlığında çalışan bir savunma sanayisi işçisinin Türk-İş’in talebine ilk yorumu, “Teklif edilen rakam hangi ihtiyaç, nasıl geçim şartları için hesaplandı acaba?​” şeklinde oluyor. Bugünkü asgari ücretle İstanbul’un en ücra köşelerinde bile ev kirası ödemenin çok zor olduğunu dile getiren işçi, “Geride daha gıda, yakacak, ulaşım var. Asgari ücrete yapılacak zamda ben bunları düşünüyorsam o kadar uzman, danışman, başkanın olduğu Türk-İş neleri düşünüyor acaba?​” diyor.

Türk-İş’in talebinin milyonlarca insana açlığı reva görmek anlamına geldiğini belirten işçi şunları söylüyor: “Konfederasyon başkanları tulumu üzerinden çıkarıp çekici elinden attıktan sonra kaç yıl geçmiş! DİSK, Hak-İş ve Türk-İş için de aynı durum var. Takım elbiselerden, koltuklardan, makam arabalarından işçinin halini nasıl göreceksin? Konfederasyon ve sendika başkanları, temsilciler, danışmanlar, yüzlerce bin TL maaş alıyor. O da net açıklanmıyor. Açıklansın da bir bakalım açlık, yoksulluk sınırı onlar için de var mı? Kendilerine yüzde 20 yapıldığında onlara on binlerce lira yansıyor, bana ise 6 bin TL.”

"BİZİMLE AYNI ŞARTLARDA YAŞAMIYORLAR"

Genel-İş üyesi bir belediye işçisi talep edilen zammın bugün bile yetersiz olduğunu ifade ediyor. “İstanbul’da 29 bin TL’ye gerçekten yaşanabilir kiralık bir ev bulsunlar hemen çıkalım” diyen işçi şöyle devam ediyor: “Asgari ücret görüşmeleri sendikacıların, işçilerin ve emekçilerin yaşam koşullarından kopukluğunu gösteriyor. İş yerimden Genel-İş’e giden aidat kişi başı en az 1500 TL. Sendikacıların maaşları hem bilinmiyor hem de dedikodu şeklinde 100-150 bin TL’ler konuşuluyor. Grev fonunu sorduğumuzda ise sendikacılar ‘Grev fonu yok’ diyor. Bizimle aynı şartlarda yaşamıyorlar ki taleplerimiz de aynı olsun. Sendikacıların değil, işçilerin örgütlü olduğu bir sendika yapılanmasına ihtiyacımız var diye düşünüyorum.”

Bir kamu işçisi de “Türk-İş tarafından talep edilen miktar brüt olabilir. 24-25 bin liraya imza atıp ‘Biz brüt açıklamıştık’ deyip zeytinyağı gibi üste çıkmasınlar, taleplerinin arkasında dursunlar bari” diyor.

"BU ÜCRETLERLE ONLAR GEÇİNSİN"

Özçelik-İş üyesi bir işçi de “Gerçekten milyonlarca insanın yaşamasını bekledikleri ücrete bakın. ‘İşçinin insanca, onurlu yaşaması’ diye ortak açıklama yaptı üç konfederasyon. Onlara göre bu yetiyorsa sayın başkanlarımız 30 bin TL’nin üstünü almasınlar, onurlu yaşasınlar” diyor. Kendi ücretinin açıklanan talebin 5 bin lira üzerinde olduğunu söyleyen işçi, “Metal sözleşmesi geldiğinde bu oranlarda zam yapılacaksa şimdiden enflasyonun altında kaldık demek. Bu sendikacılar kendi ücretlerini bir söylese de TİS taslağını ona göre hazırlasalar” diyor.

Kayseri’den bir işçi de teklifin yoksulluk sınırının yarısı dahi etmediğini hatırlatıyor. İşçi şunları söylüyor: “Asgari ücrette 29 bin 500 teklif eden Türk-İş yöneticileri çıkıp basına, ‘Bizim üyelerimiz aslında asgari ücretten fazla kazanıyor’ diyor. Yani, ‘Ben işçilerin taleplerini değil, hükümet ve sermayenin taleplerini savunuyorum’ diyor. Sendikacılar teklif ettikleri asgari ücretle yaşasınlar da görelim. Şimdi ne kadar aldıklarını bilen var mı? Bu sendikal bürokrasiyi gönderecek, bizim taleplerimizi yükseltecek bir mücadeleye ihtiyacımız var. Sendikalardaki düzeni değiştirmek için mücadele etmeye, birleşmeye ve daha örgütlü gelmemiz gerekiyor.”