Maden mühendislerinden yürüyüş: 'Günah keçisi değiliz'
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak'ta "Maden mühendisleri günah keçisi değildir" diyerek yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi.
Fotoğraf: Maden Mühendisleri Odası
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Zonguldak'ta Madenci Anıtı'nda basın açıklaması düzenleyip "Maden mühendisleri günah keçisi değildir" pankartıyla Gazipaşa Caddesi’nde yürüyüş gerçekleştirdi.
Madenlerdeki iş cinayetlerinin sorumluluğunun devlet ve patronlara değil maden mühendislerine yüklenmesine itiraz edilen açıklama ve yürüyüşte, "Gerçek suçlular göz ardı edilerek günah keçisi ilan edilen maden mühendislerinin toplumun önüne atılarak suçlanması, yeni acıların önüne geçmeyecektir" denildi.
"ÖLEN BİZİZ, YARGILANAN BİZİZ, TUTUKLANAN BİZİZ"
Madenci Anıtı önündeki basın açıklamasında konuşan Zonguldak Maden Mühendisleri Odası Başkanı Erdoğan Kaymakçı, madencilikteki risklerin ortadan kaldırılmasının öncelikle devlet kurumlarının ve patronların görevi olduğunu hatırlattı. "Denetimle görevli devletin sorumluğu en üst düzeydedir" dedi. Mevzuata dikkat çeken Kaymakçı, "İşveren; mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmalıdır" diye konuştu.
Hal böyleyken madencilik sektöründe yaşanan iş cinayetlerinde sorumluluğun sadece mühendislerine yüklenmeye çalışıldığını vurgulayan Kaymakçı, "Üyelerimiz hem de kelepçeli olarak gözaltına alınıp tutuklanarak itibarları zedelenmektedir. Mühendislik hizmeti ile sorumlu meslektaşlarımızın işveren olarak değerlendirilmeleri asla kabul edilemez. Ölen biziz, yargılanan biziz, tutuklanan biziz" ifadelerini kullandı.
"GERÇEK SORUMLULAR PATRONLAR VE SİYASİLER"
Madencilik sektöründe yaşanan sorunların herkes tarafından bilindiğini ve Maden Mühendisleri Odası dahil tüm kuruluşların önlem alınması gerektiğini söylediğini hatırlatan Kaymakçı, "Yıllardır hiçbir eylemde bulunmayan siyasi iktidarlar, bugün tüm sorumluluğu yine maden mühendislerinin üzerine yıkmaya çalışıyor" dedi.
Erdoğan Kaymakçı, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
"Bizler yaşanan iş kazalarının pek çok nedeni olmakla birlikte asıl nedeninin sektörde uygulanan sistemsel sorunlar olduğunu biliyoruz. Bu nedenle gerçek sorumluların gizlenerek, kusurların meslektaşlarımızın üzerine yıkılma çabalarına itiraz ediyoruz. Bizler, yaşamayı ve yaşatmayı öncelik bildiğimizi, gerekli teknik bilgi birikimi ile sorumluluk sahibi olduğumuzu tüm kamuoyuna bir kez daha yüksek sesle duyuruyor, ancak her kaza sonrasında işveren yerine de günah keçisi ilan edilen maden mühendisleri olmak istemiyoruz. Bizler, yaşanan ve yaşanacak ölümlerin sorumlusu olmadığımızı, gerçek sorumluların mevzuatın ve bilimin gerektirdiği önlemleri almayan işverenler ile madencilik bilim ve tekniğinin gereklerini mevzuatsal yaşama geçiremeyen siyasiler ve seçilmişler olduğunu tekrar ifade ediyoruz."
ÖNERİLER
Kaymakçı, önerilerini ise şöyle sıraladı:
- "6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu başta olmak üzere çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler sendikaların, meslek odalarının ve üniversitelerin de yer aldığı emek eksenli katılımcı anlayışla yeniden ele alınmalı ve düzenlenmelidir.
- Kamu yararını önceliğine alan ulusal madencilik politikası oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir.
- Riskli ve tehlikeli bir sektör olan madencilik bilgi birikimi ve deneyim gerektirmesi nedeniyle sektörde özelleştirmelere son verilmelidir.
- Sektörde ekonomik nedenlerle yapılan taşeronluk yasaklanmalıdır.
- Meslek odalarının, sendikaların, üniversitelerin, sektörün ve devletin ortak olarak temsil edildiği, bilimin ve insan yaşamının olmazsa olmazı olduğu çalışmaların yapılacağı 'Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu' kurulmalıdır. Bu kurum tarafından yapılacak çalışmalar her türlü siyasi baskıdan arındırılarak bilimin ve tekniğin ışığında yürütülmelidir.
- İş yerlerine işçi sağlığı güvenliği hizmetleri 'piyasa koşullarında' verilmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasında kamu hizmeti, kamu denetimi anlayışı hâkim olmalıdır. Halen uygulanmakta olan OSGB anlayışına son verilmelidir.
- Denetimlerde tespit edilen eksiklikler için cezalar caydırıcı nitelikte olmalıdır.
- İş yerlerinde işçi sağlığı güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünün işveren yükümlülüğü olduğu gerçeğinden hareketle kazalar sonucu uygulanacak cezalar en azından olası kasıt hükümleri çerçevesinde olmalıdır."
(İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)