İstanbul Barosu'na ‘Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’ soruşturması
İstanbul Barosu hakkında Kuzey ve Doğu Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin ile ilgili yapılan paylaşım nedeniyle soruşturma başlatıldı.
İstanbul Barosu logosu
İstanbul Barosu hakkında Kuzey ve Doğu Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’ne ilişkin yaptığı paylaşım nedeniyle soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında başlatılan soruşturmaya gerekçe olarak “Örgüt propagandası yapmak" ile "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" gösterildi.
Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada; "PKK örgütü mensupları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i övücü nitelikteki sözler ile ayrıca sözde gazetecilik faaliyetleri ve gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri, devletimizin sözde savaş suçu işlediği şeklinde yanıltıcı bilginin yayılması şeklindeki tespitler nedeniyle İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca ‘örgütü propagandası yapmak ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' suçlarından resen soruşturma başlatılmıştır" denildi.
İZMİR BAROSU: İSTANBUL BAROSU YALNIZ DEĞİLDİR!
Soruşturma üzerine İzmir Barosu, "İstanbul Barosu yalnız değildir" başlığı ile bir açıklama yayımladı. Açıklamada "İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu hakkında terör örgütü propagandası yapmak ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçlarından soruşturma başlatılması hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ifade özgürlüğünün açık ihlalidir. Hukuku baskı ve sindirme aracı olarak kullananlar, farklı düşüncesi ve sözü olan kurumları ve kişileri terör suçlamalarıyla susturmaya, sindirmeye çalışmakta, bu yolda kendilerine her gün yeni bir hedef aramaktadırlar. Bu yöntemler baskı ve zor kullanmadan yönetme kabiliyetini yitirmiş despot bir yönetimin iktidarını koruma çaresizliğinin göstergesi olarak değerlendirilmelidir. İstanbul Barosu Avukatlık Kanunu’nun kendisine verdiği sorumluluk ve yetki ile demokratik hakkını kullanarak görevini yapmıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullananlara karşı suç duyuruları ve soruşturmalar yoluyla uygulanan baskıları kabul etmediğimizi bir kez daha yineleyerek söz konusu İstanbul Barosu açıklamasını İzmir Barosu olarak imzalıyoruz. Eğer uluslararası hukuk ve Avukatlık Kanunu kapsamında görev yapmak suçsa bizi de yargılayın! İstanbul Barosunun yanındayız! Biliyor ve inanıyoruz ki bu karanlık elbet dağılacak, bu ülke çok yakında aydınlığa uyanacaktır."
ÖHD: SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ
Özgürlük için Hukukçular Derneği de açıklamasında İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında başlatılan soruşturmaya karşı İstanbul Barosu’nun yanında olduklarını belirterek "Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve evresel hukuk ilkelerine aykırı soruşturmalara karşı baroların ve hukukçuların sesini kısmaya dönük tehditlere karşı, İstanbul Barosunun yanında olduğumuzu ve hukuki sürecin takipçisi olduğumuzu bir kez daha belirtiriz." ifadelerine yer verdi.
ÇHD: MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) de yaptığı açıklamada etkin bir soruşturma yürütülmesi gereğini, savaş hukuku ilkelerini ve uluslararası sözleşmeleri hatırlatan İstanbul Barosu hakkında başlatılan soruşturmaya karşı dayanışma içerisinde olacakları mesajı verdi.
DİH: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANAMAZ
Demokrasi İçin Hukukçular Derneği (DİH) ise konuya dair yaptıkları açıklamada şunları belirtti: “Yaşam hakkının ve çatışma bölgelerinde gazetecilerin korunması hem Anayasa ve hem de uluslararası belgelerle güvence altına alınan insan haklarının gereğidir. Suriye'deki çatışma süreçleriyle ilgili yayınları nedeniyle gazeteciler hakkında yürütülen soruşturma ve göz altılara yeni soruşturmalar eklenmektedir. Uluslararası Sözleşmeler gereğince, savaş hali dahil ifade özgürlüğü kısıtlanamaz. Siyasi iktidarın tercihleri doğrultusunda yargının araçsallaştırılması, kamu görevinin kötüye kullanımıdır. Gazetecilerin ölümünün aydınlatılmasını isteyen İstanbul Barosu ve gazeteciler hakkında soruşturma açılması hukuki değil, siyasi bir tercihtir. İstanbul Barosu yönetiminin yanında, hukukun siyasal sebeplerle araçsallaştırılmasının tam karşısındayız.”
EMEP: İSTANBUL BAROSU’NUN YANINDAYIZ
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da sosyal medya hesabından yayımladığı açıklamada soruşturmaya tepki gösterdi. Aslan, "Tek adam iktidarı ve etrafındaki gerici güçler suskun, hak aramayan, iktidara biat eden ve alkışlayan bir toplum istiyorlar. Partiler, sendikalar, emek ve meslek örgütleri, dernekler, barolar, işçi, kamu emekçisi, öğrenci, çiftçi, kadın, erkek, yaşlı, genç, basın ve yayın kuruluşları iktidarı alkışlasın, övsün istiyorlar. İktidarı eleştirene jet soruşturma, yargılama ve hapisle cezalandırma… Bunu son örneği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından resen soruşturma başlatılmasıdır. Bu soruşturma, savunma hakkına saldırıdır ve susturma amaçlıdır. Baroları bölmeleri yetmedi, istediklerini elde edemediler, şimdi yargı sopası gösterilerek susturma politikası uygulanıyor. İstanbul Barosu ve yönetim kulunun yanındayız. Birlikte mücadele edeceğiz. Soruşturma geri çekilsin ve baro üzerindeki baskılar son bulsun!" dedi.
DEM PARTİ: AÇIKLAMA YAPIN
DEM Parti, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'e dair yapılan paylaşım ve açıklamalar hakkında açılan soruşturmalara dair açıklama yaptı. Gazetecilerin öldürülmesine tepki gösteren meslektaşlarının gözaltılana alınması ve İstanbul Barosu hakkında soruşturma başlatılmasını eleştiren DEM Parti, iktidara gazetecilerin ölümü hakkında açıklama yapmaya çağırdı. (HABER MERKEZİ)