Maraş Katliamı anması: Anmalarımızı ağlama duvarı olmaktan çıkarmalıyız
Tarihçi, yazar Erdoğan Aydın ve Prof. Dr. Şükrü Aslan Maraş Katliamı’nın yıl dönümünde Hacı Bektaş Cemevi’nde düzenlenen etkinlikle katliamlarla yüzleşmeye dair sunum yaptı.
Fotoğraf: Evrensel
Maraş Katliamı’nın yıl dönümünde Kayseri'de Hacı Bektaş Cemevi’nde tarihçi yazar Erdoğan Aydın ve Prof. Dr. Şükrü Aslan katıldığı bir etkinlik düzenlendi.
Alevi toplumlarının yüzyıllardır katliamlarla karşılaştığını belirten Erdoğan Aydın, "Katliam anmalarını ağlama duvarı olmaktan çıkarıp neden ve nasıl olduğuna dair çözümlemeler yapmalıyız. Ne yazık ki bu tür katliamlarda Aleviler yanlarında kimseleri bulamamışlardır. Aleviler, bir başkasını ezmek, yok etmek veya asimilasyon için uğraşmamıştır. Egemenlerin taraf olduğu hiçbir medya ya da akademi camiası katliamlarda taraf olmamıştır. Bu toprakların tarihi, toplumun çoğunluğunun bir arada olmadığı bir rejimle yönetilmiştir. Demokrasi, cumhuriyet, laiklik ve yurttaşlık dediğinizde hiçbir yerde kayyım atamaları kabul edilemez” diyerek Alevilerin örgütlenmesi çağrısıyla konuşmasını bitirdi.
Sonrasında söz alan Prof. Dr. Şükrü Aslan, katliamların meşrulaştırılmasını eleştirerek "Modern ulus devletlerin kuruluşu genellikle benzer bir seyir izlemiştir. Bundan dolayı ulusların geliştirdikleri kurumlar ve dil de büyük ölçüde ortaktır. Başına ulusal sözcüğü geçtiğinde ‘bağımsızlık’, ‘güvenlik’, ‘eğitim’, ‘bayrak’, ‘marş’, ‘ekonomi’ gibi kurum ve kavramlar adeta birer ‘kutsal’ araca dönüşür. Bütün ‘ulusal ideallerin’ gerçekleşmesinin ancak şiddet yoluyla mümkün olduğu varsayımı da ortaktır. Modernleşme sürecinde ve özellikle 20. yüzyılda dünyanın değişik ülkelerinde ortaya çıkan kitlesel kıyım ve soykırım deneyimlerini tartıştığımız tüm ortamlarda, hep şu sihirli cümleyle karşılaşıyoruz: ‘Ama ulus devlet kuruluyordu...’. ‘Elbette bu hiç kolay iş değildi’ diye devam eden bu itiraz biçimi, genellikle kitlesel kıyımları meşrulaştırma ya da görünmez kılma işlevini üstlenmiştir. Çünkü ötesinde söylenebilecek her şey ‘yüce ulus’a dokunma ihtimalini taşır ki bu da bir başka açıdan ‘kolay iş değildir’. Dolayısıyla kıyımlarda ‘ölçü kaçmış’ olsa da bu, ulus olabilmenin kaçınılamaz bir sonucudur ve bir ölçüde ‘normaldir’." diye belirtti. (Kayseri/EVRENSEL)