24 Aralık 2024 04:50

‘İşten atmalar karşısında mücadele zamanı’

Ülke genelinde pek çok iş kolu ve iş yerinde irili ufaklı işten atmalar yaşanırken, tüm bu işten atmalar/çıkışlar patronlar için bir ‘gelir kapısı’ haline geliyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Funda Eylem SANCARBARLAZ
Emek Partisi Bursa İl Yöneticisi

Emek Partisi Bursa İl Örgütü olarak, TOFAŞ’taki büyük işçi kıyımıyla ilgili sürdürdüğümüz çalışmada öne çıkan kimi noktaları aktarmak istiyorum. Birkaç hafta önce Koç’a bağlı TOFAŞ yönetimi yaptığı açıklamayla personel sayısında azalmaya gidildiğini ve yaklaşık 700 işçinin işten çıkarıldığını duyurmuştu.

Kitlesel işten atmalarla özellikle metal iş kolu olmak üzere Türkiye genelinde pek çok fabrikada karşılaşılıyor. Elbette direkt işten çıkarmaların yanı sıra, ‘gönüllü’ çıkışlar, emekliliğe ayrılmalar... Tüm bu işten atmalar/çıkışlar patronlar için bir ‘gelir kapısı’ haline geliyor. Örneğin Türkiye Metal Sanayicileri Sendikasına (MESS) bağlı fabrikalarda 150 bin civarı işçinin çalıştığı, buradaki saat ücretlerinin ortalama 213 lira olduğu düşünüldüğünde, 10 bin işçinin çıkarılması patronlar için saatte 2 milyon 130 bin liranın, aylık ise 479 milyar 250 bin liranın ödenmemesi, yani cepte kalması demek.

Öte yandan işten atılan kıdemli işçilerin yerine sözleşmeli işçilerin alınması, iş kolundaki ücretleri de düşürüyor. Örneğin; 150 bin işçinin çalıştığı MESS’e bağlı fabrikalarda ortalama saat ücretlerinde yapılacak 10 liralık düşüş, bir ayda 335 milyon liranın patronların cebinde kalmasını sağlıyor.

Ekim ayı verilerine göre sanayideki yıllık daralma yüzde 3.1 seviyesinde olurken, işten atmalara üretimdeki azalmayı gerekçe gösteren TOFAŞ’ın 2024’ün ilk 9 ayındaki finansal raporu ise işçi başına 9 ayda 876 bin, ayda ise 73 bin lira net kâr elde ettiğini gösteriyor. Öte yandan TOFAŞ Türkiye’nin en büyük 500 şirketi (İSO 500) arasında ilk sıralarda yer alıyor.

İşçilerle yaptığımız görüşmelerde kentte irili ufaklı pek çok fabrikada işten çıkarmaların yaşandığı gözlemlenirken, TOFAŞ’taki bu gelişme ise kentteki tüm işçilerin bu konuyu tartıştığı bir durumu da beraberinde getirdi.

“İŞTEN ÇIKARILDIM MI DİYE SÜREKLİ TELEFONA BAKIYORUM”

TOFAŞ’ta yeni çıkarılan işçilerden birinin söylediği ilk şey, “Ben işe dönmek istiyorum” oluyor. Henüz tazminatını da alamayan işçi, bir yandan da bu durumun sürpriz olmadığını söylüyor: “Yılbaşı gelirken hep böyle yaparlar, ocakta tekrar işe alımlar yapılır. Ne zaman üretim biraz azalsa işçileri çıkarırlar.”

Sorduğumuz sorulardan biri de “Yıllar boyunca rekor kârlar açıklayan bu fabrikalar aileleriyle birlikte binlerce insanı geleceksizliğe sokmak zorunda mı?​”

TOFAŞ açısından bir gerçek daha şöyle ortaya çıkıyor. Fabrika, yıllar içerisinde hem işten çıkarmalarla hem de birçok bölümünü taşeron firmalara servis ederek fabrika genelinde azımsanmayacak miktarda asgari ücrete ya da az bir miktar üzerine çalışan pek çok işçi bulunduruyor. İşten çıkarılan işçi bunun sebeplerinden birini de “Sendika bizim için hiçbir şey yapmadı” şeklinde açıklıyor. Keza fabrikada yetkili Türk Metal’in yıllardır yaşanan ücret gaspları, hak kayıpları karşısında takındığı tutum ve işçilerde ortaya çıkan ‘beklenticilik’ halleri bugün yaşananların habercisiydi.

Durakta sohbet ettiğimiz, çalışmaya devam eden bir TOFAŞ işçisi de yaşadıkları tedirginliği şu sözlerle açıklıyor: “Hepimiz diken üstündeyiz. Sürekli telefona bakarak yaşıyoruz, ‘Acaba ben de çıkarıldım mı?​’ diye. Çünkü kimse bir şey de demiyor, sadece telefona mesaj geliyor. 700 işçiyi toplu çıkardılar ama bir yıldır sürekli işçi çıkışları oluyor, geçen aylarda yeni bebeği olmuş işçiyi de çıkardılar. Üretimde azalma var doğru, sıfır araba 1 milyon lira, millet alamıyor bunu doğal olarak. Krizin faturasını illa birilerine kesecekler, onlar da bize kesiyor. Ağustostan beri çalışmıyorduk o zaman da cebimize giren ücret 17 bin liraydı. Sendikacıların bizim hakkımızı savunması lazım, avukatlığımızı yapması lazım ama patronun sözünden çıkmıyor. Bizden aidat kesmeyi biliyorlar, onlar sadece ceplerine giren paraya bakıyor.”

RENAULT DÜŞÜK ÜCRETE AYNI ÜRETİMİ YAPTIRIYOR

Renault’da ise daha çok sözleşmeli işçiler işten çıkarılma kaygısı yaşıyor. Fabrikada şu an için işten atmalar yaşanmıyor ve yeni projelerle hızlanan üretim, fazla mesailerle devam ediyor. Bir grup Renault işçisinin şakayla karışık “Bizim orada üretim tam gaz devam ediyor, çıkarmalar yok. Keşke bizi çıkarsalar tazminatımızı alsak, bıktık artık buradan” şeklindeki sözlerine, sözleşmeli çalışan genç bir işçi yanıt veriyor: “Ben işten çıkarılma kaygısı yaşıyorum. Sözleşmeli girdim 6 aylık. Sözleşme bitince ne olacağını bilmiyorum. ‘Acaba beni tutarlar mı, gönderirler mi?​’ diye düşünüp strese giriyorum.”

Onun ardından söze giren başka bir işçi ise geçmiş deneyimlerinden de yola çıkarak şu sözlerle sesleniyor diğer işçilere: “Sözleşmeliler zaten TİS’ten yararlanmıyor. 93 lira saat ücreti alıyorlar. Emeklilik dilekçesi verip çıkanların yerine onlar gelmiş oldu. Fabrika aynı işi yaptırarak bu şekilde daha fazla kâr elde etti zaten. Ücret ortalamasını düşürmek için her şeyi yaparlar. Önümüzdeki yıl da önce teşvik verip çıkış isterler, gözümüzü boyarlar. Sonra da işten çıkarma yaparlar. Bunları daha önce de yaşadık.”

Bu tartışmaların ardından ‘bıktıkları için’ işten çıkmak isteyen işçiler, bu sefer fabrikada yetkili Türk Metal’i eleştirmeye başlayarak, mücadele etmek gerektiğini ve gerekirse bunu sendikacılara rağmen işçilerin yapması gerektiğini söylüyor. İşçiler aynı zamanda her dönem MESS’in ince ince dokuduğu kıdem yıllarını hesaplayarak saat ücretlerini azaltma oyunlarını kendi deneyimlerinden çıkarak özetliyor.

“YILBAŞINDAN SONRA İŞTEN ÇIKARMA SÖYLENTİLERİ VAR”

Geçen ay dünya genelinde 5 bin 500 işçiyi çıkaracağını açıklayan Alman tekeli Bosch, Bursa’da dört farklı yerleşkede üretim yapıyor. Fabrika bu yıl içinde sözleşmeli olarak aldığı işçilerin çoğunu kadroya geçirmemiş, sözleşmelerini uzatmamıştı. Duraklarda sohbet ettiğimiz Bosch fabrikası işçileri, diğer fabrikalarda yaşanan gelişmelerden haberdar olduklarını söylüyor. İşçiler, kendi fabrikalarında yılbaşından sonra işten çıkarmaların yaşanabileceği söylentilerinden bahsederek, birlik olmayı başaramadıkları için bu saldırılara maruz kaldıklarını vurguluyor. Bunlarla birlikte işten çıkarılma kaygılarının kendilerinde de olduğunu söyleyen işçiler, fabrikada yetkili Türk Metal’in bu durum için hiçbir şekilde güven vermediğinden bahsediyor.

“SENDİKA GELDİ RAHATIZ DERKEN İŞTEN ÇIKARILDIK”

Otomotiv kablo üretimi yapan, dünya pazarının yüzde 24’ünü tutan Japon tekeli Yazaki Fabrikasının ise biri Sakarya ikisi Bursa Gemlik ve Mudanya’da olmak üzere Türkiye’de üç fabrikası var. İşten atmaların devam ettiği Yazaki’de işçiler 2022’de sendikalaşmış ve fabrikada Türk Metal yetki almıştı. Henüz bir kez toplu sözleşme imzalanan fabrikada işten çıkarılan ve şimdilerde tekstil iş kolunda başka bir yerde çalışan bir işçi yaşadıklarını şöyle özetliyor: “11 yıllık Yazaki işçisiydim. Ağustos ayında işten çıkarıldım. Fabrika her ay işçi çıkarmaya devam ediyor. Sendika olmadan önce asgari ücretin çok az miktar üzerine çalışıyorduk. Şimdi sendika geldi, ücretler 30-35 bini gördü derken bu sefer de işten çıkarıldık. Bize sahip de çıkmadılar. Tazminat hakkımı eksiksiz aldım ama ben işten çıkmak istemiyordum. Böyle olmaması lazım.”

Otomotiv yan sanayi fabrikalarının en büyüklerinden olan Beyçelik’te çalışan bir işçi de “İşten çıkarmalar durdurulsun” sözlerimizi duyunca kendilerinin de fabrikada bu sorunu yaşadığını anlatıyor. İşçi geçtiğimiz eylülden bu yana toplam 2 bine yakın işçinin çıkarıldığını söylüyor.

“BİRLİK OLMAMIZ LAZIM”

Otomotiv sanayi için amortisör üretimi yapan Maysan Mando Fabrikası da işten çıkarma furyasına katılanlardan. Özçelik-İş’in yetkili olduğu fabrikada her ay gruplar halinde işçiler çıkarılıyor. İki farklı mahallede buradan çıkarılan işçilere denk geliyoruz. Geçen ay çıkarılan işçi, “Halimiz perişan” yorumlarıyla karşılıyor bizi. Türk Metal diğer yerlerde olduğu gibi burada da işten atmalar karşısında mücadele etmiyor.

Geçen hafta çıkarılan başka bir işçi de “Ben kalifiye elemanım, başka yerde de iş bulurum ama çözüm bu değil. Bizim birlik olmamız lazım. Sendikaların da bizim hakkımızı koruması gerektiğini bizden öğrenmesi lazım” diyor.

İşten atmalara karşı sürdürdüğümüz çalışmalar boyunca asgari ücret, emekli maaşları, sözleşmede alınan zammın erimesi, yüksek vergi oranları gibi konular da gündeme geliyor. Örneğin otomotiv yan sanayisinde faaliyet gösteren Rollmech Fabrikasında çalışan bir işçi, “Bordroma baksak 50 bin yazıyor ama ben o rakamı hiç cebime koymadım. Vergiler bizden çıktığı sürece bu hep böyle olacak” sözleriyle tepki gösteriyor.

DAHA ÇOK İŞÇİ TARTIŞIYOR

Bu çalışmalar sırasında öne çıkan birkaç eğilimi yansıtmak istedik. Aynı zamanda her mahallede MESEM’li genç, asgari ücretli işçi, emekli vb. pek çok kesimle de yüz yüze geliyoruz. Metal iş kolunda çalışan işçiler başta olmak üzere “Nasıl bir mücadele? Neler yapılmalı?​” sorularına cevap arayan pek çok işçiye de denk geliyoruz, tartışıyoruz. “Sendika sahip çıkmadı”, “Baştaki değişmeden bir şey değişmez”, “Ben gelirim ama öbürleri gelmez” gibi kendisini mücadelenin dışında tutan ya da banttaki arkadaşına henüz güvenmeyen pek çok işçi olsa da arayışta olan, etrafıyla da tartışarak yol arayan işçi sayısındaki artış göze daha fazla çarpıyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

IŞİD tehlikesi artıyor mu?

SONRAKİ HABER

Zelenskiy yavaş yavaş müzakereye mi yöneliyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa