İsias Otel davası karar duruşması | Aileler: Olası kasttan cezasını verin ki başkalarının çocukları ölmesin
Adıyaman’da 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Oteli karar duruşmasında konuşan aileler, mahkemeye, "Olası kasttan cezasını verin ki başkalarının çocukları ölmesin" çağrısında bulundu.
Fotoğraf: ANKA
Adıyaman'da 6 Şubat depremlerinde KKTC'li sporcuların ve tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Grand İsias Otel davasının altıncı duruşması görülüyor. İsias Otel'de yakınlarını kaybedenler, mahkeme heyetine, "Sayın savcı, buna nasıl 'bilinçli taksir' diyebiliyorsunuz? Olası kast cezasını verin ki başkalarının çocukları ölmesin" çağrısında bulundu.
Maraş merkezli depremlerde KKTC'li öğrencilerin ve tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman'daki Grand İsias Oteli davasının altıncı duruşması bugün Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Ahmet Bozkurt, bilirkişi raporuna itiraz ederek, "Bu bilirkişi raporlarıyla ilgili salonda uzman bir kişi mutlaka dinlensin" dedi. Bozkurt'un talebi reddedildi. Mütalaasını açıklayan savcı, sanıkların "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını talebini yineledi ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.
"72 CANIN BEDELİ 10 YIL, 15 YIL DEĞİL"
Daha sonra İsias Otel'de yakınlarını kaybedenlere söz verildi. Ailelerin açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
12 yaşındaki oğlu Alp ve 13 yaşındaki oğlu Doruk'u kaybeden Ayşe Akın: Şampiyon meleklerimiz ve rehberlerimizin hayatına sebep olan herkesin en ağır cezayla cezalandırmalarını istiyorum. Biz çocuklarımızı kum yığınından elimizle kazıyarak çıkardık. Bu gerçekleri yaşayan, iki evladını kaybeden bir anne olarak ben orada kum yığını gördüm. Şu anda altıncı duruşma olmasına rağmen yalan savunmaları, sahtekarlıkları sessizce dinledim. Ben bilime ve adalete güvenen bir anneyim. Bu kadar kanatlanmış bilirkişi raporunun ardından hâlâ bunları konuşuyor olmaktan öfke ve şaşkınlık duyuyorum. Olası kast ile adaletin sağlanacağını düşünüyor, adalete ve yargıya güveniyorum.
Osman Akın: Biz maddi gerçekleri ilk günden beri gördük. 72 canın bedeli 10 yıl, 15 yıl değil. 72 canının bedeli ve geride kalanların bir ömür boyu çekeceği cezanın bedelini kim ödeyecek? Hakim bey 5 yıl Ahmet Bozkurt mu ödeyecek yoksa 10 yıl Erdem Yıldız mı ödeyecek? Yüce mahkemenizin doğru karar vermesini istiyorum.
13 yaşındaki oğlu Aras'ı kaybeden ve enkazdan kurtulan Murat Aktuğralı: Otel enkazından kurtulan 4 kişiden biriyim. 3 Şubat tarihinde girdiğimiz İsias Otel'de gördüklerimiz ve 1 yıldır da bu mahkemede duyduklarımız var. 6 Şubat sabahı depreme yakanladığımda ayaktaydım, 15 saniyede nasıl yıkıldığını gördüm. Biz orada can ararken otel sahipleri para kasalarını arıyorlardı. Ortada bir enkaz ve 72 can vardır. Biz adaletinize güveniyoruz. İnşallah gün yüzü görmezler.
Tur rehberi oğlu İmran'ı kaybeden Seher Aydoğdu: Sayın savcım 'bilinçli taksir' diyerek biz anneleri bir kez daha öldürdünüz. 72 canın ölümüne neden olanların hakkettiği cezayı almasını istiyoruz. Biz çocuğumuza sarılarak yaşayamadık. Siz çocuğunuza sarılabiliyorsanız, bizim gibi aileleri ve çocukların ölümünü düşünün. Utanmasalar sizin çocuklarınız yıktı diyecekler. Alacağınız karar ile hepimizin hakkını savunabilirsiniz.
MAHKEME HEYETİNE ÇAĞRI: ÇOCUKLARIMIZIN ATAMADIĞI ÇIĞLIĞA SES VERİN
12 yaşındaki oğlu Atakan Celal ve eşi Pamir'i kaybeden Şenay Konuklu: 6 Şubat'ta oraya gittiğimizde sivil savunma ile oturduğumuzda İsias Otelin arkasındaki binanın belediye tarafından kapatıldığını söylemişlerdi. Güvenli denilen İsias ise kum yığını olmuştu. Adalet nerede? Bu katiller olası kastın ötesinde ceza almalı. Ruhumuzu İsias'a gömdünüz. Çocuklarımızın atamadığı çığlığa ses verin. Adalet istiyoruz.
14 yaşındaki oğlu Özgür'ü kaybeden Meriç İçme: Ben oğlumun çıkaramadığı ses olmak istiyorum. Adalet olası kast ile gelse bile acılarımız dinmeyecek.
13 yaşındaki oğlu İzcan'ı kaybeden Feriha Yiğittürk: Biz evlatlarımızı enkazda beklerken, Ahmet Bozkurt kasasının derdindeydi. Bilirkişi raporları ile her şey ortada. Elinizi vicdanınıza koyarak adil bir karar vereceğinize inanıyorum.
Oğlu Kağan Selim'i kaybeden Serap İş Son hazırlanan bilirkişi raporu tüm kusurları ortaya koyuyor. Olası kast gayet açık ama savcılık buna gerek görmedi. Ben bütün suçluların olası kast ile yargılanarak en ağır cezayı almalarını istiyorum. Bu davanın sadece bizim için değil, tüm mağdurlar için bir örnek teşkil etmesini umuyorum.
Kızları Nazife ve Abide ile eşi Mülkiye Dağlı'yı kaybeden Ozan Dağlı: Burada bulunan herkes orada birilerini kaybetti. Benim eşim ve iki evladım vardı orada. Kısasa kısas istiyorum. En azından olası kasttan aşağısı bizim için kabul edilemez.
"OLASI KAST CEZASINI VERİN Kİ BAŞKALARININ ÇOCUKLARI ÖLMESİN"
14 yaşındaki kızı Selin'i kaybeden Ruşen Yücesoylu Karakaya: Selin 14 yaşında hayalleri olan mükemmel bir kız çocuğuydu… Çok mutluydu, çok mutlu bir şekilde Adıyaman'a gönderdik ama çocuğumuzu, çocuklarımızı kum yığınının altından aldık. Sayın savcı, buna nasıl 'bilinçli taksir' diyebiliyorsunuz? Olası kast cezasını verin ki başkalarının çocukları ölmesin.
Tur rehberi oğlu Ozan'ı kaybeden Mehpare Koç: Deprem bu ülkenin kaderi olabilir, ancak olası kast ve ihmaller cezalandırılmadığı sürece bu döngü devam edecek. Adalete güvenmek istiyorum.
Kızı Sahil'i kaybeden Tayip Özberkman: Bir kez daha ne kendimin ne bir Türkiye vatandaşının yakınını kaybetmesini istemiyorum. Gerçeklerin tam anlamıyla ortaya çıkması için kamu görevlilerinin de yargılanmasını istiyorum. Başka 6 Şubatlar yaşanmasın. Olası kastın uygulanmasını istiyorum. Gelecek nesiller için bu kararın verilmesini istiyorum.
İsias Otel'den yaralı kurtulan tur rehberi Erhan Taşkın: Adalet için buradayız. Enkazdan çıktım, 7 saat arkadaşlarımı aradım. 'Beyefendi' gelmiş kasasını aramış. Arkadaşlarım öldü adalet istiyorum.
TUTUKLULAR SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Aileler ve avukatları esasa ilişkin beyanda bulunarak sanıkların "olası kastla" yargılanmasını talep etti. Daha sonra sanıklardan esasa ilişkin beyanları alındı. Tutuklu sanık Ahmet Bozkurt, suçlamaları reddederek, şöyle konuştu:
"Ben müteahhit değilim, sadece arsa sahibiyim. Bina yapılıp bittikten sonra bina sahibiyim. Ben müteahhit değilim otomotiv sektöründe işi yapıyorum. Otel benim evim, burada misafir değilim. Benim kaydım, eşimin kaydı, evlatlarımın ve torunlarımın kaydı tutulmaz. Özel yerimiz var, bu yüzden kayıt tutulmaz. Hakkımda yapılan kasayla ilgili suçlamaları kabul etmiyorum. Ben kasa derdine düşmedim, kasada para değil yalnızca evrak vardı. Son gelen bilirkişi raporunu kabul etmiyorum. Ben burada kaybettiğimiz canların acısını yürekten yaşıyorum. Tahliyemi istiyorum."
Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt da savunmasında "6 Şubat'ta iş yerimiz olan İsias Otel'in yıkılmasında ve can kayıplarında en küçük hatam olmamıştır. Bu, bizim sınavımızmış. Suçlu olduğuma inanıp da kaçacak olsaydım, yeşil pasaportumu yanıma alır, ailemi ve çocuklarımı yanıma alırdım. Ben haklı olduğum hiçbir davadan kaçmam. Hakkımdaki iddiaları reddediyorum. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
Tutuklu sanık mimar Erdem Yıldız ise Ahmet Bozkurt ve ailesini işaret ederek "Müştekiler sahte evraktan bahsediyorlar. Beni sahtecilik ile suçluyorlar. Ben mimarım, statik proje yapmam, kanun buna müsaade etmez. Ben Alevi ve solcuyum. Ben bunlarla nasıl işbirliği yaparım" dedi.
Diğer tutuksuz sanıklarda suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulundu. Duruşma sanık avukatlarının beyanlarıyla devam ediyor.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA: SANIKLAR 'OLASI KASTLA' YARGILANMALI, KAMU GÖREVLİLERİ HESAP VERMELİ
Duruşma öncesinde ellerinde "Adalet olası kastla gelecek", "Kamu görevlileri yargılansın", "Kader değil cinayet" yazan pankartlar taşıyan aileler, Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği ve Rehberler İçin Adalet Platformu üyeleri basın açıklaması yaptı.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya tarafından okunan açıklamada "bilinçli taksirle değil, olası kastla" yargılama talebi dile getirildi. Karakaya şöyle dedi: "6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremde Grand İsias Otel'in yıkılması sonucu hayatını kaybeden 72 canımızın adaleti için verdiğimiz mücadelede, altıncı duruşma öncesinde önemli bir dönemeçteyiz. İsias Davası'nda artık adalet ve hesap verme zamanı yaklaşmıştır. Bu duruşmanın karar duruşması olma ihtimali, yalnızca ailelerimiz için değil, Türkiye’de adaletin temini ve yapı güvenliğinin sağlanması adına hayati bir önem taşımaktadır.
Bugüne kadar davada sunulan dört bağımsız bilirkişi raporunun, otelin mevzuata aykırı biçimde inşa edildiğini ve kullanılan malzemenin, yapılan her bir sorumsuzluğun, kuralsızca, usulsüzce, bilimden uzak ve ahlaksızca olduğunu açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Karakaya “Bu gerçekler ışığında, sanıkların 'bilinçli taksirle' değil, 'olası kastla' yargılanmaları gerekmektedir. Çünkü bu yapı, ihmalin ötesinde, bile bile ölüme davetiye çıkarılarak inşa edilmiştir. Ancak, davanın adaletli bir şekilde sonuçlanması yalnızca otel sahipleri ve inşaat yetkililerinin cezalandırılmasıyla sınırlı kalmamalıdır.
Bu felaketin önlenebilir olduğunu ortaya koyan en büyük gerçeklerden biri, bu yapının izin ve denetim süreçlerinden sorumlu kamu görevlilerinin, görevlerini ihmal ederek bu trajediye ortak olmasıdır. Adıyaman Valiliği'nin dört kamu görevlisi hakkında soruşturma izni vermesi, doğru bir adımdır. Ancak, bu kişilerin ve diğer sorumluların ivedilikle yargılanmasına başlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz” dedi
"ADALET ER YA DA GEÇ TECELLİ EDECEK; SUÇLULAR HESAP VERECEK”
Taleplerinin sanıkların olası kastla yargılanması ve en ağır cezalara çarptırılması ve sorumlu kamu görevlilerinin yargı sürecine dahil edilmesi ve hesap vermesi olduğunun ifade eden Karakaya; “Bu davanın emsal teşkil ederek benzer ihmallerin önlenmesi için caydırıcı bir karar alınması. Bu dava sadece kaybettiğimiz sevdiklerimiz için değil, gelecekte başka canların aynı şekilde yitirilmemesi için de kritik bir öneme sahiptir. Adalet, sadece suçluların ceza almasıyla değil, bu coğrafyada insan hayatının kutsal olduğunu hatırlatacak bir bilinçle sağlanabilir.
Şampiyon Meleklerimiz, rehber gençlerimiz ve diğer kayıplarımız için verdiğimiz bu mücadele, bizim nefesimiz tükenene kadar sürecektir. Çünkü biz biliyoruz ki, onların hakkını savunmak, insanlık onurunu savunmaktır. Kamuoyunu, tüm kurumları ve vicdan sahibi herkesi bu davada sesimizi yükseltmeye davet ediyoruz. Adalet gecikemez, adalet ertelenemez. Adalet er ya da geç tecelli edecek; suçlular hesap verecek ve şampiyonlarımızın, sevdiklerimizin hakkı teslim edilecektir" dedi.
"BİR BAŞBAKAN OLARAK HALKIMIN HAK VE HUKUKUNU ARAMAK İÇİN BURADAYIM"
Davayı izlemek için Adıyaman’a gelen KKTC Başbakanı Ünal Üstel, şöyle konuştu: "6 Şubat'ta büyük bir acı yaşadık. Altıncı kez mahkeme önündeyiz. Başbakan olarak ve en önemlisi bir baba olarak buradayım. Bir başbakan olarak halkımın hak ve hukukunu aramak için buradayım. Bir baba olarak ailem gördüğüm insanların yanında olmak için Adıyaman'dayım. Ben inanıyorum ki Adıyaman'da adalet tecelli edecek. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine güveniyoruz. Çocuklarımıza mezar olan yerin insan hatalarından kaynaklandığı ortaya konmuştur. Temennimiz ve isteğimiz adaletin en iyi şekilde tecelli etmesidir. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine güveniyoruz ve inanıyoruz. İnanıyorum ki hakimlerimiz de bizim söylemlerimize kulak verecekler. Buradaki suçlu insanların en ağır cezalarla cezalandırılacağı inancını taşıyorum. Bu dava sonuçlanıncaya kadar KKTC olarak bu davanın peşinde olacağız. Mücadelemize devam edeceğiz." (ANKA)