Bakan Uraloğlu: Suriye yönetimi ile deniz yetki alanı anlaşması yapacağız
Ulaştırma Bakanı Uraloğlu, Türkiye'nin terör listesinde olan cihatçı HTŞ ile Suriye ile deniz yetki anlaşması imzalanacağını açıkladı.
Fotoğraf: Didem Mente/AA
Ulaştırma Bakanı Uraloğlu, Suriye yönetimini ele geçiren ve Türkiye'nin "terör listesinde" olan cihatçı HTŞ ile deniz yetki alanı anlaşması yapacaklarını açıkladı.
TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik, Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun Suriye’ye ilişkin açıklamalarını aktardı.
Buna göre Uraloğlu, “Suriye yönetimi ile deniz yetki alanı anlaşması yapacağız. Suriye’de hava, demiryolu, karayolları ve iletişim hizmetlerini içeren acil eylem planı çalışıyoruz. Havalimanlarını aktif hale getireceğiz” dedi.
DW Türkçe'nin aktardığına göre, Yunan Kathimerini gazetesi, Yunanistan ve Güney Kıbrıs yönetimlerinin, Türkiye ile Suriye arasında bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalayarak deniz yetki alanları belirlemesine karşı AB içinde görüşmeler yürüttüğünü yazdı. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis'in Perşembe günü Brüksel'de düzenlenen AB liderler zirvesi sonrasında Avrupalı mevkidaşları ile konuya dair konuştukları, ikilinin bu tür bir anlaşmanın "Kıbrıs'ın tartışılmaz egemenlik haklarını hiçe saymak" anlamına geleceğini söylediği kaydedildi.
Milli Savunma Başkanı Hulusi Akar, 18 Aralık'ta Meclis TV'de yaptığı açıklamada Suriye ile Akdeniz'de deniz yetki alanlarına ilişkin bir anlaşma sağlanabileceğini söylemişti.
"İLK ÖNCELİK ŞAM HAVALİMANI"
Uraloğlu, daha sonra Anadolu Yayıncılar Federasyonu'nun programında konuştu. İlk etapta Şam Havalimanı'nı ayağa kaldırma ile ilgili DHMİ Genel Müdürlüğü ile vaziyet alacaklarını kaydeden Uraloğlu, "Orada Türkiye'den çıkıp Hicaz'a kadar giden demir yollarının parçaları var. Oralarda belli bir bütünün parçaları olarak uzun zamandır çalıştırılmadığını biliyoruz. Hızlıca tespiti yapıp demir yolu bütünlüğünü yine Şam'a kadar ilk etapta sağlama ile ilgili bir vaziyet alacağız.İlk etapta Şam Havalimanı'nı ayağa kaldırmayla ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü ile beraber bir vaziyet alacağız.".dedi.
Uraloğlu, ilk etapta Şam Havalimanı'nı ayağa kaldırma ile ilgili DHMİ Genel Müdürlüğü ile vaziyet alacaklarını kaydederek "2009-2010'larda oraya yolcu trenlerini uğurlamışız, bir yolculuk yapmışız. Orada bir altyapı var. Bazı bölgelerde, mesela Irak'ta, demir yollarının raylarını sıfırdan demir olarak çalınıp satıldığını biliyoruz Suriye'de de bununla karşılaşabiliriz." diye konuştu.
"5 tane havalimanı var Suriye'de. 2 tane havalimanı ön plana çıkmış ve son zamanlara kadar da işletilen havalimanları. Şam ve Halep. Şam Havalimanı'nda geçen sene 100 bin civarında bir yolculuk olmuş. İstanbul Havalimanı'nın işte 5-6 saatlik seyahat trafiği. Halep'te 50-60 bin civarında bir seyahat olmuş. Bir ekip gönderdik. Şam ve Halep havalimanlarında gerekli tespitleri yaptık. Bir kere hiçbir radar sistemi yok. Bizim cep telefonlarından takip ettiğimiz hava radar uygulaması var. Düşünün, o cep telefonu aplikasyonundan yönetmeye çalışıyorlarmış."
Uraoğlu, "Doğru dürüst bu x-ray cihazları, dedektörler doğru dürüst hiçbir şey yok. Pistlerde ciddi eskimeler var ve şu anda oradaki ilk yapılan Şam ve Halep seferi tamamen pilotların inisiyatifiyle yapılmış. Yani görerek şartlarda hiçbir sistem olmaksızın yapıldı, onun için arkadaşlarımız bir tespit yaptı. Bir eylem planı ortaya koyduk." dedi.
""Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii, bir Deniz Yetki Anlaşması, muhtemelen, hani yapalım diye Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve Mavi Vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam'ın Suriye'nin bir tarihi var. Onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız." ifadelerini kullandı.
Böyle bir anlaşmanın hem Suriye'nin hem Türkiye'nin etkinlik ve yetkinliğini artıracağını belirten Uraloğlu, "Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında, uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz. Tabii, orada öncelikle bir otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var. Bu, kesinlikle gündemde olur ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz." dedi.
MÜSİAD FIRSAT İÇİN SURİYE'DE
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) heyeti, Esad'ın düşmesinin ardından Suriye'ye gitti.
AA'nın haberine göre MÜSİAD Kurucu Genel Başkanı ve Uluslararası İş Forumu (IBF) Başkanı Erol Yarar öncülüğündeki heyet, İdlib, Halep ve başkent Şam'da Suriyeli işadamları ve yetkililerle görüşmeler yaptı.
Yarar AA muhabirine yaptığı açıklamada "Suriye'deki iş fırsatları" ve "ülkenin yeniden inşasındaki ihtiyaçlarla ilgili Suriye'ye davet edildiklerini" söyledi. Yarar, önce İdlib'e sonra Halep'e, oradan da Şam'a giderek görüşmeler yaptıklarını kaydetti.
Şam'da geçici yönetimin Ekonomi ve Ticaret Bakanı Basil Abdulaziz ile de görüştükleri bilgisini paylaşan Yarar, "Çok yakında bir uluslararası toplantıda kendileriyle tekrardan buluşacağız." dedi.
Suriye İş İnsanları Derneği Başkanı Yamen Şami de MÜSİAD ile görüşmelerine ilişkin farklı ülkelerle ilişkiler kurmayı öncelediklerini, "İlk olarak Türkiye ile ilişkileri başlattık. Suriye'deki iş insanları olarak uluslararası ekonomik ağlarımızı daha da genişletmeyi hedefliyoruz." diye belirtti. (POLİTİKA SERVİSİ)