Utanç taraf değiştirdi: Gisèle Pelicot’un hikayesi

Ece AKIN

Galatasaray Üniversitesi

Gisèle Pelicot’un hikayesi Fransa’dan çıkan ancak tüm dünyadaki kadınlara seslenen bir hikaye. 71 yaşındaki Pelicot, 50 yıllık evliliğinin ardından, kocasının kendisini defalarca ilaçlayarak, bilinçsiz bir haldeyken onlarca erkeğin cinsel saldırısına alet ettiğini öğrendi. Fransa’nın Mazan kasabasında başlayan bu dehşet verici olay, Pelicot’nun iradesi ve kadınların onun hikayesi etrafında kurduğu birlikler ve dayanışması sayesinde kazandığı davayla bugünden itibaren bir sembole dönüşmüş durumda.

Süreç bir süpermarkette işlenen tacizle başlıyor. Gisèle’in kocası Dominique Pelicot, önce markette etek altı görüntüleri çekerken yakalandı ve ardından bilgisayarında yüzlerce tecavüz ve cinsel istismar, şiddet kaydı bulundu. Bu kayıtların birçoğuysa Gisèle Pelicot’nun bilinçsiz bir haldeyken yaşanan vahşet sahnelerini içeriyordu. 200 ayrı tecavüz kaydında 90 farklı erkek tespit edilirken bu erkeklerden ancak 51’i yakalanarak davaya dahil edilebildi.

 Duruşmanın kapılarını açarak, kamuoyuna ve medyaya açık bir şekilde yürütülmesini isteyen Gisèle, “toplum neler olduğunu görsün diye mahkemenin kapılarını açmasından asla pişmanlık duymadığını” ifade etti aynı zamanda. Utanç ve önyargılardan ötürü sessiz kalacağını düşünenlere karşı hem hikayesinin hem de mücadelesinin sesini daha da yükseltti.

Duruşma sürecinde eski eşinin yüzüne bakarak: “Bu ihanetin tarifi yok,” diyen Pelicot, saldırganların hiçbir mazeretini kabul etmedi ve tıbbi raporlar, kocasının ilaçların etkisini gizleyerek onu şiddete alet ettiğini apaçık gözler önüne serdi. Dominique Pelicot, yalnızca üstte yazdığımız suçlardan değil, aynı zamanda sanıklardan Jean Pierre Marechal’ın eşine ağırlaştırılmış tecavüz girişimi ve kızıyla gelinlerinin müstehcen fotoğraflarını çekmekten suçlu bulundu ve 20 yıl hapis cezası verildi.

“MADAM PELİCOT YAPTI, BEN DE YAPABİLİRİM”

Fransa genelinde kadınlar bu davayı takip etti, takip etmekle de kalmayıp her duruşma öncesinde binlerce kişi adliye önünde toplandı. Gisèle, dimdik duruşuyla cinsel şiddete karşı mücadelenin bir sözcüsü oldu, üstelik yalnızca Fransa’da da değil.

Türkiye’de kadına yönelik şiddetin gün be gün arttığı, cinayetlerin, istismarların cezasızlıkla sonuçlandığı bugünlerde Gisèle’in hikayesi pek de yabancı gelmiyor bize. Onun yaşadıklarının belki aynısı değil, ama pek çok anlamda benzeri yaşantıların varlığını biliyoruz. Gisèle’in dik duruşu ve iradesi gibi pek çok kadın var hem Türkiye’de hem de dünya genelinde; yaşamakta ısrarcı olmanın, hak ve talep mücadelesinden, adalet arayışından vazgeçmeyenlerin, tüm bunlar arasında da dayanışmasıyla, birliktelikleriyle kadınlar yanında duran kadınların hikayeleri de yazılmaya devam ediyor.

Ve evet, “La honte doit changer de camp”.*  Gisèle utanacak olanların mağdurlar olmadığını söyleyerek göğüslemişti mücadelesini, artık utanç artık taraf değiştirdi ve kendi ifadeleriyle tecavüze uğrayan tüm kadınların şiddete karşı, adalet için verdiği mücadelesinde hatırlanması üzere şu mesajı verdi. “Madam Pelicot bunu yaptı, ben de yapabilirim.”

O yalnız kendi adalet arayışı için değil, baskılanmış susturulmuş tüm kadınlar için savaştı aslında. Şu an, bu olayın ardından, kadın dayanışması daha da gür bir sesle yankılanıyor, sınırları aşıyor ve büyüyor.

*Utanç taraf değiştirmeli