Türkiye’de mülteciler ve beyin göçü
Beyin göçü, işsizlik ve kayıt dışı istihdam gibi sorunların merkezinde sermayenin savaş politikaları ve rant hırsı bulunuyor.
Fotoğraf: AA
Ebrar AKDENİZ
İstanbul Üniversitesi
Son günlerde Esad rejiminin yıkılmasıyla beraber Suriyeliler geri dönecek mi sorusu tekrar hayatımızın merkezine oturdu. Suriyeli göçmenler ne kadar vatanlarına geri dönecek olsalar da Türkiye içinde görülecek ucuz iş gücü açığı gelecek gündemlerde göreceğimiz Suriye’deki yeniden inşa çalışmalarına konu olacak işletmelerden karşılanacak. [1]
2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’yla beraber Suriyeliler, savaş ortamından zorunlu bir kaçış haliyle Türkiye’ye gelmişler, yani geçici koruma statüsünde birer göçmen olmuşlardır. Nisan 2011’de başlayan yerleşme süreci, Hatay’da oluşturulan ilk mülteci kampı sonrasında birikerek günümüze kadar geldi. Suriyeli göçmenlerin önemli bir kısmı, Türkiye’ye herhangi bir oturma ve çalışma iznine sahip olmadan, güvencesiz bir şekilde geldi. AB ülkelerinin çoğunluğu Orta Doğu’dan göçmen kabul etmemeye başlayarak Türkiye’nin bir transit ülke haline gelmesine sebep oldu. Aralık 2013’te Avrupa Birliği ile imzalanan Geri Kabul Anlaşmasıyla da birlikte bu transit ülke durumu tescillenmiş oldu. Türkiye ise bu krizi bir fırsat haline çevirerek hem AB ülkelerine yerleşmek isteyen göçmenleri Türkiye sınırları içerisinde ucuz iş gücü olarak istihdam etmeye başladı, hem de AB’den mülteci başına 4,7 milyon Euro ödeme aldı. [2]
Suriyeli göçmenlerin ucuz işgücü olarak istihdamı, Türkiye’de emek piyasası dinamiklerinde keskin bir değişim meydana getirdi. Suriyeli bir işçinin hayatta kalabilmek için daha düşük bir ücrete razı olması sebebiyle, Türkiyeli bir işçinin itiraz edeceği bir maaşı Suriyeli bir işçinin öpüp başına koyması patronların işine geldi. Göçmen işçiler, yalnızca yüzde 2,7’sinin çalışma iznine sahip olmasından dolayı kayıt dışı istihdama yönelmek zorunda kaldılar. [3] Bugün göçmenlerin en çok istihdamının olduğu sektörler tarım, tekstil, ticaret gibi kayıt dışılığa imkân sağlayan ve verilerine ulaşmanın en zor olduğu alanlar. Kayıt dışı istihdamın en yüksek olduğu sektörlerden biri olan tarım alanında kayıt dışılık SGK verilerine göre yüzde 83,5’e ulaşmış durumda. [4] Gaziantep’te bir tekstilcinin “Suriyeliler olmasa çalıştıracak işçi bulamam” [5] sözleri de yerli işçinin istihdam oranının düştüğünü, yerli işçinin artık tercih edilmediğini gözler önüne seriyor. Tekstil sektöründe kayıt dışılık göçmenler bir yana hep yüksekti. Çocuk işçiliğin etkili kullanılabildiği en iyi sektörlerden biri olan tekstilde göçmenlerin de varlığıyla birlikte günümüzde kayıt dışılık oranı %50’ye yaklaşmış durumda. [6] Türkiye ve AB burjuvazisi çıkan iç savaştan paylarını nasıl kaptıysa, Suriyeli göçmenler de savaşın çıktığı ilk günden bugüne kadar istikrarlı bir şekilde sömürülmeye devam ediyorlar. Bugün bir Suriyeli işçi Türkiyeli bir işçinin yerine ve ondan çok daha düşük ücretlere güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyorsa, bir göçmen işçi “Devletten yardım alsak neden 14 saat çalışalım?” [7] diyebiliyorsa bu göçmenlerin değil sermayeyi temsil eden iktidarın suçudur.
GÖÇÜN BİR BAŞKA BOYUTU: BEYİN GÖÇÜ
2011’den bu yana Türkiye’de göçmenlerin artan göçmen istihdamıyla beraber Türkiye’deki beyin göçünü de tartışmak gerekir. TÜİK verilerine göre artan siyasi baskılar, akademide liyakatsizlikler gibi faktörler sonucu 2015-2023 arası üniversite mezunlarının beyin göçü oranında kadınlarda yüzde 0,5, erkeklerde ise 0,4’lük bir artış gözlemlendi. [8] Üniversite mezunları halihazırda mezun olduktan sonra nitelikli işgücüne istihdam edilemiyorken ucuz iş gücüne dahil olmaya bile patronların kâr hırsından dolayı imkanları olamıyor. Özellikle pandemi döneminde yüksek saatler ve zorlu koşullarda çalışan doktorların 15 bini son 12 yılda yurt dışında çalışmak için başvurularda bulundu. [9]
SAVAŞ POLİTİKALARINA SON VERİLMELİ
Türkiye’nin Suriye üzerinden elini çekmemesi, senelerdir sınır ötesi operasyonlarla bölgeye müdahalelerde bulunulması, bugün de El Kaide uzantılı HTŞ ile ortak hareket eden Türkiye, savaş politikalarını asıl hedef olan Rojava üzerinden sürdürüyor. Türkiye halklarını, enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar kasıp kavuruyorken, bütçenin savunma sanayisine ve sınır ötesi operasyonlara ayrılması işsizliği ve zorunlu göçü körüklüyor. Aynı zamanda ülkede halihazırda var olan ulusal ve mezhepsel sorunlar doğrultusunda uygulanan politikalar, Alevi ve Kürt kesimlerin göçüyle de sonuçlanabilir.
Asıl görmemiz gereken, göçmenlerin sorunun merkezinde yatmadığı ve hükümetin savaş politikaları ve rant hırsı beyin göçü gibi problemlere neden olduğudur. Bugün savaşın sonunun ne olacağını net bir şekilde söylemek mümkün değil fakat biliyoruz ki Türkiye ve diğer hükümetler “Suriye’yi yeniden dönüştüreceğiz” şiarlarıyla kendi sermayelerini bölgeye taşıyacak. Göç, Suriye toparlansa da şeriatçı bir rejim ve sömürü politikalarının sonucunda daha parçacıklı olacak. Sınır dışı operasyonlar altında sürdürülen savaş politikaları son bulmadıkça bütüncül bir Suriye inşa edilemeyecek ve bu savaş asla son bulmayacak. Suriye, Suriye halkının olmadıkça, sermaye kâr hırsıyla yanıp tutuştukça daha böyle yazıları çok yazacağız.
KAYNAKÇA
[1] https://dergipark.org.tr/tr/pub/ulipod/issue/75037/1215817
[2] https://www.sozcu.com.tr/abden-turkiyeye-tepki-gocmen-basina-erdogana-4-7-milyon-euro-odedik-wp7818054
[3] https://teyit.org/dosya/suriyeli-emegi-isgucu-piyasasini-nasil etkiliyorlar?utm_source=chatgpt.com
[4] https://gazeteoksijen.com/yazarlar/irfan-donat/tarimda-ithal-isci-donemi-48465?utm_source=chatgpt.com
[5] https://archive.is/oy0Ki
[6] https://www.temizgiysi.org/wp-content/uploads/2017/03/Tekstilin_Geride_Biraktiklari_TR_DIJITAL.pdf
[7] https://archive.is/tfL2R https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yuksekogretim-Beyin-Gocu-Istatistikleri-2021-2023-53839#:~:text=Yükseköğretim%20mezunlarının%20beyin%20göçü%20oranı%202015%20yılında%20%251%2C6%20iken,%252%2C4%20olarak%20gerçekleşti
[8] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yuksekogretim-Beyin-Gocu-Istatistikleri-2021-2023-53839#:~:text=Yükseköğretim%20mezunlarının%20beyin%20göçü%20oranı%202015%20yılında%20%251%2C6%20iken,%252%2C4%20olarak%20gerçekleşti
[9] https://www.evrensel.net/haber/529187/beyin-gocunde-artis-suruyor