Depremin etkisi 3 yıl sonra dahi genç kadınları etkiliyor
Genç kadınların deprem bölgelerinde yaşadığı zorluklar bireysel değil, toplumsal bir mesele olarak ele alınmalıdır.

Fotoğraf: Burcu Yıldırım
Yağmur ŞİMŞEK
Malatya
2025'in şiddetsiz bir dünya; korkusuzca, adaletli bir şekilde yaşayabildiğimiz bir yıl olmasını istiyoruz. Sadece şiddetten korunmayı değil, hayatın her alanında (iş dünyasında, siyasette ve eğitimde) eşit temsil edilmeyi istiyoruz.
Deprem bölgelerinde hayat herkes için zorlayıcı ancak genç bir kadın olmak bu zorluklara başka bir boyut ekliyor. Çadırlar ya da konteynerlerde yaşayan kadınlar, temel mahremiyet ihtiyacını bile karşılamakta zorluk çekiyorlar. Özellikle genç kadınlar olarak güvenlik eksikliği nedeniyle kendimizi huzursuz hissediyoruz.
Gece aydınlatmalarının yetersiz olması, gece dışarı çıkmamızı zor bir hâle getiriyor. Bu durum hem fiziksel güvenliğimizi hem de sosyal yaşamımızı sınırlıyor. Deprem sonrası toplu ulaşım araçlarının güzergahlarının sürekli değişmesi ve saatlerinin erkene çekilmesiyle beraber (minibüslerde akşam saat 7, bazı otobüslerde akşam saat 8’de seferler bitiyor) ciddi bir ulaşım sorunu yaşanıyor. Özellikle toplu taşımanın yetersiz olduğu bölgelerde, kadınlar için güvenli bir şekilde seyahat etmek daha da zorlaşıyor.
Deprem sonrasında sosyal alanların yıkılmış ya da kapalı olması, sosyal izolasyonu artırıyor ve bence psikolojik zorlukları daha da fazla derinleştiriyor. Deprem bölgelerindeki ekonomik belirsizlik, özellikle kadınlar için iş bulmayı ve finansal bağımsızlığı zorlaştırıyor.
Genç kadınların deprem bölgelerinde yaşadığı zorluklar bireysel değil, toplumsal bir mesele olarak ele alınmalıdır. Deprem bölgesinde yaşayan genç kadınlar olarak; gece ışıklandırmalarının arttırılmasını, ulaşım sorunlarının giderilmesini, sosyal alanların arttırılmasını ve ekonomik belirsizliklerin giderilmesini istiyoruz.
Evrensel'i Takip Et