Mercan Selçuk Dans Topluluğundan | ‘5 Mevsim’ eseri, insanın içindeki sadelik
Klasik bale eserlerinde sadece kadınları “point”le görüyoruz, erkek bir dansçıyı “point”le harikalar yaratırken görmek beni çok heyecanlandırdı.

Fotoğraf: Volkan Erkan
Yağmur Su ÖZDEMİR
İstanbul
“5 Mevsim” modern bale eseri, Mercan Selçuk Dans Topluluğunun 6. eseri. Doğanın sunduğu 4 mevsimde insanın 5. mevsime, bedensizliğe yolculuğudur.
Öncelikle Mercan Selçuk Dans Topluluğunun değerli dansçılarına bana düşündürttükleri, yaşattıkları her bir duygu için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Ucundan kıyısından müziği, videosu, ışığı ve koreografisi ile bu eseri ortaya koyan herkesi tüm kalbimle tebrik ediyorum. Eseri izlerken aldığım notlarımı da sıcağı sıcağına sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eserin, koreografi ve kurgusu Mercan Selçuk’a, müziği Deniz Baysal’a, ışığı Burak Öztürkmen’e, dekoru Murat Yılmaz’a ve videoları Tuna Tuna’ya ait.
DAYATILAN CİNSİYET ROLLERİNİ YIKAN BİR TUTUM
“Yenilikçi bir sanat anlayışı mümkün mü? Yapabilir miyiz?” sorularıma “evet” cevabını aldığım bir temsil olduğunu ve herkesin izlemesi gereken bir eser olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Sanki sabah uyanınca Mezzo TV’den bir eser izliyormuşuz gibiydi… Erkek dansçıların eserde “point” (bale ayakkabısı) kullanımının eserde söz edilen 5. mevsim, beden ve zaman gibi kavramlar açısından, dayatılan cinsiyet rollerini ve algılarını yıkan bir tutum olduğunu düşünüyorum.
Çünkü klasik bale eserlerinde sadece kadınları “point”le görüyoruz, erkek bir dansçıyı “point”le harikalar yaratırken görmek beni çok heyecanlandırdı. Seyircilerin arasından sahneye çıkışları aslında izleyicileri de esere dahil edişlerini çok sevdim. Kostümleri ve video ile dansların uyumu inanılmazdı. Eserde ilgimi çeken şeylerden biri de 5 farklı temsiliyeti olan 5 ana dansçının oluşu etkileyiciydi.
Bir yıl, dört mevsim… Ama bazen bu döngünün dışına taşan, hissedilen ama görülemeyen bir 5. mevsim vardır. Ne bir takvimde yer bulur kendine, ne bir gün batımında belirir. Bu mevsim, kalbin zamanla dans ettiği; bedenin, ruhun sonsuz bir rüzgarla buluştuğu o anların mevsimidir. Tüm temsil boyunca gerek danslarıyla gerek müzikleriyle bu mevsimde esen tatlı bir rüzgar gibi hissettim kendimi.
1 yıl bir an gibi gelir insana bazen, çünkü o 5. mevsim, zamanın zincirlerini kırar. Anılar ve hayaller arasında ince bir köprü kurar. Her gözden bakana farklı bir anlam taşır bu mevsim. Kimi için bir aşkın başlangıcıdır, kimi için bir vedanın huzuru. Bu mevsim, alışılmış dört mevsimin ötesinde, bedensiz bir huzurun, içsel bir aşkın mevsimidir. Her bir dansçının dans edişinde çok yoğun bir şey hissettim, yer yer kış gibi ağır, yer yer yazın güçlü sıcağı gibi kavrulmuş…
Doğanın sırlarını ararken fark edersiniz 5. mevsimi. Kışın keskin soğuğunda, baharın kokusunda ya da yazın kavurucu sıcağında değil; bir iç sesin fısıldadığı yerde bulursunuz. Bu mevsim, insanın kendine döndüğü, kendiyle tanıştığı bir evredir. Sonsuz bir bahar kadar ümit dolu, bir kış sabahı kadar dingindir.
Beşinci mevsim, bir sırrı saklıyor gibiydi. O sır, hayatın tüm karmaşasına rağmen insanın içinde taşıdığı sadeliktir. Herkesin sırrı kendine özeldir. O yüzden 5. mevsim, bazen bir sevdiğin elinde, bazen bir müziğin nağmesinde, bazen de yıldızlı bir gecede belirir. Momo’da kitabın sonuna doğru zaman kavramı içerisinde koşturduğu ve kaybolduğu kaplumbağası Cassiopeia’yı aradığı bir bölüm vardı… Cassiopeia aslında takım yıldızlarından biridir, Momo’yu okurken kurduğum hayallere gittim 5 Mevsim’i izlerken..
Ve anlaşılan odur ki, dansçıların bedenlerinde işlediği şeyin bendeki yansıması, 5. mevsim aslında bir yer değil, bir haldir. Kendi içimize baktığımızda hissettiğimiz tarifsizliktir. 5. mevsimin kapısını aralayan anahtardır insanın kendisi. Bu mevsimde, zamansız bir aşkın ve sınırsız bir yaşamın tadı vardı. Kış, yaz, bahar ya da sonbahar beklerken, fark edersiniz: O 5. mevsim, hep sizinleydi 5 mevsim iyisiyle kötüsüyle bize ait ne varsa oydu.
“1 yıl bir an 1 dakika / Her gözden bakanda / Bedensizliğin aşkında / 5. mevsimin sırrında”
Evrensel'i Takip Et