26 Aralık 2024 05:15

Şireci Tekstil işçisi: Sermayenin bize dayattığı açlık sınırını kabul etmeyelim

“Enflasyonu düşürmek için milyonlarca asgari ücretliden fedakarlık beklemek yerine, külliyeye ayrılan bütçeden, yıllardır vergi alınmayan, vergisi sıfırlanan patronlardan fedakarlık istenmelidir.”

Fotoğraf: Erdem Ayçiçek/Evrensel

Paylaş

Şireci Tekstil işçisi
Antep

Milyonlarca emekçinin yaşam standardını belirleyen asgari ücret, işçi temsilcileri olmadan, akşam vakti, yangından mal kaçırırcasına belirlendi. Türk-İş’in ve asgari ücret alan işçilerin masada olmadığı 3-5 dakikalık bir toplantı yapılırken asgari ücret yüzde 30’luk zam ile 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın toplantının ardından yaptığı basın açıklaması metninin bize, önceden hazırlandığını ve asgari ücretin çok önceden belirlendiğini, formalite icabı dördüncü toplantının yapılmış olarak lanse edildiğini gösterdi.

Merkez Bankasının 2025 yılı için hedeflenen enflasyon oranı yüzde 17.5 olmasına rağmen, 2024 yılının kasım ayında açıklanan yıllık enflasyon oranı ise yüzde 47 olarak belirlenmiştir. Cumhurbaşkanının “Emekçi kardeşlerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözüne rağmen asgari ücrete yapılan zam oranı açıklanan enflasyonun çok altında kalmış durumda. 2024 yılı kasım ayında yapılan araştırmaya göre dört kişilik bir aile için açlık sınırı 21 bin lira, yoksulluk sınırı ise 72 bin 500 liradır. Apar topar açıklanan asgari ücret açlık sınırının biraz üstünde yoksulluk sınırının ise üçte biri oranında bile değil. Yapılan yüzde 30’luk zam, milyonlarca emekçiyi açlığa, sefalete mahkum ettiği bir ücret olarak tarihte kara bir leke olarak kalacaktır.

FEDAKARLIK ASGARİ ÜCRETLİDEN DEĞİL SERMAYEDEN İSTENMELİ

Yıllardır yürütülen ekonomi politikaları ile ithalat-ihracat dengesinde bozulmalar yaşanmıştır. Ülkeyi, üreten ülke olmaktan çıkararak tüketen ülke konumuna getiren ve tarım alanlarını sermayedarlara peşkeş çekerek kamulaştırıp betonlaştıran AKP iktidarı; emekçiyi yoksullaştırıp, yoksullaşan emekçilerin boğazından kısmasını sağlayarak enflasyonu düşürmek istemektedirler. Yapılan bu zam ile emekçiler kiralarını ödeyemez, hastaneye gidemez duruma getirilmek isteniyor. İşsizlik tehdidi ve işten atılma korkusunu emekçiler arasında yayarak üretimde devamlılık sağlayarak ucuz iş gücü olarak ülke, Uzak Doğu Asya ülkeleri durumuna getirilmek istenmektedir.

Enflasyonu düşürmek için milyonlarca asgari ücretliden fedakarlık beklemek yerine, külliyeye ayrılan bütçeden, yıllardır vergi alınmayan, vergisi sıfırlanan patronlardan fedakarlık etmeleri istenmelidir. Gaziantep’te Şireci Tekstil, Selçuk Tekstil, Merinos, Zeki Mensucat ve Melike Tekstil gibi ihracat rekorları kıran dev firmalar son 3-5 yıldır kendi çalışanlarının bir maaşı kadar bile vergi vermezken, işsizlik fonunda biriken milyarlarca para işsiz kalan emekçiler yerine, teşvik adı altında fabrikatörlere verilmektedir.

Yoksulluğa ve açlığa mahkum edilen işçiler patrona muhtaçmış gibi hissettirilerek haksızlıklara boyun eğmeye, verilen ücreti kabul etmeye zorlanıyor. Oysaki biz işçiler nasırlı ellerimizi makinelere vurmazsak makineler hayat bulmaz. Hayat bulmayan makinelerin çarkı dönmez. Dönmeyen çark üretim veremez. Nasırlı ellerimizle saatlerce makinelerin çarkını çevirerek, kan ter içinde emeğimizi sermayedarlara kiralayarak onların servetine servet katarken, neden açlığa, yoksulluğa mahkum edildiğimiz bir ücreti kabul edelim? AKP hükümeti memleketi kapitalist sömürü zulmünün yuvası haline getirse de bunu değiştirmek işçi sınıfının, emek örgütlerinin ve işçi sınıfı partisinin etrafında kenetlenerek değişir.

TIRNAKLA KAZIYARAK KOPARIP ALMALIYIZ

Sermayenin bize dayattığı açlık sınırını kabul etmeyerek, her platformda tepkimizi en sert şekilde göstermemiz gerekli. Başta fabrikalar olmak üzere her alanda örgütlenerek bir sendika etrafında kenetlenip meydanlara inmemiz lazım. Asgari ücretin biraz üstünde ücret veren işletmelerin işçiye yüzde 30’luk zammın altında ücret vermesi, işçilerin aldığı ücret ile asgari ücret arasındaki makası daraltacak, bu makas çok geçmeden tamamen kapanacaktır. İşte tam da bu noktada işçiler tepki göstermeli, şalterleri indirerek eylem pozisyonuna geçmelidir. İşçi sınıfı etrafında kenetlenerek, belirlenen talepler doğrultusunda adım adım patronları sıkıştırıp meydanları boş bırakmadan taleplerimizi kabul ettirmekten başka yolumuz yok. İşçilerin kaybedeceği bir asgari ücret iken, patronların kaybedecekleri milyon dolarlardır. Ne lafla peynir gemisi yürüyecek ne de bir sabah uyanıldığında devrim olacaktır! Her şey tırnakla kazınarak koparılıp alınmalıdır.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Sarıyer TEM Otoyolu’nda öğrenci servisi devrildi; 9'u öğrenci 10 yaralı

SONRAKİ HABER

Evgeny Grinko yılbaşı konseri için sahnedeydi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa