Adile Yadırgı: ‘Tek dil, tek kültür’ politikaları halkın gerçeğini yansıtmıyor
Müzisyen Adile Yadırgı ve Tutu Aydınoğlu, Azerbaycan’ın Sovyet Dönemi’nde yaşamış büyük bestecilerini birlikte yorumlamaya devam ediyor.
Adile Yadırgı ve Tutu Aydınoğlu
Ekim Deniz AKARSLAN
İstanbul
Müzisyen Adile Yadırgı ve Tutu Aydınoğlu, 2021 yılında tanışmalarının ardından Azerbaycan’ın Sovyet Dönemi’nde yaşamış büyük bestecilerini birlikte yorumlamaya devam ediyor.
İkili, geçtiğimiz senelerde yorumladıkları Tofiq Quliyev, Fikret Amirov ve Andrey Babayev’in bestelerinin ardından, sözleri Zeynal Cabbarzâde, bestesi Tofiq Guliyev’e ait “Qəmgin Mahnı” adlı eseri dinleyiciye sunmak için tekrar buluştu. Yönetmenliğini Çiğdem Sezgin ve Eyüp Boz’un yaptığı video klibi de geçtiğimiz günlerde çıktı.
Amaçlarını, “Türkiye’nin yakın coğrafyalarındaki halkların geleneksel seslerine kulak vermek, çağdaş Azerbaycan bestecilerini hatırlamak ve kardeşliği şarkılarda da öne çıkarıp yaşatmaktır” olarak tarifleyen ikilinin eseri, 6 Aralık’ta Z Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yer alıyor.
‘YAŞAYACAK OLAN HALKLARIN BİRLİKTE YARATTIKLARIDIR’
Adile Yadırgı ile eserlerini ve bu bestekarların önemini konuştuk. Şimdiye kadar dört eser kaydettiklerini belirten Yadırgı, eser hakkında, “Qemgin Mahnı, Hüzün Mahnısı -ki ‘qemgin’ Kürtçede dilinde de hüzün anlamını taşır. Ne yaparsak yapalım, iktidarlar tarafından yaratılan, tek dil, tek kültür politikalarının hiçbir halkın gerçeğini yansıtmadığını ispat eden, tarihler boyunca anlamsız savaşlar sonucu çizilen sınırları aşarak yayılmış ortak bir müzik dili var tüm bu yakın coğrafyanın. Asırlar boyu yaşayacak olan sadece halkların birlikte yarattıkları ortak kültürleri ve müzikleridir ve onun yankısıdır” dedi.
‘KADIN CİNAYETLERİNİN AYYUKA ÇIKTIĞI DÖNEME DENK GELDİ’
Tutu Aydınoğlu ile buluşmalarına dair Yadırgı, “Kadınların ısrarla yok sayıldığı, erkek şiddetine kurban gittiği görmezden gelindiği, İstanbul Sözleşmesi gibi hayati bir uluslararası sözleşmenin Türkiye ayağının kadın cinayetlerinin ayyuka çıktığı dönemde iktidar tarafından feshedilmesi zamanlarına denk geldi. Ayrıca sınırda Dağlık Karabağ için büyük bir Ermenistan-Azerbaycan kavgası sürüyordu. Bu çok kültürlü çok dilli tarihsel süreci tekrar hatırlamak, hatırlatmak ve dünyada barış vurgusunu yinelemek için sahnede iki kadın müzisyenin dayanışması, ortaklığı görünürlüğü ayrıca benim açımdan önemliydi” dedi.
‘GÜNEY KAFKASYA MÜZİĞİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORDUM’
“Sovyet Dönemi Azerbaycan Bestekarları” fikrinin ortaya çıkışına dair Yadırgı, “Tutu da kendi projesini kaydeder gibi birlikte oluşturduğumuz her fikri büyüttü bana yol açtı. Sırasıyla benim kaydetmek istediğim Azerbaycan bestecilerinden bahsettim kendisine ve ‘Sovyet Dönemi Azerbaycan Bestekarları’ fikri öyle oluştu. Aslında ikimiz kendi hikayemizi ortaklaştırdık. Her kayıttan önce kaydettiğimiz şarkının bizdeki hatıralarını anlamlarını paylaşıyoruz. Azerbaycan mahnıları benim müziğe başladığım ilk yıllarımda kaydetmeyi çok arzuladığım şarkılardı. Bir türlü yapamamıştım. Ayrıca tüm Güney Kafkasya müziği hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyordum” ifadelerini kullandı.
‘SOVYETLERİN ÇOK KÜLTÜRLÜLÜĞÜ ETKİLEDİ’
Kaydettikleri bestekarların İran, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’dan olduğunu belirten Yadırgı, “Kaydettiğimiz bu bestekarlar bu coğrafyanın sınırlarını aşıp tüm dünyanın bildiği önemli besteciler, piyanistler, orkestra şefleri… Tutu Hoca o coğrafyanın derinliğinden gelmiş bir eğitimci, piyanist katkısı olması açısından beklediğimin üstüne çıktı. Dönüp baktığımızda Tofiq Guliyev de Andrey Babayev de Sovyetler Birliği Dönemi’nde Rus eğitimi almış ve yaşamış besteciler. Projemiz biraz da öyle şekillendi. Açıkçası Sovyetler’in çok kültürlü çok dilli kültür hayatından bizim gibi komşu kültürlerin etkilenmemesi olanaksız ki bu bestekarlar hem klasik müzik alanında, hem Jazz hem de kendi ulusal müzikleri, mugamlarını makamlarını yani hikayelerini birlikte işlemiş olağanüstü yepyeni bir müzik yaratmışlar. Ben kendi kişisel müzik yolculuğumda bu hem doğulu hem batılı olma halini çok önemsiyorum” dedi.
‘SOVYETLER’İN DÜNYA KÜLTÜR MİRASINA KATKILARI TARTIŞILMAZ’
Tofig Guliyev’in bu açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Yadırgı, Sovyetler’in dünya kültür mirasına katkısı hakkında şunları söyledi: “Uzeyir Hacıbeyov Azerbaycan müziğinin batı dünyasında tanınmasını sağlayan en önemli bestecilerdendir. Fikret Amirov, Andrey Babayev saymakla bitmez… Hemen hepsi Moskova Devlet Konservatuvarında batı müziği eğitimi almış isimler. Projemizin oluşmasında Sovyet Dönemi bu açılardan önemliydi. Sovyetler Birliği’nin dünya kültür mirasına katkıları tartışılmaz. Keza edebiyat dünyasında Maksim Gorki’yi ve Mayakovski’yi tanımamızı sağlayan bir tarihsel dönemden bahsediyoruz. Resim dünyasında da Kandinsky bambaşka yeni bir çığır açtı. Dünyanın sanat mirası için paha biçilmez bir dönem. Çaykovski ve Rahmaninov’u hatırlarken Amirov’u neden unutalım? Bütün bunları tekrar hatırlamak, hatırlatmak istedim yaptığımız bu ortak çalışmada.”
‘AZERBAYCAN MÜZİĞİ SESİN SINIRLARINI GÖRMEK İÇİN ÖNEMLİ’
Bu müziği ayrıca vokal tekniği açısından da çok önemsediğini sözlerine ekleyen Yadırgı, “Bestekarların çoğu dünya çapında bilinen operalar, operetler ortaya koyan isimler. Kendi sesinin sınırlarını görmek, yorumlama kabiliyetini artırmak açısından önemli bir müzik Azerbaycan müziği ve tüm Güney Kafkasya aslında. Sövket Elekborava, Sara Kadimova gibi olağanüstü ses sanatçıları da bu saydığımız bestecilerin, hocaların eserleriyle dünya çapında bir üne kavuşmuşlardır. Sanki şarkıcılar için yazılmış her bir notası -ki o kadar vokal müziğidir de Azerbaycan müziği. Çalgı müziklerinden de ayrıca büyülendiğimi belirtmem gerekir. Ramiz Guliyev başlıcalarındandır…” dedi.
Repertuvarlarında yer alan Besteci Tofiq Guliyev’in “Müziğim bir dereceye kadar günah çıkarma niteliğindedir ve size benim hakkımda herhangi bir röportajdan daha fazlasını anlatacaktır. Sadece nasıl dinleyeceğini bilmen gerekiyor” sözleriyle bu müziğin “Ne kadar derin, duygusal ve hayattan olduğunu” belirten Yadırgı, “Ayrıca Tutu Aydınoğlu’yla uzun bir süre birlikteliğimizin devam edeceğini düşünüyorum” yorumunda bulundu.