Narin Güran cinayeti davası ikinci duruşma, ikinci gün: Mütalaaya karşı savunmalar verildi
Narin Güran cinayetinde sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması, ikinci gününde mütalaaya karşı savunmalarla devam etti.
Fotoğraf: Ömer Yasin Ergin/AA
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması, ikinci günüde devam etti.
Duruşma yarın saat 10.00’da sanık ve sanık avukatlarının savunmalarıyla devam edecek. Mahkeme heyetinin yarın her 4 sanık için kararını açıklaması bekleniyor.
Cinayete ilişkin haklarında 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanıklar annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar, yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirildi.
Duruşmaya bugün saat 09:00'da kaldığı yerden devam ediliyor. İkinci gün amca Salim Güran'ın savunmasıyla başladı.
NEVZAT BAHTİYAR’I SUÇLADI
Tutuklu amca Salim Güran, olay günü yaptıklarını anlattı. Güran, Narin’in kaybolduğu saatte kızının kendisini arayarak, Narin’in kayıp olduğu haberini verdiğini ve Mehmet Selim Atosoy ile birlikte hemen mahalleye gittiğini iddia etti. Güran, daha önce anlattıklarını tekrarladı.
Avukatlar, ifadelerdeki çelişkilere dikkati çekti. Güran, buna karşı bütün ifadelerinin doğru olduğunu ileri sürdi. Güran, Nevzat Bahtiyar’a işaret ederek, “Hem bizi hem ailemizi yok etti” dedi.
Suçlamaları kabul etmeyen Güran, "Canımız gitti, daha mezarına gitmemişim. Lütfen bizim ailemiz üzerinden şov yapmayın. Bittik, artık kendimizi ifade edemiyoruz. Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum. Ailemin hepsi perişan, niye bu kadar kötülük, art niyet. Bir DNA yüzünden başıma neler geldi” ifadelerini kullandı. Güran, beraat talebinde bulundu.
SALİM GÜRAN: JANDARMA BAŞKA HİKAYELERİN PEŞİNE DÜŞTÜ
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, sanık Nevzat Bahtiyar’ı suçladı. Bahtiyar’ın her yeni çıkan delil ve duruma göre ifade değiştirdiğini söyleyen Akdağ, "Bir kişi nerede kayboluyorsa, en yakın yerde aranmaya başlanır. Burada Nevzat’ın evi patikaya en yakın yerdir. Nevzat ilk anda tespit edilebilseydi, Salim’den önce bulunabilseydi, hiçbir kurgusu olmayacaktı. Nevzat iki buçuk hafta sonra gözaltına alındı. O da kendisi itirafçı olmuş değil. Çiftlik kamerasını incelediklerinde, kırmızı arabanın dereye indiğini gördüler, öyle Nevzat’ı fark ettiler” dedi.
Bahtiyar’ın ifadelerindeki çelişkilere dikkati çeken Akdağ, "Bu cinayetin ne zaman işlenmiş olabileceğine dair yaklaşık bir zaman dilimi vardı elimizde. O yol üzerinde zaten öldürüldü. Kızın içinde bulunduğu araba ise 15.40’da deredeydi. Narin’in ölüm dakikasını söyleyeyim mi? 15.13’te Nevzat’ın elinde can veriyor. En fazla 19 dakikalık bir zaman diliminden bahsediyoruz. Çok sayıda faille bu cinayetin işlediğini kim bana izah edebilir? O yüzden fail sayısının olabildiğince az olması gerekiyor. 19 gün boyunca çocuk bulunmadı, bakılması gereken yerlere bakılmadı, yapılması gerekenler yapılmadı, Nevzat tespit edilemedi. Fail bulamayınca fail üretmeye çalıştılar. Jandarma ilk Ahmet isimli birini tutuklasaydı, Nevzat onun ismini verecekti. Jandarma komutanının verdiği talihsiz müjdeyi, haberi de unutmayalım. Narin o sırada derenin altındaydı. Kolluk olayı çözemeyince agrasifleşti. Jandarma her ifadede başka hikâyenin peşine düştü. Kim ne dediyse, saatler, failler ona göre değişti. İş çözülemez hale geldi. Günün sonunda yakalanan Nevzat’ın hikayesi soruşturmanın başına alındı. Nevzat ne dediyse, soruşturma ona göre yürütüldü. Oysa suçu kesinleşen tek kişi Nevzat’tı. Kim var kim yok kolundan tuttuğu gibi içeriye attılar” ifadelerini kullandı.
ADIM HESABI YAPTI
Narin'in kim tarafından öldürüldüğünün henüz açığa çıkarılmadığını söyleyen Akdağ, "Nevzat her ifadesinde battaniyeden bahsediyor. Peki neden? Her ifadede yeni bir hikâye, ama hikayenin değişmediği Salim’in çocuğu öldürmüş olduğudur. Sosyal medyadan takip ede ede ifadelerini düzeltmeye çalışıyor" dedi. Salim Güran'ın olayın yaşandığı gün 2 fatura ödediğini söyleyen Akdağ, otomatik ödeme olup olmadığı noktasında ilgili bankalara müzekkere yazılmasını talep etti.
18 Aralık’ta tutulan tutanakla Salim Güran’ın sadece 45 adım attığının kanıtlandığını söyleyen Akdağ, "Eğer 45 değil de 145 adım çıksaydı şimdi herkes Salim’i katil ilan etmiş olur muydu olmaz mıydı? Baz raporuna göre Salim’in en az 400 adım atması gerekiyor. 15.20’de evin kapısından Arif’in kapısını baz alalım. Salim, 15.00 ile 15.20 ile ahıra gidip geliyor. Salim 15.30 da tekrar ahıra gidiyor. 70 adım olsun, git gel 150 adım. Tekrar ahıra gidiyor, bir 60 adım daha, yolda 80 adım daha, sonra 20 adım daha. Baz verisi Salim’i evde gösteriyor. 10 adım da oradan. Kimse ‘Salim öldürdü’ demiyor ama Enes öldürdü, Salim orada izledi. Salim’i çekersek senaryo çöker. Bu uygulamada sadece belirli veri silebiliyorsunuz, saatlik silmek mümkün değil” şeklinde konuştu.
Akdağ, kriminal raporuna işaret ederek, "Tam bir fiyasko. Ulusal kriminal, Narin’in patikaya çıktığını söylüyor. Narin’i tespit edebilen neden Nevzat’ı ya da Salim’i tespit edemiyor? Rapora göre Narin yaklaşık 50 saniye içinde patikaya çıkıyor. Bir yetişkin bile 2 dakikada çıkar o yokuşu. O yüzden bu yöndeki tespitleri de tamamen asılsız” dedi.
Akdağ, Salim Güran’ın “Kardeşimin kızıdır, 8 yaşında. Onu en son 15.00-15.30’da görmüşler. O anda çingene arabası görmüşler. Eski kırmızı bir araba görmüşler, ondan şüphelenmişler” dediği bir telefon ses kaydını dinleterek, “Bu arada Çarıklıda aranan bazı evlerin Salim’in arada kaldığı ev olduğu iddia edilse de, aranan evlerin Salim’le uzaktan yakından alakası yok. Salim ne duyuyorsa bu ses kaydında da olduğu gibi onu söylüyor” diye belirtti.
Bilirkişilerin tarafsız olduklarına inanmadıklarını söyleyen Akdağ, bir üniversiteden bilirkişi alınmasını talep etti. Akdağ, Narin Güran'ın katilnin Nevzat Bahtiyar olduğunu tekrarlayarak, müvekkilinin tahliyesini ve beraatini, bunlar karşılanmazsa "ev hapsi" verilmesini istedi.
Mahkeme,duruşmaya saat 14.00’a kadar ara verdi. Duruşma, aranın ardından sanık ve avukatların savunmalarıyla devam edecek.
NEVZAT BAHTİYAR: BANA 'KAYBET' DEDİ
Duruşma aranın ardından itirafçı Nevzat Bahtiyar'ın son savunmasıyla başladı. Bahtiyar, "Narin'i kesinlikle ben öldürmedim. Sadece ben taşıdım. Taşımanın cezası neyse ben razıyım. Cesedi bana verdi (Salim Güran) kendisi bana işaret etti. Bana 'kaybet' dedi.' Parça parça halinde kaybet' dedi. Herkes benim üzerime yükleniyor. Kendini savunmak için bunu yapıyorlar" diye konuştu.
Salim Güran ve avukatının suçu kendisinin üzerine yıkmaya çalıştığını söyleyen Bahtiyar, "Salim’in avukatı bana 'vahşi papağan' dedi. Ben papağan değilim, öyle olsaydım ormanda yaşardım. Ailem güvende olmadığı için yalan söyledim. Cezaevine geldiklerinde her şeyi anlatmaya hazır olduğumu söyledim. Cezaevinde ne televizyon var ne radyo; bilgileri nereden bilebilirim? 'Patlıcan' dedim, herkes güldü. Sadece espri yapmıştım" diye konuştu.
Bahtiyar, savunmasında son olarak şunları söyledi: "Yakalandığım gün ifademi almaya götürdüler. Orada tanıdığım kimse yoktu. Sadece karakol komutanı vardı. Ben onları tanımıyordum. Ailemin güvencesi olmadan mecburen yalan söylememek zorunda kaldım. Sen çağırdın Narin'i bana teslim ettin. Burada da inkâr ediyorsun. Cezam neyse de razıyım. Bunu inkâr edemiyorum. Onların mecburen kabul etmesi lazım. Hepsini benim üzerime atıyorlar. Ben kesinlikle kabul etmiyorum. Neyse ben onu söylerim."
Ardından Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasına başladı.
"SUÇTAN KURTULMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Sanık Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ’ın müvekkiline dair ithamlarda bulunmasına tepki gösterdi. “Bir kişiye katil ya da buna benzer bir ithamda bulunabilmek için bir karar çıkmış olması gerekiyor” diyen Eryılmaz, "Bu davada benim müvekkilim ve diğerleri sanıktır. Dolayısıyla diğer sanıkların avukatların, müvekkilimize katil demesini etik bulmuyoruz. Aile içerisinde herhangi bir kişinin namusuyla ilgili savunma yapmadık ya da bunun üzerinde savunma mekanizma geliştirmedik. Biz şu ana kadar ne konuştuysak, belgelerle konuştuk. İftira attığımız söylemleri tamamen ahlaksızlıktır" dedi.
Sanıkların da müvekkilini suçlamasını kabul etmediklerini söyleyen Eryılmaz, "Yapabildikleri tek şey, 'Cinayeti Nevzat işledi' demek. Ellerinde ne bir delil var ne bir tanık var. Suçtan kurtulmaya çalışıyorlar. Dosya içerisinde o kadar çok delil var ki... Bir sürü delil sunduk” şeklinde konuştu.
SALİM GÜRAN'A İŞARET ETTİ
Güran ailesi sanıklarının katilin kim olduğunu bildiklerini ve "mağdur rolü" yaptıklarını söyleyen Eryılmaz, "Bir araya gelmişler, 'Biz nasıl Enes’i bu işten çıkartıp, kurtarırız' demişler. Ellerinden geleni yapmışlar. O kadar kişi 19 gün boyunca Narin’i aradı. Türkiye’nin en büyük kurtarma operasyonu yapıldı. Ona rağmen o kız bulunamadı. Neden bulunamadı? Narin aranırken, 95 sahte ihbar, 2 tane yangın, Narin’in terliğinin aynı rengi ve modelinde terlik bulma, gelen-giden arabalar, tanıkları, jandarmayı yanıltmak… Bu davranışlar olmasaydı, Narin 2-3 gün içinde bulunurdu. Bunlar Narin’in bulunmasını da istemediler. Bir kabahat işlediler ve o kızın bulunmaması için ellerinden geleni yaptılar. Bulunursa bile, ‘O zaman kadar deliller kaybolur, bize ait bir şey çıkmaz biz de bu işten yırtarız’ diye düşündüler. Ama umdukları gibi gitmedi" şeklinde konuştu.
Salim Güran'ın komutanla yaptığı ilk konuşmada Narin’in kaybolduğu saate dair 15.00-15.30, daha sonra 16.00-16.30, en son da 17.00-17.30 saatini verdiğini belirten Eryılmaz, "Sürekli yeni saatler söyledi. Bu kadar delil karartmayı Nevzat için mi yapacaklar? Nevzat’ın bu aile için ne değeri var? Cinayetin oluş şekline baktığınız zaman ani gerçekleşen bir cinayet. Bir anlık olup, biten bir suç. Dolayısıyla ailenin içerisinde işlenen bir cinayet olduğu çok açık. Nevzat’ın buna ne katkısı olabilir? Nevzat aile içinde sevilmeyen bir adam. Bir sürü kişi varken neden Nevzat’ı çağırıp, cenazeyi ona verdi? O gün düğün için herkes gitmiş, sözde köyde kimse kalmamış. Köyde kimse kalmadıysa… Denilene göre aralarında su akmıyormuş, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyormuş. Salim, Nevzat’ın evinde olduğunu biliyor. ‘Buna ne desem yapar’ diyor. Nevzat’tan daha iyi kukla bulabilir mi?” ifadelerini kullandı.
Müvekkili Bahtiyar’ın ifadesinin "itibar görebilecek tek ifade" olduğunu savunan Eryılmaz, baz raporlarına güvenmediklerini ve bu nedenle kabul etmediklerini söyledi. Bilirkişi raporlarının sahte olabileceğini öne süren Eryılmaz, "Bu raporun hükme esas alabilecek nitelikte bir hukuki belge olduğunu kabul etmiyoruz” dedi. Eryılmaz, “Jandarma kamera kayıtlarını inceledikten sonra kırmızı arabanın sahibine bakıyorlar. Sahibi, Nevzat Bahtiyar’ın oğlu çıkıyor. Oğlunu almaya gittiklerinde ‘Oğlum değil beni arıyorsunuz’ diyerek, teslim oldu. Yatağın altında yakalanmadı yani. Diğer mevzu Salim ile Nevzat bir ay içinde 45 defa konuşmuşlar. Bu 2 günde bir konuşmaya tekabül ediyor” diye kaydetti.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ’ın “adım sayar” savunmasına değinen Eryılmaz, "Bu program birçok telefonda yüklüdür. Elinizde, cebinizde ve çantada ayrı taşıyor. Salim Güran’ın telefonu nerede taşıdığını ya da bir yere bırakıp bırakmadığını nereden bilelim. O adım sayarlara da inanmıyoruz. Bu davayı özetlersek de adına ‘45 adımda cinayet’ diyebiliriz. Narin’in, Nevzat’ın evini geçtiği ve o tepeye çıktığı raporlarla da kesinleşmiştir. Tepeye üstüne çıkıp, ortadaki eve gelmiş. Oradan da ahıra doğru gidiyor. Ölümüne sebep olan şeyi 15.14’de gördü. Yüksek ihtimal ölüm saati de 15.16’dır" şeklinde konuştu. Eryılmaz, tahliye talebinde bulundu.
"NEVZAT BAHTİYAR, SALİM GÜRAN TARAFINDAN SUÇA ORTAK EDİLDİ"
Nevzat Bahtiyar'ın diğer avukatı Adnan Ataş ise, "Müvekkilime yönelik çirkin ithamların hiçbir dayanağı yok. Hiçbir delil, hiçbir tanık yok. Olay yerini evin içi gibi göstermeye çalıştılar. Güran ailesinin nasıl ifade değiştirdiğini hepimiz gördük. Müvekkilim Nevzat Bahtiyar, aile üyelerinin köyde olmadığı günde Salim Güran tarafından aranarak suça ortak oldu. Baba dahil kimse müvekkili şüpheli olarak göstermiyor. Bir şey olduğunda Arif Güran’ı hemen arayan Salim Güran, kızı kaybolduğunda babayı aramıyor. Nevzat Bahtiyar en rahat şekilde dün ve bugün konuştu. Kasım ayından bu yana müvekkilim ailesinden dolayı içi rahatladığı için bu duruşma daha sakin konuştu. Nevzat Bahtiyar, Salim Güran’ın dostu ve o gün Salim’in bu işe Nevzat’ı ortak ettiği çok açık" diye konuştu.
"EN ÖNEMLİ DELİL SALİM'İN DEREYE YÖNELEN EKİPLERİ KANALA YÖNLENDİRMESİ"
Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Adnan Ataş, "Salim Güran'ın arama çalışmaları dereye yöneldiği sırada ekiplere, 'orada ne işiniz var, kanala bakalım ama yine de siz bilirsiniz' demesi en önemli delildir. Bu dosyada Enes Güran’dan bahsediyorsak, onunla ilgili bir jandarma tutanağımız var. Savunmalarda şunu duyduk: 'Enes Güran kardeşine zarar verirse Salim neden babasını aramasın?' gibi bir ibare kullanıldı. Narin’in kaybolduğu gün Arif Güran kızın kaybını yan köyden birinden öğrendiğini söylüyor. Salim, Narin için neden kardeşini aramasın?" dedi.
Avukat Ataş da cinayetle ilgili mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, hükümle birlikte tahliye talep etti.
Nevzat Bahtiyar'ın avukatlarının savunmasının bitmesiyle birlikte duruşmaya tekrar ara verildi.
ENES GÜRAN: EVDEYDİM, İNKAR ETMİYORUM
Duruşmada sanık ağabey Enes Güran’ın savunma yaptı. Savcılığın mütalaasını kabul etmediğini dile getiren Güran, “Olay günü ‘evde’ olduğum için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alacağım diye bir şey yok, suçluyum diye bir şey yok. Olay günü evdeyim, inkar etmiyorum. Tanımadığım insanlar kardeşimi arıyor, jandarmada bana ‘konuş’ diyor. İlk ifademde 16.30 dedim doğru. İkinci ifademi de verdim. ‘Cezaevine gireceksin’ dediler, ‘tamam’ dedim. Kardeşim üzerinden suçladılar. Ben de dedim hatırlayayım, başka çarem yok. Hatırladıktan sonra onlara anlattım, burada anlattığım gibi. Sonradan gidip benim söylediğim şahitlerin ifadelerini alıyorlar. Gözümdeki morluğa geleyim. Ben kimseye zarar vermem. Eğer gözüm o gün morsa neden kameralar önüne çıkayım? Aile üyemden kimse hastaneden geldiğimi hatırlamıyor. Ben ilk günden beri onlara söyledim. Kolumdaki ısırık, dediğim gibi ben ısırdım” şeklinde konuştu.
Bahtiyar’ın avukatlarının, Güran ailesinin Bahtiyar ile ilgili yaklaşımına dair konuşmalarını hatırlatan Güran, “Nevzat bizim köpeğimiz bile olamaz ama katil oldu” dedi. “İl jandarmada kimsenin bir şeyden anladığı yoktu” diyen Güran, “Onlara bir şeyler söylüyoruz, şüpheli olarak bizi alıyorlar. Söylemeyince, ‘Niye söylemediniz’ diyorlar. Eğer bugün Bahtiyar avukatların dediğine göre ben kardeşimin ölü olduğunu bilsem, bir insan olayı bildiği zaman kardeşinin bulunduğunu bilip, ifadesini değiştirmez mi? Annemin beni koruduğunu söylüyorlar. Annem beni korumuyor. Öyle olsa ben ‘O saatte evde değildim’ derdim, annem de ‘Evet, değildi’ derdi. Kardeşim bulunduğundan beri herkes ‘Bakkal kapalıydı’ diyor. Sizin somut delil dediğiniz, ya siz yanlış bir şey biliyorsunuz ya da ben yanlış biliyorum” sözleriyle savunmasını sürdürdü.
GÜRAN’DAN BAHTİYAR’A: SEN ANLARSIN
“ ‘Nevzat Bahtiyar serbest bırakılsın’ diyorsunuz ya, vallahi billahi Nevzat Bahtiyar tahliye olmayacak” diyen Güran, “ 3 tane taşı kardeşimin üzerine bırakan ne yapmaz ki; hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden, arama çalışmalarına katılan bu adamdır. Kızı nereye gömdüğünü biliyor ama işe gidiyor. Hiç bir şey umurunda değil. Neden şüphelenmediniz Nevzat’tan diyeceksiniz, haklısınız. Nevzat’ın oğlu her gün bizimleydi, camiye geliyordu, bana zorla yemek veriyordu. Bugün HTS’nin yalan olduğunu ortaya çıkarsak, kimse inanmayacak. Herkes kafasında bir senaryo oluşturmuş. Herkes diyor, ‘Güran ailesi, Güran ailesi, Güran ailesi.’ Bugün, yarın suçsuz çıksak dışarıya, ne diyeceksiniz? 14 sayfalık iddianamede adaleti görmüyorum. Nevzat Bahtiyar’ın ailesi araştırılsaydı, Nevzat Bahtiyar’a, ‘Para uğruna bu kadar şey yapmışsın bunu mu yapmayacaksın?’ derdiniz. Ben öyle bir şey söyleyeceğim ki ama bu duruşmada söylemeyeceğim herkes şok olacak. Ben söylemeyeyim Nevzat Bahtiyar sen anlarsın. Ben söyleyeyim, sen kızından anlarsın” ifadelerini kullandı.
Güran’ın sözlerine sanık Nevzat Bahtiyar tepki gösterdi. Duruşmada kısa süreli gerginlik yaşandı.
Suçsuz olduğunu ve hiçbir suçu kabul etmediğini söyleyen Güran, “Hak hukuk dediğiniz zaman elinizde somut delil olmalı. Delil yokken beni yargılayamazsınız” dedi.
İfadesini bitiren Güran’ın ardından avukatları savunma yapıyor.
Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek, savcının mütalaasına iştirak etmediğini söyledi. Akbilek de, bilirkişi raporlarına dair eleştiri yaparak, “Bizim nezdimizde bunlar bilirkişi değil, müvekkilim aleyhine ifade veren tanıklardır” dedi. İddianamede ve mütalaada her hangi bir tespitin yer almadığını söyleyen Akbilek, “Hatta net bir senaryo da yok. Bir senaryo olacak o senaryoya subjeler yargılama boyunca tek tek oturacak. Sonra kimsenin karşı çıkamayacağı o sonuç ortaya çıkacak. Fiilin nasıl gerçekleştirdiği yok, olası faillerin peşinen faili kabulüyle ne şekilde fiil üzerinde hakimiyet kurduklarını her evre ve aşamada açıkça gösterilecek olan, hangisinin eylemiyle bahsettiğiniz fiilin yapıldığını ortaya koyacak. Bir anlatı dahi yok” şeklinde konuştu. Akbilek, mütalaanın reddedilmesi talebinde bulundu.
‘BAHTİYAR’IN BEYANI ŞÜPHE YARATIYOR’
Sanık Enes Güran’ın bir diğer avukatı Muhammet Fatih Demir, Güran ailesine dönük sosyal medyada yapılan “hakaret” içerikli paylaşımlara dair suç duyurusunda bulunduklarını ve takipsizlik kararları verildiğini belirtti. Demir, ayrıca müvekkilinin iddia ettiği işkence iddialarının ciddi olduğunu da savundu. Nevzat Bahtiyar’ın ifadelerinin analizi olduğunu söylediği metni açan Demir, “Bu niye önemli? Bir sanığın çelişkili beyanda bulunması onun aleyhinedir. Çelişkili beyan meselesi önemli fakat kurgu yaratmak daha önemlidir. Nevzat Bahtiyar inanılmaz zeki. O kadar zeki ki, o dakikada sorulduğunda, Salim’i aramadığını söylüyor, sonra ‘hatırladım, bu nedenle aradım’ diyor. Kurgu yaratıyor. Ben doğrudan Nevzat ‘katildir’ diyememem ama bu beyan şüphe yaratıyor. Köyden ayrıldıktan sonraki dere kenarına geldiği zamana kadar hemen hemen uyuyor, orada sıkıntı yok ama saat 15.08’e geldiğinde Nevzat orada kuduruyor. Orada çelişki yok, kurgu var. 15.08 telefon aramasından sonra hem bir elinde su var su çekiyorsun, sonra ‘Onu su için aradım’ diyorsun. Su için aradığı bana samimi gelmiyor” ifadelerini kullandı.
AVUKATLAR SALONDAN ÇIKARILDI
Sanık Enes Güran’ın avukatı Muhammet Fatih Demir’in, “Kıymetli bir baro kıymetli işler yapmış ama bu dosyada kendini çok yanlış konumlandırdı" sözlerine izleyici olan avukatlar tepki gösterdi. Mahkeme başkanı, “Savunma hakkını aşıyor” diyen Diyarbakır Barosu avukatlarından Habibe Danışman'ı dışarıya çıkarmak istedi.
Mahkeme başkanı, "Konuşma hakkına sahip değilsiniz, avukat hanımı dışarı alalım" Habibe Danışman'ın dışarı çıkarılmasını istedi. Buna itiraz eden avukatlar polis zoruyla dışarıya çıkarılmak istendi. Mahkeme başkanı, Habibe Danışman ve itirazda bulunan diğer avukatlar Özüm Vurgun ile Gülistan Ataş’ı da dışarıya çıkardı.
Son olarak söz alan Enes Güran’ın avukatı Recep Kızılok da “Maddi gerçeği somut verilerle ortaya koymamız gerekiyor, varsayım ve yorumlarla değil. Burada yorum var, maddi gerçek yok” diyerek, müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını istedi.
Duruşma yarın saat 10.00’da sanık ve sanık avukatlarının savunmalarıyla devam edecek. Mahkeme heyetinin yarın her 4 sanık için kararını açıklaması bekleniyor.
İKİNCİ DURUŞMANIN İLK GÜNÜ YAŞANANLAR
Duruşmanın ilk gününde sanık avukatlarının celse arasındaki talepleri doğrultusunda 1'i tutuklu 3 kişi tanık sıfatıyla dinlendi. Amca Erhan Güran'ın evinin bahçesinde bazı aile bireylerinin katılımıyla yapılan toplantıya ilişkin kaydedilen görüntüler, mahkeme salonunda izletildi. Mahkemede söz alan tanık ifadelerinde yine çelişkiler giderilemedi. Aile meclisi toplantısında olduğu belirlenen ve ifade için yönlendirildiği iddia edilen tanıklardan çoban A.A., "Beni önce dövdüler, sonra hediye saat aldılar" dedi. Toplantının yapıldığı evin sahibi Erhan Güran ise A.A.yı' şüpheli davranışları nedeniyle sorguladıklarını öne sürerken, "Yalan söylediği için birkaç tokat atıldı" ifadesini kullandı. Tutuklu sanıklar dahil verilen beyanlarda ilk duruşma serisine benzer şekilde "bilmiyorum", "hatırlamıyorum" cevapları öne çıktı. Sanık avukatları, bilirkişilerin hazırladığı rapora güvenmediklerini ve tarafsızlığı ihlal ettiğini iddia ederek, bilirkişilerin hazırladığı raporun reddini talep etti.
Savcı, her 4 sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Ardından mütalaaya karşı savunma yapıldı. Duruşmada yaşanan gerginlik üzerine mahkeme başkanı bundan sonraki süreçte sanık yakınlarını duruşmalara almayacağını aktardı. (HABER MERKEZİ)